Abdest’te Ellerin Dirsekleri ve Ayak Topukları

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Abdestte Dirsekler ile Ayak Topuklarını Yıkamak Gerekir mi? Abdest Alırken Dirsek ve Ayaklarımızı Nasıl yıkamalıyız. veya Dirselerimizi ve Ayaklarımızı yıkamadan abdest olur mu?

Abdest, belli organları usulüne göre yıkamaktır. Abdestte ayakları topuklara kadar yıkamanın farz olduğu âyet, hadîs ve icma’ ile sabit omuştur. Abdest alırken ellerin dirseklerle birlikte, ayakların da topuklarla birlikte yıkanması gerekir.Çünkü ellerin dirseklere kadar ve ayakların’da topuklara kadar yıkanması farzdır. Namaz kılmak için abdest almak şart olduğu gibi, abdestin farzlarınıda yerine getirmek lazımdır.

Maide suresi 6. ayet meali: Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve -başlarınıza mesh edip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz, iyice yıkanarak temizlenin. Hasta olursanız veya seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan (def-i hacetten) gelir veya kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (Teyemmüm edin). Allah, size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat O, sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz.

Abdestle ilgili Ayet-i Kerimede ellerin dirseklerle birlikte, ayakların da topuklarla birlikte yıkanması yıkanılması emredilmiştir. Abdest almaya niyetlendikten sonra, Euzü Besmele çekilir ve abdest almaya başlanır. Ellerin dirseklerle birlikte, çıplak ayakları topuklarıyla birlikte bir defa yıkamak farzdır.

Abdest alırken ellerin dirsekleri ve ayak topukları nasıl yıkanır? 
Eller bileklere kadar yıkanmalıdır. Yıkanırken bir elin parmakları diğer elin parmakları arasına geçirilerek hilallenir. Yüzük varsa oynatılarak altına su geçmesi temin edilir. Sağ avuca su alınıp, dirseğe doğru akıtılır. Kol, sol elle dirseklere kadar ovulur. Böylece hiç kuru yer bırakılmaz. Sol avuca su alınıp, dirseğe doğru akıtılır. Kol, sağ elle dirseklere kadar ovulur. Dirsekler dahil, kol ıslatılır.

Sol elin serçe parmağı ile sağ ayağın parmak araları, küçük parmaklardan başlamak suretiyle hilallenir ve ayağın tamamı, topuk kemiğiyle beraber yıkanır. Su tupuğun üst tarafından iki tarafa çıkık olan kamiklere kadar ulaştırılır.

Sol ayak da sağ ayak gibi sol elle yıkanır. Sol ayakta parmak aralarını hilallemeye başparmaklardan başlanır. Abdest alırken ayağı sağ el ile yıkamak caizdir. Ancak sünnete uygun olan ayakların sol el ile yıkanmasıdır.

İmamı Hanefîlere göre: Abdestin dördüncü farzı, iki ayağı birer defa yıkamaktır. Çünkü Cenâb-ı Hakk, “Ayaklarınızı topukara kadar yıkayın” buyur­muştur. Böylece atıf vavı’yla “ercül” kelimesi “vucüheküm” kelime­sine atfedilmiştir. Mutlak emir ise tekrarı gerektirmez. İmamiyye mezhebine bağlı olanlar, ayakları meshetmek farzdır, demişler. Ha­san el-Basrî, kişi ayağını abdestte yıkamakla meshetmek arasında serbesttir, demiştir. Müteahhîrinden bir kısmı ikisini birlikte yap­manın uygun olacağını savunmuşlardır.

Böylece Hanefîlere göre, abdestte ayakları yıkamak farzdır, meshetmek ise caiz değildir.

İmam Şafiî diyor ki: Abdest alan kimseye ancak ayaklarının üzerini, altını ökçe ve topuklarını birlikte yıkamak kâfi gelir. Resû­lüllah (a.s.) Efendimiz’den, iki ayağının üzerine meshettiği rivayeti de yapılmıştır.

Böylece Şafii mezhebinde, ayağında mest bulunmayan kimsenin abdest alırken iki ayağını topuklarıyla birlikte yıkaması, abdestin beşinci farzıdır. O bakımdan ayak çatlaklarındaki kirleri, tırnak altlarında biriken yabancı maddeleri gidermek vâcibdir. Aksi halde abdest yerine geçmiş olmaz

Abdullah b. Ömer (r.a.)’dan yapılan rivayette demiştir ki:

“Bir sefer Resûlüllah (a.s.) Efendimiz bizden biraz geride kal­mıştı. Kendisine (dönüp) vardığımızda ikindi vaktini geciktirmiş bulunuyorduk (ikindi vakti iyice yaklaşmıştı.) Abdest almaya baş­ladık ve ayaklarımız üzerine meshediyorduk derken Resûlüllah (a.s.) yüksekçe bir sesle iki veya üç defa “Veyl (yazık) topuklara ateşten…” diye seslendi.

Ebu Hüreyre (r.a.)’den yapılan rivayette, diyor ki:

“Resûlüllah (a.s.) Efendimiz topuğunu yıkamamış bir adam gördü, ona şöyle buyurdu : «Veyl (yazık topuklara ateşten!.

Cabir b. Abdillah (r.a.)’dan yapılan rivayette, demiştir ki:

Resûlüllah (a.s.) Efendimiz, abdest alıp topuklarına su dokun­durmayan bir topluluk gördü ve onlara şöyle seslendi:

“Veyl (ya­zık) topuklara ateşten!”

Abdullah b. Haris (r.a.)’dan yapılan rivayette, Resûlüllah (a.s) Efendimizin şöyle dediğini işittim, demiştir:

“Veyl (yazık) topuk­lara ve ayak tabanlarına ateşten!”

Cerîr b. Hâzim’den, o da Katade’den o da Enes b. Mâlik’den rivayetle, Hz. Enes (r.a.) demiştir ki: Bir adam, Peygamber (a.s.) Efendimiz’e geldi, abdest almıştı da ayağının üstünde bir tırnak kadar kuru yer bırakmıştı. Bunun üzerine Resûlüllah (a.s.) Efen­dimiz ona şöyle buyurdu:

“Dön de abdestini güzelce al!”

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir