Feridüddin Attar’dan Öğüt Dolu Sözleri

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Feridüddin Âttar Asıl adı Feridüddin Muhammed Bin İbrahim’dir. Hicri 513 yılında Nişabur’da doğduğu ve bir asırdan fazla yaşayarak 114 yaşında öldüğü tahmin edilmektedir.

Bütün hayatını atlarlık yani eczacılık ve hekimlik sanatıyla geçirmiştir. Moğol istilası sırasında tutsak edilmiş ve bir süre sonra da şehit edilmiştir. Kırkı aşkın eseri vardır.

Feridüddin Attar’ın iyi bir öğrenim gördüğü ve sufilere büyük bir sevgi beslediği anlaşılmaktadır.

FERİDÜDDİN ATTAR GÜZEL SÖZLERİ

✿ Kanaatten nasibi olmayanı dünya malı nasıl zengin etsin? Feridüddin Attar

✿ İyiliğe gücün yetmezse, kötülük yapma. Feridüddin Attar

✿ Söylemediğin sözü söyleyebilirsin, fakat söylediğini gizleyemezsin. Feridüddin Attar

✿ Herkeste olan dört şeyden dört şey daha meydana gelir: İnatçıktan rüsvalık, öfkeden pişmanlık, kibirden düşmanlık, tembellikten de düşkünlük Feridüddin Attar

✿ Gönlünün arzusuna göre iş yapma ki, sırtına pişmanlık yükü yüklenmeyesin. Feridüddin Attar

✿ Elden gittikten sonra geri döndürülmesi imkansız olan şeyler dörttür: Ansızın ağızdan çıkan bie söz, yaydan fırlayan bir ok, olmuş bir kaza, boşuna harcadığın bir ömür. Feridüddin Attar

✿ Çok yemek, hastalık mayasıdır. Feridüddin Attar

✿ Verdiği öğütü biraz tutan, bunu başkalarına da dinletebilir. Feridüddin Attar

FERİDÜDDİN ATTAR’M OĞLUNA ÖĞÜTLERİ

Ey oğul!

Gönül incitmeye heves etme. Allah’ın hoşnutsuzluğunu kazanma. İtibar bulmak istersen halkın adını iyilikten başka bir şeyle anma. İyiliğe gücün yetmezse kötülük yapma. Halkın gıybetinden dilini tut ki, elini ayağını bağlatmış görmeyesin. Dilini gıybetten korumayan kimse Tanrı cezasından kurtulmuş değildir.
Yavrum!

Öğüt dinle, kurtuluş istiyorsan dilini tut. Çok konuşanların göğüsleri içinde kalpleri hastadır. Akıllıların âdeti sükût, cahillerin âdeti unutkanlıktır.

Tam akıllı bir insan isen halka karşı tatlı dilli ol. Ekşi yüzlü, acı sözlü kimselerden dostları yüz çevirirler. Dostlar arasında neşeli yaşa, aklın varsa düşmandan uzak dur.

Ey oğul! Azık yolunu ara, dedikoduları bir yana bırak.

Ey kardeş! Dört şeyde tehlike vardır. Elinden gelirse bunlardan sakın.

1- Sultana yakınlık,

2-  Kötülerle dostluk,

3 – Dünya sevgisi,

4 – Kadın düşkünlüğü.

Dünyayı her ne kadar dıştan renkli ve nakışlı görsen de, içinde yılan gibi zehir taşır. Görünüşte güzel ve gönül çekicidir. Fakat zehiri ile canı tehlikeye koyar. Bu nakışlı yılanın zehiri öldürücüdür. Akıllı insan ondan uzak durandır. Çocuklar gibi sarıya, kırmızıya kapılma… Kadınlar gibi renk ve kokuya aldanma. Dünya denilen aşüfte, gelin gibi süslenmiş, her zaman başka bir koca istemektedir.

Sonunu düşünmeyen kimse gafildir. Nefsinin zevk ve arzuları arkasında koşma, geçici âleme sevgi bağlama. Can, teninden gidecek, kemiklerin toprak olacaktır. Sana
canını vermekten başka çare yoktur. Gideceğin yolun haydudu da, küçücük “nefs-i emmare”den başkası değildir.

Ey oğul!

Elinden gelirse nefsinin dileklerini yerine getirme ki, nefis tuzağına düşmeyesin. Nefsinin heveslerini ayak altına al, ona hoşlandığı şeyleri az ver. Nefis ile şeytan seni yoldan çevirir. Kuyuya düşürür.

Karnını dudaklarına kadar su ve yemekle doldurma, hayvan gibi kendine ahır arama. Ey bütün gece sabaha kadar uyuyan zavallı! Yarın yatacağın karanlık toprağa da bir kandil yak.

Ey oğul!

Kalk, uyan ki yarın çok uyuyacaksın. Kendinden haberin varsa, uyan demeden önce yerinden fırla. Gönlünü bu bayağı dünyaya ne bağlıyorsun? Burada ebedi kalacak değilsin ki… Ey zavallı! Dışını süslemeye bakma. Bir ay parçası gibi için nurlu olsun.

Ey oğul!

Ahiretten gafil olma, bu dünya varlıklarına o kadar sevinme. İstersen sarayım göklere yükselt, nihayet toprak altında kaybolup gideceksin. İstersen Rüstem gibi kudret ve şevketin olsun, yerin Behrâm-ı Gür gibi mezar olacaktır. Keyhüsrev gibi uzun yıllar saltanat sürsen de, sonunda yine mağaranın içinde kalacaksın.
Şu dört şey, kötü talihin belirtileri ve bedbahtlık eseridir:

1-  Cahillik

2 – Tembellik

3 –  Bîkeslik (kimsesizlik)

4 –  Nâkeslik (bayağılık)

Ey biricik oğul!

Mademki Allah’m emrini, nehyini tutuyorsun, murdar nefsinin arzularına uyma. Allah’ın emir ve nehiylerini Kur’an’dan dinle. Dünya sevinç yeri değildir, aklım başma al.

Ey oğul!

Yüksek adam olmak istiyorsan kendine rahat kapısını kapa. Cennet kapısı, ancak dünyada rahat kapışım kapayanlara açılır. Alemde Hakk’tan başka bir şeye güvenenden daha şaşkın kim olabilir?

Ey aziz!

Söyleyeyim de aklında tut. Nefsi ancak şu dört şeyle öldürmek mümkündür:

1-  Sükût hançeri,

2 – Açlık kılıcı,

3 –  Yalnızlık mızrağı,

4 – Uykusuzluk silahı.
Şeytan dünyayı dünya ehline süslü gösterince, onlara yağlı ve tatlı lokmalar gerekir. Altın ve gümüş sevdasında olanın ceza gününde işi pek zorlaşır. Dünya malı düşkün olanlara, ahiret ise günahtan sakınanlara verilmiştir.

Ey oğul!

Gam çekme, yarın sana can verecek olan Allah, nihayet senden bir ekmeği de esirgemez. Daha ne kadar karınca gibi tane taşıyacaksın? Zengin önünde kemer gibi kıv-nlma ki, nifakçdarla dost olmayasın. Hak yolcusuna, halkın dedikodusundan sıkılmak düşüncesi, yırtık abadan arlanmak kaygısı yoktur.

Bu nefsi bir devekuşu gibi farz et, ne yük taşır, ne de havada uçabilir. Nefsi kulluk ödevine çağırırsın, tembellik eder. Fakat günah işlemeye gelince çevikleşir. Devekuşu gibi yükten kaçan kişi, hayat gülistanında ömrünün yapraklarım döker.

Ey oğul!

Kullukta tembellik gösterenin kazancı sapkınlık ve düşkünlük olur. Korkulu haydutlar pusudadır. Bir kılavuz götür ki orada şaşırıp kalmayasın. Konacağın yer uzak, yükün pek ağır; çalış ki başkalarından geri kalmayasın. Sırtındaki yük nedir ki? Alçak dünyanın süprüntüleri… Sen bu yüzden böyle acılara, düşkünlüklere uğramayasın. Kulluk vaktinde rüzgâr gibi ılgar yürü, bütün dünya işlerinden sıyrıl.

Ey oğul!
Başım sarıkla süsleyip duruyorsun. Mümkünse gönül kazan. İkbali, malı, mevkii elden çıkarmadıkça, külah gibi herkesin başına konamazsın. Kendini süslemek yiğitlik değildir. Vücuda takvadan (Allah korkusu) daha güzel libas yoktur.

Mert odur ki, kendini daima eksik görür. Şeytan,

“Ben Adem’den daha üstünüm.” dediği için kıyamete kadar mel’un oldu. Gönül alçaklığı yüzünden toprak insan olur, nur ve ateş dik başlılıkla sönüp gider.Tane, toprağa düştüğü için el üstünde gezdirilir; başak baş çektiği için ayaklar altında ezilir.

Ey oğul!

Zamanede adalet göstermek istiyorsan, buyruğun altında olanları iyi koru. Verdiği öğüdü bizzat tutan, bunu başkalarına da dinletebilir. Kendi öğütleriyle amel etmeyen kimsenin sözünü başkaları hiç tutmaz.

Şüphe yok ki, kurtuluşun üç yolu vardır:

Birincisi Allah’tan korkmak,

İkincisi helal rızık aramak,

Üçüncüsü de doğru yolda yürümektir.

Ey delikanlı!

Alçak gönüllülüğü âdet edinirsen bütün cihan seni sever. Zenginler ve kuvvetliler önünde baş eğme. Eğer onlara kulluk edersen, şüphesiz dinin elden gider. Para için zengine meddahlık etme.

Ey oğul!

Eğer adalet ve ihsanından haberin varsa, daima Allah’ı an. Gece ile gündüzü Allah’ı anmakla yaşat, günlerini gafletle geçirme.

Allah’ın zikri, bu ruhun gıdası, bu gönlün merhemidir. Tanrı zikri sana can yoldaşı olduktan sonra, nasıl köşk ve saray hevesinde olabilirsin? Allah’ı unuttuğun anda şeytanla yoldaş olursun. Zikrinde önce ihlâs gereklidir.

Zikir hilafsız üç şekilde olur:

1 – Avamın zikri ancak diliyle,

2 – Erenlerin zikri kalp ile,

3 – En yücü erenlerin zikri de sır iledir.

Ey oğul!

Her uzvun başka bir zikri vardır. ‘Yedi aza da başka başka zikreder.

& Elin zikri, her zavallının yardımına uzanmaktır,

& Ayağın zikri, yakınlarını ziyaret etmektir#

& Gözün zikri, Allah korkusuyla yaş dökmek ve onun ayetlerini temaşa etmektir,

& Kulağın zikrini de, doğru sözleri dinlemekten ibaret bil.

& Kalbinin zikri, sende Allah aşkını doğurur, çalış ki bu zikri elde edebilsin.

& Dilin zikri, Kur’an okumaktır. Bundan nasibi olmayan kişi müflislerdendir.

Ey oğul!

Dört tabiat vardır ki, bütün yaratılmışlardan daha çirkindir:

& Birincisi hasettir ki, bir nevi kindir.

& İkincisi, ucub (kendini beğenme)dur.

& Üçüncüsü, hışım (öfkesini yenememek),

& Dördüncüsü de kıskançlıktır.

Bu huyların tozlarından silkin, çünkü bu hareketler çirkindir, içindeki katkıları at da altın gibi saf ol. Toprak olmadan önce toprak gibi alçak gönüllü ol. Hırsı bırak da kanaate alış. Nihayet bir gün ölümü düşün.

Talihsizlik nişanı dört şeydir. Aydın gönüllü isen bunları hatırında tut. Ahmağa fikir danışmak, cahile para vermek talihsizliktir.

Dostların öğütlerini dinlemeyen kafasız, hakikatte bir talihsizdir. Dünyadan ibret almayan bahtsız, cihanın nefretini kazanmış olur.

Ey oğul!

Herkeste olan dört şeyden, dört şey daha meydana gelir. İnatçılıktan rüsvaylık doğar, öfkeye de pişmanlık ilacı fayda vermez; şüphesiz kibirden düşmanlık, tembellikten de düşkünlük hâsıl olur.

Dört şey dört şeyle tamam olur. Ey çocuk! Bunu dinlerken hatırında tut: Kişinin ilmi aklıyla olgunlaşır. Niyet de fiil ve amelle güzelleşir. Dinin, kötülüklerden sakınmakla kemal bulur. Nimetin de şükür ile bollaşır.

Kulun olgunluğu dinde görülür. Sanatı züht, âdeti ibadet olur. İlim aklın erginliğinden doğar.

Ey oğul!

Akılsız ilim ziyandır, İlim bir kuş ise, akıl onun kanadıdır. İlim sahibi olup da amel etmeyen akıl yolundan uzaklaşmış olur.

Attığın ok nasıl geri döner? İşte boşuna harcadığın ömür de böyledir. Ömrün her nefesini ganimet bil, çünkü gittikten sonra bir daha geri dönmez.

Yiğit cömertlikle yücelik bulur. Şükür, nimeti artırır. Cömertler daima yücelik bulurlar. Nimetin şükürle bollaşır. Daima güvenlikte kalmak istiyorsan, git cihan halkına iyilik yap. Elinden gelirse cömert ve vergili ol. Cimrilerin miskinliğinden sakın ki, seni cehennem ateşi yakmasın.

Dört şey Allah sevgisidir:

& Allah’ın buyruklarını yerine getirmek,

& Ana ve babayı kendinden hoşnut kılmak,

& Şeytanla savaşmak,

& Zavallılara iyilik yapmak.
Halka, doğru sözden başka bir şey söyleme ki, yüzünün suyu ırmak suyuna dönmesin. Yalancılıktan, hıyanetten uzak ol ki, daima yüzünde nur parlasın. İyilikle anılmak istiyorsan, hiç kimseye kötü söz söyleme. Cihanda gamlı yaşamak istemezsen kimsenin hal ne kıskançlıkla bakma. Cefaya katlanmak ve vefalı olmak meziyetlerini seç, çünkü bunlar şerefi artıran şeylerdir.

Ahmak adamın iki nişanı vardır: Çocuklarla yoldaşlık, kadınlara düşkünlük.

Yavrum! Hayatta hoşnutsuzluk insana kötü huylardan gelir. Ayıbım yüzüne karşı söyleyen, sara karanlıktan ışığa doğru yol gösterir.

Oğlum!

Daima alçak gönüllü ol! Şerefli insanları süsleyen ancak budur. Şehvetin elinde esir olan zavallıyı, hür bile olsa köle farz et.

Halk yanında şenim sırlarım açıklayan cahil ahmakla yoldaşlık etme. Hele namazım gafletle kılanlara yaklaşma

Makbul ve itibarlı bir insan olmak istiyorsan takva yolundan ayrılma. Din yapısı takvadan doğar Takvasız yaşayan kepaze olur.

Kardeşim! Misafiri aziz tut ki sen de Allah’tan izzet bulasm. Misafiri iyi ağırlayan iman ehline Allah rahmet kapışım açar. Tabiatı misafirden hoşlanmayan kimseden, Allah da peygamber de incinir. Açlara Allah için ekmek ver ki, sana Adn cennetinde yer versinler.

Oğlum!
Asla cimrinin yemeğini yeme. Pintinin ekmeği hep zahmet ve meşakkatle doludur. Alçaklardan iyilik umma, onların damını direksiz say. Bir hayır işlediğin zaman onu kendinden bilme. Her gördüğüne iyi gözle bak, fena görme.


Yavrum!
Ahmak ve cahil olma,Bil ki ahmak kişide üç alâmet vardır:

Birincisi, Allah’ı anmaktan gafil yaşar,

İkincisi, çok konuşmak âdeti vardır,

Üçüncüsü de ibadette tembeldir.

Oğlum!

Batıl ve haksız bir adama itaat etme, erenler akçasını ahmaklara dağıtma, görünür görünmez kazadan şikâyet etme, herkesi yüksek tut, alçak görme, elini mahrem olmayan şeylere uzatma, yetim malı tarafına da el açma, elinden gelirse sırrını dostlarına açıklama.

Yavrum!

Bilgi erenlerinden kaçma ki, seni kızgın ateş yakmasın. Hiç kimseye kötü söylememekle beraber, halk yanında da kendini övme. Hünerin varsa altın kesesine düğüm vurma, evini ziyarete gelen olursa kapıyı yüzüne vurma.
Elinden geldiği kadar, sana işi düşen bir din kardeşi nin dilediğini yerine getir. Muradını sultandan başka kimseden isteme.

Kattıkalplide üç alâmet buldum. Bunları görünce yüz çevirdim.

  • Zayıflara karşı sitem ve cefa eder,
  • Aza, çoğa kanaat etmez,
  • Onlara ne kadar öğüt verirsen katı kalbinde hiçbir tesir bırakmaz.

Oğlum!

Her ne kadar fakirlikten daha acı bir şey yoksa da sen daima kanaatle geçin. Her seher vakti kalk, günahlarına tövbe et.

Dostlarının arkasından söyleme, şeytandan başka kimseye lanet okuma.

Allah’tan korkusu olmayanı Allah her şeyden korkutur. Elindeki varlıkların hepsi iğreti şeyleri geri vermelidir. Hiç kimseyi gördün mü ki, altınları yanında götürsün. Ey güvenli! Dünyanın kazancı nedir? Dokuz arşın bez ile bir parça toprak.

Allah yolunda ne verdinse öz malın odur. Geri kalan ancak canının belasıdır. Bu dünya bir köprüye benzer, yüzünü yola çevirince üzerinden aşmaya bak. Köprü üstünde ev yapan adam, akıllı bir adam değil, belki divanedir.
Daima eli vergili ol, çünkü cömert cehennemlik olmaz. Cömert adamın yüzünde nur ve safa vardır. Çünkü cennette yoldaşı Hz. Mustafa’dır. Cimrilerin yeri de ateşten başka bir yer olmaz. Bil ki pintilerin sanatı akılsızlıktır. Pintiyi cehennemde şeytanın yoldaşı bil.

Oğlum!

İnsanlıkta şöhret kazan, kibirden, pintilikten uzak dur. Cömert ol, alçak gönüllülüğe çalış ki kalbinin yüzü parlak ay gibi olsun.

Yavrum!

Aman iki yüzlüden kendini koru, onu öldürmek için kılıcını bile. Münafığa yoldaşlık edenin yeri kuyunun dibinde olur.

Takvalt kişide üç alâmet vardır:

  • Takvah adam kendisini kötü işlere sürüklememesi için yaramaz yoldan sakınır,
  • Yalancılık yolundan kenara çekilir,
  • Harama düşmemek için en temiz ve helal şeylerden bile pek az nasip alır.

Her kimin mayasında üç haslet varsa şüphesiz cennet ehli olur:

  • Nimet zamanında şükür,
  • Bela zamanında sabır,
  • Daima günahına tövbe etmek.Oğlum!

Düşün ki neden var oldun? Herkes kendi gamını çeker yavrum. Allah seni yoktan var etti ki, Hakk’a tapasın diye. Mademki varsın, Allah’a kul ol. Hayalı, vergili, cömert ol.

Günlerini yemek ve uyumakla geçirme. Sabah ve akşamlan Allah’ı zikirle yaşat. Hele sabah seherinde çok uyuma yavrum. Nefsini oburluğa alıştırma. Sana, gün batarken uyumak iyi gelmez. Akşam olmadan uyumak haramdır.

Hikmet ehlince, gölge ile güneş arasında uyumak doğru sayılmaz.

Allah’tan mevki ve şerefinin artmasını istiyorsan gece gündüz duadan ayrılma.

Cihanda ömrünün artmasını dilersen yürü, gizli gizli iyilik yap. Rızık, yalancılık yüzünden eksilir.

Çok uyku yoksulluk getirir yavrum. Az uyu, daha çok uyanık dur. Geceleri çıplak yatanların kısmeti eksilir.

Ayakta su dökme hem fakirlik, hem de çok keder ve ihtiyarlık getirir. Gusletmeden birşey yemek çirkin düşer.

Allah’tan nimet bekliyorsan ekmek kırıntılarını ayak altına dökme.

Babam, ananı kendi adlarıyla çağırırsan Tanrı nimeti sana haram olur.

Sık sık kapıya dayanıp durma, elbiseni üzerinde iken dikmek doğru değildir. Erenlerden edep öğrenmelidir.
Evinden örümcek ağlarını temizle, onların içeride kalması bereketi kaçırır.

Bela ve felaket zamanlarında yüzünü ekşitirsen kendini sabırlı kullardan sayma. Senin sabrın ancak şikayetsiz olursa makbuldür.

Kömür ocağı çevresinde dolaşırsan üstüne kara bulaşır. Attar’a yakın olana da güzel kokular siner.

Yavrum!

İyi adamlarla düş, kalk, kalleşlerden, kötü insanlar-154 dan uzak dur. İyi insanlar meclisinde iyi ahlâklı, kötülerin yanında da kötü huylu olursun. İyilerle sohbet eden. Allah’ın has kullarıyla yakın bulunur.

