Eşim Kötüde Olsa Cehenneme Gitmesini İstemem

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

ZALİM DE OLSA KOCAMIN CEHENNEME GİTMESİNİ İSTEMİYORUM!..
Okuyucularımla özellikle kitap fuarlarında da görüşüyor, sorularına cevap verirken dertlerini de dinlemiş oluyorum. Neler mi dinliyorum, neler mi duyuyorum? Onu ne siz sorun, ne de ben anlatayım. İbret, hayret, hikmet.. her şey var dinlediklerimin içinde. İsterseniz en son Üsküdar kitap fuarında dinlediğim bir hanım okuyucumun göz yaşlarının sebebini arz edeyim de siz de ibretle okuyun, hayretle tefekkür edin. Bakın nasıl (zalim beyler) ve (sadık hanımefendiler) yaşıyor bu dünyada görün.

Hocam, derdim derindir bana bir yol göster!, diyerek başladı üç çocuk anası hanımefendi. Ve şöyle devam etti:

– Kocam içki bağımlısı. Gece yanlarına kadar meyhanede içiyor. Sonra da geliyor, kapıyı yumruklamaya başlıyor. Çocuklar duyup ta rahatsız olmasınlar diye hemen kalkıp kapıyı açıyorum. Buyur edip saygıyla karşılıyorum. Bir isteği olup olmadığmı soruyorum. Bazen yemek istiyor, gecenin o saatinde akşamdan ayırdığım yemekle sofra kuruyorum. Bu defa beğenmiyor, bunlar beklemiş, bana yeniden yemek yap, diyor.

Çocuklar okula gidecekler uyanıp ta huzursuz olmasınlar diye hemen mutfağa giriyor, yemek yapmaya başlıyorum. Arkamdan geliyor hazırladığım yemeğe bakıyor, ben bunlan yemem, başka yemek yok mu? diye bağınp çağırmaya başlıyor. Ben de kazanabildiğim parayla ancak böyle yemek yapabiliyorum, sen yardımcı olursan istediğim yaparım, deyince, kıyametler kopuyor, kazandığım başıma mı kakıyorsun, diyerek tencere tabak ne varsa havada uçuşuyor, yapmadığını bırakmıyor. Çocuklar duymasın diye yine sesimi çıkarmamaya gayret ediyor, geçiştirmeye çalışıyorum ama nafile. Başıma fırlatılan tencere tava sesine çocuklar uyanıyor, ortalık ana baba günü oluyor, bağnşmalar, ağlaşmalar, bir kıyamettir gidiyor.

Şaşırmış vaziyette soruyorum:

– Kocanızın işi ne? Nerede çalışıyor?

– Ne çalışması hocam, diyor. Geceyi meyhanelerde geçiren adam gündüz iş yapabilir mi? Akşama kadar horul horul uyuyor. Akşam tekrar çıkıyor arkadaşlarının yanma.

– Evin ihtiyaçlarını kim karşılıyor öyle ise, diye soruyorum.

– Ondan ümidim kesilince, diyor. Ben komşuların ev temizliğine gidiyorum. Kocamın durumunu bilenler sağ olsunlar ev işlerini bana yaptırıyorlar, evin ve çocuklarımın ihtiyaçlarını ben karşılıyorum. Hatta onun masraflarını da ben temin ediyorum!.

Bir daha şaşırarak soruyorum:

– Yani meyhane masraflarını da mı sen veriyorsun?.

– Ne yazık ki öyle, diyor. Çıkarken para istiyor, vermesem ev başıma yıkılacak hale geliyor. Namus belası meyhane harçlığını da ben vermek zorunda kalıyorum.

Ne diyeceğimi bilemiyorum, sanki hıçkırıklar boğazıma düğümleniyor. Kendimi zor tutuyorum. Tam bu sırada beni şok eden bir açıklama daha dinliyorum. Diyor ki:

– Bunların hiç birisi mühim değil benim için. Çok da mü-himsemiyorum olanları. Ben kapıcı olarak da çalışmaya razıyım. Allaha şükürler olsun elim ayağım tutuyor, çalışabiliyorum. Hatta onun harçlığını da verebiliyorum.

Yine soruyorum:

– Yediğin dayaklar da mühim değil mi?

– Evet, diyor. Yediğim dayaklan da mühimsemiyorum. Nihayet bir iki saat
sonra acılarım diniyor.

– Öyle ise, diyorum. Bana neyi sormak istiyorsun.

Bakın verdiği cevaba. Diyor ki:
– Bu hali onu Cehenneme götürecek, işte buna razı olamıyorum, Cehennemden kurtarma çaresi yok mu? diye sormak istiyorum. Acaba temizlik yaparak kazandığım üç beş kuruştan artırıp da kocamın adına sadaka versem Cehennemden kurtulmasını sağlayabilir miyim? Ne de olsa bu benim çocuklarımın babası.

Sözlerini şu tespitle bağlıyordu.

– Düşene herkes tekme atar bir de ben atmayayım, diyorum.

Artık daha fazla dayanamıyorum. Önümdeki masanın üzerinde yazdığım otuz kitabım dizili. İmzalaüp duamı almak, elimi öpmek için sırada bekleyen okuyucularım da karşımda. Ayağa kalkıp onlara sesleniyorum:

– Otuz kitaba imza atan elimi öpüp, duamı almak için bekleyen kıymetli okuyucularım! Yanlış adrestesiniz. İşte size eli öpülecek insan ve duası alınacak yılın hanımefendisi!. Doğru adres işte burasıdır. Gelin de görün sabır nedir, tahammül nedir, sadakat nedir, kötü gün dostu kimdir, vefalı eş nasıl olur?..

Ne dersiniz Hanımefendiler! Sizin sabnnız, tahammülünüz, sadakatiniz, vefanız da böyle mi? Siz de aynı sabır kahramanlığını gösteriyor, benzeri şefkatli eş örneğini veriyor musunuz? Yoksa size, halinize şükretmek mi düşüyor?

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt