Bir Ülkede Hilal Görünürse Bütün Müslümanlara Oruç Tutmak Vacib olur mu

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bir ülkede hilâlin rü’yeti sâbit olursa bütün İslâm âleminde bulunan müslümanlara oruç tutmak vâcib olur mu?

Ramazan ayının başlangıcının nasıl tesbit edileceğini bize Allah(c.c) Rasulü (s.a.v) açıklamıştır. Dolayısı ile ister ramazanın tespiti isterse de diğer tüm ayların tespiti ve de hicri takvimin belirlenmesi için ayın hareketlerinin gözlemlenmesi müslümanların üzerine bir sorumluluktur.

Hilal’in görülmesi. Hilal; ay’ın batı tarafında göründüğü sıradaki halidir. İkinci ve üçüncü günü ay’a da aynı isim verilir. “Rü’yet” görme anlamındadır. Rü’yet-i hilal de bu hilallerin izlenerek çıplak gözle görülmesi anlamında bir İslâm fıkıh terimidir.

Ramazan ayının her yıl 30 gün çektiğini sananlar da var. Hâlbuki kameri aylar bazen 29, bazen 30 gün çeker. Hep 30 çekse, hicri yıl 360 gün olur. Her yıl, 10-11 gün erken gelmesinin sebebi, kameri ayların bazen 29 çekmesinden dolayıdır.

Hanefî, Mâlikî ve Hanbelî mezhebine göre dünyanın herhangi bir ülkesinde rü’yet-i hilâl sâbit olursa, bütün müslümanlara oruç tutmak ve bayram yapmak vâcib olur. Şâfiî mezhebine göre ise bir ülkede rü’yet-i hilâl sabit olursa her yandan yüz-kırkdört kilometreden az olan yerlere hükmü câridir.

Fakat yüz-kırkdört kilometre yâni Şâfiîlere göre seferi namaz kılınabilecek kadar veya daha fazla uzak olan yerlerde ise, ne oruç tutmak ne de bayram yapmak hususunda o ülkeye tâbi olunmaz. Meselâ: Libya’da ve Tunus’ta hilâl görülse, Türkiye’de mevcut bulunan müs-lümanlar onlara tâbi olamazlar. Ancak bir ülkede rü’yet-i hilâl sâbit olduğundan oranın hâkimi oruç tutmak veya bayram yapmak için hüküm verirse hâkimiyeti altında bulunan herkes -Şâfıî’ler dahil- hâkimin hükmüne uymaya mecburdur (2).

Fakat hâkimiyeti altında olmayan Şâfiîler arada 144 km. veya daha fazla olursa hükmünü uygulamayamazlar. Meselâ: Su’ûdi Arabistan’da rü’yet-i hilâl sâbit olursa ihtilâf-ı metali olduğu ve burada Şâfiîler oranın hükmü altında yaşamadıklarına göre oruç ve bayram hususunda oraya tâbi olamazlar.

Şu mühim hususu belirtmek isterim. İctihadî mes’eleler için müslümanlarm birbirine girip münâkaşa yapmaları doğru değildir. Bir mezhebde bir husus caiz olmazsa diğer mezhebde caiz olabilir. Her dört mezheb hak olduğuna göre ta’assup göstermek yanlıştır. Meselâ Hanefî mezhebine uygun düşmeyen bir husus, Şâfi’i mezhebine uygun düşebilir. Binâenaleyh rüyet-i hilâl ve bayram meseleleri için birbirimize düşüp tekfir etmenin ma’nası yoktur.

(2) al-Fetavâ al-Kübrâ c. 3, s. 81

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt - Aviator oyna