Yavrum! Din yolundan ayrılma. Dala yapışırsan kökü de bulursun. Kendini beğenen Hakk’ı göremez. Nefsindeki putları kır.

Yavrum!

Şarap kadehini dudağına bulaştırma, Allah’tan utan. O ateş renkli suyu içme, taşı bile yakan o ateşten kork.

‘Yavrum! Namus ve şeref istiyorsan, Allah’ın yasak ettiği şeylerden uzaklaşmalısın. Gönlünü Hakk’a yakın bulundurmak için çalış ki, ayağım çamurdan çıkarasın.

Sana bir makam gerekse hizmet yolunu tut. Hizmete yakın ol ki, mevki bulasın. Hizmet ehli olmayan, makam bulamaz. Hizmetsiz kişi nimetsiz kalır.
Allah’ın kahrından güven bulmak istersen gizli sadaka ver. Hayır işlemeyi âdet edinenlerin ömrü artar. Halka iyilik yapanları, insanların en şereflisi bil. Halk arasında insanlara zararlı olanlardan daha kötü kimse yoktur.

Yavrum!
Takvasız adamda iman, imansız adamda ihsan olmaz. Ahiret kaygısı çekmeyenler de akılsızlardır.

Yavrum!
Dost sana zararlı olursa öyle bir dosta heves etme. Zekât ve sadakasını vermeyen zenginden de ömrün oldukça uzak dur. Seninle menfaat için görüşen bir arkadaş, ayaklarına kapansa bile ona yaklaşma.

Hastaların ziyaretine uğra, çünkü bu âdet Hz. Peygamberin sünnetidir. Elinden gelirse susuzları suya kandır. Yetimlerin hal ve hatırlarını sor ki, Allah daima seni aziz etsin.

Gençlikte ihtiyarlara hürmet göster ki, sen de başkalarından hürmet göresin. İnsanın illeti oburluktan gelir, çok yemek, hastalık mayasıdır.

Git hısım ve akrabalarını ara, onları ziyaret et ki ömrün artsın. Yakınlarından yüz çevirenin, şüphe yok ki, ömrünün bereketi kaçar.

Erlik nedir? Yavrum bunu iyi bil! İlk önce gizli yerde Allah korkusudur.

Oğlum!
Gerçek erlerin meclisine gel ki, Tanrı nimetinden na sipler bulasın.

Hak erlerinin nişanını taşıyanlar, düşmanın kusurları m ağızlarına bile almazlar.

Yavrum!

Önce şu arzularını bir tarafa bırak da ondan sonra selamet yoluna yönel.

Allah’tan gafil yaşama. Bu cihan ağlama yeridir, burada gülme. İbret gözünü aç da dudağını kapa.

Yavrum!

Çocuk değilsin, bırak şu oyunu. Günah işlerde nefse yardımcı olma.

Ömrünü yaramazlıklarla telef etme.

Önünde bir yolculuk var, azık hazırla.

Oğlum! Cehennemdeki ateş halkalarını düşün de yaramaz nefsi tekmelerle yere ser.

Seni bu kadar tehlikeler beklerken, zevk ve eğlencenin sırası mı?

’Yol, sarp geçitlerle dolu, yükün ağırdır. Önünde kıyamet günü var. Allah’tan kaçmana imkân yoktur.

Yavrum!

Doğru yolu tut. Mademki yolcusun, nefsinin boş heveslerinden vazgeç.
Kardeşim!

Hakk’ın fermanını dinle ki, onun cennet ve rızasını bulasın. Tanrı buyruğundan boyun bükme ki mahşer gününde azap çekmeyesin. Adn cennetinde yer bulabilmek için, Tanrı kullarına şefkat göster. Sana cennette yer vermelerini istiyorsan fakirlere gece gündüz yiyecek ver.

Bu öğütleri yerine getirenlere, Allah iki âlemde rahmetini bağışlar, fakat bu vasiyeti tutmayanlar şüphe yok ki, Allah’tan uzak kalırlar.

Ey Allah’ım! Hepimize rahmet kıl, bütün günahlarımızı yarlığa.

Biz âciziz, çok günahlar işledik, fakat başka kimsemiz yok.

İster yanına çağır, ister dergâhından sür. Biz kuluz, senin emir ve hükmün ne ise ona bağlı, ona razıyız.

Allah’ın rahmeti bu öğütleri çok okuyanların ruhuna olsun.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir