Berat Kandili Vaaz Örnekleri

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Berat kandili vaazına başlamadan önce kandiller, yıldızların semayı aydınlattığı gibi yüreklerimizi aydınlatan mübarek ve feyizli gecelerdir. Ramazan ayına iyice yaklaştığımız mübarek günlerdeyiz. Bu mana ve bereket dolu aylar içinde bulunan müstesna gecelerden birisi de Berat Gecesidir. Bu gecenin önemine dair Kur’anı Kerim’de yüce Rabbimiz buyuruyor:

Meali “Apaçık kitaba yemin olsun ki, Biz Kur’an’ı mübarek bir gecede indirdik. Biz, gerçekten uyarıcıyız. O mübarek gecede, her hikmetli iş katımızdan bir emirle ayırt edilir…”

İslam alimleri ayette geçen,“mübarek gece”den maksadın; Berat veya Kadir gecesi olduğunu haber vermişlerdir. Berat Gecesi’ni diğer gecelerden farklı ve mukaddes kılan özellik, bazı âlimlerce Kur’ân-ı Kerîm’in bu gecede topluca Levh-i Mahfûz’dan dünya semasına inmiş olmasıdır. Duhân suresinin ilk dört ayetinde belirtilen Kur’an’ın inzali bu anlamda değerlendirilmiştir.

Evet değerli kardeşlerim bu geceler, kendini bilmenin ve bir beşer olarak ilâhî kudret karşısında acziyetimizin farkına vararak ibadet, taat ve Yüce Yaratıcıya karşı şükürlerimizi artırmanın bir vesilesidir.

Her sene, Şaban ayının on beşinci Berat gecesinde, o senede olacak şeyler, ameller, ömürler, ölüm sebepleri, yükselmeler, alçalmalar, yani her şey Levh-i mahfuzda yazılır.
Ömür çok kısa. Göz açıp kapanıncaya kadar geçmektedir. Hayat her an sona erebilmektedir. Geçen sene beraber olduğumuz, kendisiyle muhabbet edip gülüp eğlendiğimiz nice insanlar aramızdan ayrıldı. Bizlerde bir gün sevdiklerimizden, bu dünyadan ayrılıp gideceğiz. Hiçbir insan dünya hayatında baki değildir. Ölümle bitecek olan bu kısa dünya hayatında yapmış olduğumuz şeyler ahiret yaşantımızı belirleyecektir. İşte bu gecelerin önemi ölüm akla geldikçe bir kat daha artmaktadır. Çünkü bu geceler fırsat gecesidir. Günahlarımız için nasuh tövbesi edebilirsek ve bir daha yaptığımız hatalara dönmez isek, Rabbimizin rızası doğrultusunda yaşar isek Rabbimizin bizlere nice müjdeleri vardır.

Peygamber Efendimiz (as), bu gecenin özelliklerini Hz. Aişe (ra) validemize anlatırken şöyle buyurmuştur: “Bu gece Şaban ayının onbeşinci gecesidir. Allah Teâlâ bu gecede Benü Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca insanları Cehennem’den kurtarır. Ancak kendisine şirk koşanların, Müslümanlara karşı kin ve düşmanlık besleyenlerin, akrabaları ile münasebeti kesenlerin, gururlu ve kibirlilerin, ana-babasına asî olanların ve içki içmeye devam edenlerin yüzüne bakmaz.”

Rahmeti gazabını geçen Yüce Rabb’imizin hayır ve bereketini, af ve mağfiretini yağmur gibi üzerimize yağdırdığı bu mübarek geceyi fırsat bilip  bu geceyi tevbe, dua ve niyaz ile geçirmeli; bu ilâhî ziyafetten faydalanmak için elimizden gelen gayreti göstermeliyiz.

Yine Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesselem bu gecenin önemini bilirtmek için buyuruyor ki: “Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o
gecenin gündüzünde (kandilden sonraki gün) oruç tutunuz. Çünkü o gece güneş
batınca Allah Teâlâ o andan fecir oluncaya kadar ‘Benden mağfiret dileyen yok mu,
onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir bela ile)
müptela olan yok mu, ona kurtuluş vereyim.’ buyurur.”

“Şaban ayının yarısı gecesi olduğu zaman, Allah (c.c.) kullarının durumuna bakar;
müminleri affeder; kâfirlere ise mühlet verir. Kin ve haset sahibi olanları bu
sıfatları terk edinceye kadar kendi hâllerinde bırakır.”

Aziz Kardeşlerim! Öyle ise, hem bu geceyi hem de bütün üç ayları fırsat bilerek kendi özümüze dönmeliyiz, ümitlerimizi tazelemeliyiz. Bağışlama, affetme duygularımızı güçlendirmeliyiz. Hem şahsımıza hem ailemize hem de bütün eş, dost, ahbap ve
ümmet-i Muhammed’e dualar etmeliyiz.

Allah merhametlidir merhamet edeni sever. Herkese merhamet edelim. Allah affedicidir affedenleri sever. Affedelim. Küslüğü bir kenara bırakalım artık. Allah şükredenlerin maddi ve maneviyatını çoğaltır, bize iyilik de bulunanlara teşekkür edelim. Allah kusurları bağışlar, hatalarımız için insanlardan özür dileyelim.

Namaz dinin direğidir. Direklerimizden bazıları eksik kalmış olabilir. Bu gecede dinimizin direği olan namazı çoğaltalım. Geçmişte kılamadıklarımızı kılmaya çalışalım. Kötülükten arınmanın yolu namaz iledir. Bu geceden istifade etmek namaz iledir. Hayatı anlamlandırmanın en temel yolu namaz iledir.

Zikir kışa dönmüş kalplerimizi bahara çevirir. Zikir ölmüş ruhlara hayat verir. Allah’ı zikretmek insanın bitmek tükenmez bilmeyen isteklerini bitirir. Zikir bir avuç topraktan başka doymayacak olan nefsimizi doyurur. Zikir ruhu teskin eder. Zikir kemal yolunun anahtarıdır. Zikir arifliğe doğru yol almaktır… Bu gecede zikir bizlere güzellikler katacaktır. Tatmin olmayan kalbimizi tatmin edecektir. Bu gecede Rabbimizi zikretmeyi unutmayalım.

Efendimiz bu gecede dua edenin duasının kabul olacağını müjdelemektedir. Bu gecede dua etmek de yapacağımız ibadetlerden olmalıdır. Dua ibadettir. Yapıldığı anda ibadet yapılmış sevabı alınmasının yanı sıra kişinin istekleri Yaratan tarafından kendisine verilir. Dua Allah’ı Rab olarak bilmektir.

Peygamber Efendimizin bu geceye has yaptığı dua ile hep beraber amin diyelim inşaallah.
“Allah’ım! azabından affına, gazabından rızana sığınıyorum. Ya Rabbi! Senden yine Sana sığınıyorum. Sen yücelerden yücesin. Seni layık olduğun şekilde medh-ü sena edemiyorum. Sana layık bir şükürle şükredemiyorum. Sen ancak kendini övdüğün gibisin”

Duanızı yaptıktan sonra aşağıda verdiğimiz Nihat hatipoğlu sohbetin’den beraat kandili kıssalardan anlatınız.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir