İslam Dininde Doğum Kontrolü Yöntemi Caiz mi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bireysel ve ailevî boyutuyla doğum kontrolünün fıkhî hükmü, kontrol usul ve işleminin mahiyetiyle yakından ilgilidir. Bu nedenle doğum kontrol hapları,fitil,spiral, Prezervatif,kaput,kılıf,takvim usulü ile alınan ön tedbirlerin şer’i hükmü nedir?

İnsan hayatının korunması, İslam dininin beş temel ilke ve amacından biridir. Zira en şerefli varlık olan insanoğlu saygındır ve dokunulmazdır. İnsanın yaşama hakkı, erkek spermi ile kadın yumurtasının birleştiği ve döllenmenin başladığı andan itibaren Allah tarafından verilmiş temel bir hak olup, artık bu safhadan itibaren anne baba da dâhil hiçbir kimsenin bu hakka müdahale etmesine izin verilmemiştir.

Buna göre, annenin hayatının korunması yahut birden fazla döllenme olması halinde, ceninlerden birine müdahale edilmediği takdirde, diğerlerinin de öleceği durumlar dışında, herhangi bir yöntemle gebeliğe son vermek caiz değildir.

Doğum, bebeğin dünyaya gelişi, olağanüstü bir olaydır. Âyetlerde buyrulduğu üzere herşey bir ölçüye göredir, ve insan dokuz ay ana karnında ve memede bu evreyi geçirir. (Lokman, 31/14)

İslamda esas olan doğacak çocuklara mani olmamak, Resulül-lahın çokluğuyla iftihar edeceği inançlı bir nesil yetiştirmektir. Bu bakımdan çok çocuktan kaçınılmamalıdır.

Ancak günün şartlan çok çocuğun bakımını, besleyip büyütmeyi, ayrıca da İslam ahlakıyla hayata hazırlayıp Resulüllahm ümmet olarak iftihar edeceği nesil haline getirmeyi zorlaştırıyor, aile ciddi sıkıntı içinde kalabiliyor. Böyle durumda kalan ana babalar da bu defa bakabilecekleri, yetiştirebilecekleri kadar çocuk sahibi olmayı tercih ediyor, fazlasından kaçmıyor, korunmak istiyorlar..

Ancak fazlasından korunmak nasıl olacak? Manevi sorumluluğa maruz kalmadan bakabileceği kadar çocukla kalmayı nasıl sağlayacaklar?

İşte tereddüt ve zorluklar burada meydana geliyor.

Konuya baktığımızda görüyoruz ki, saadet asrından beri uygulana gelen en mahzursuz, yahut ta en az mahzurlu korunma şekli (azil) ve daha sonrasında da (kılıf) olmuş, buna alimler fazla itiraz da etmemişler. Çünkü bu yöntemde erkeğin nutfesiyle kadının yumurtası rahim içinde birleşme imkanı bulamamış, böylece insan çekirdeğine esas teşkil edecek bir madde (alaka) oluşmamış, bir insan adayınm öldürülmesi söz konusu olmamıştır.

Erkeğin bu tedbirine mukabil hanımın da rahim ağzını kapatma hakkının olduğu değerli fıkıh kitabı İbn-i Abidin’de bildirilmiştir. Kadın da rahim ağzını kapatma hakkını kullanabilmektedir.

Tarafların alacakları bu tedbirlerde bir sakınca gözükmemektedir. Çünkü bunlarda hamile kalma önlenmekte, böylece bir oluşumu yok etme söz konusu olmamaktadır.

Endişe ve yasak şüphesi, rahme düşmüş spermin kadm yumurtasıyla buluşmasından sonraki gebelik safhasına aittir. Yani hamile kaldıktan sonrasında söz konusudur. İşte burada şu soru akla geliyor:

– Acaba doğum kontrol haplan, özellikle spiral, hamile kalmayı mı önlüyor, yoksa hamile kaldıktan sonra oluşan varlığı mı yok ediyor?

Bu konudaki seminerlerde ilgili tıp uzmanlarının verdikleri bilgiye bakılırsa doğum kontrolünde kullanılan spiral (çoğunlukla) hamile kalmayı önlüyor.

Tabii ki çoğunlukla böyle olunca dini hüküm de çoğunluğa göre oluyor, spiral kullanmak caiz sayılıyor.

Hayrettin Karaman Hoca efendi (Hayatımızdaki İslam) kitabında bu konuda geniş bilgi verirken spiralle ilgili arz ettiğimiz hükmünü de kaydetmektedir. Tatmin edici genişlikteki bilgiyi bu değerli eserde bulmak mümkündür. Burada hamilelikten sonrasında müdahalenin caiz olmayacağı görüşü de ifade edilmektedir. Elbette en sağlam görüş de bu birinci görüştür. Çünkü burada bir oluşumun yok edilmesi şüphesi yoktur.

Doğum kontrolünü hamile kaldıktan sonraya da uzatan ikinci görüşü ise (Prof, Dr, Hamdi Döndüren- Aile İlmihali) kitabında kaydetmiştir.

Buna göre, (meşru mazereti olanlar) bir buçuk ay içinde kontrol yaptırabilirler.

Bu ikinci görüşte de mazeretin ciddiliği nispetinde sorumluluğun hafiflediği, mazeretin hafifliği nispetinde de sorumluluğun ağırlaştığı hatırlatılmaktadır.

Bir üçüncü görüş daha vardır. Bu da geçmiş devrin bazı fıkıh alimlerinin o günkü eksik tip bilgileriyle dört aylık oluncaya kadar bebek aldınlabilir, çünkü azalan belirmemiştir şeklindeki görüşleridir

Bu görüşe itiraz edenler bugün çoğunluktadırlar. Bunu bir cinayet olarak ta ifade edenler vardır.

Çünkü übbm gelişmiş cihazları bugün, spermin yumurtayı aşıladığı andan itibaren, hayatın ve insan azalarının oluşmaya başladığını tespit etmektedir. Dolayısıyla bu kadar erken beliren insan çekirdeğinin dört aylık oluncaya kadar alınabileceğini söylemek, geçmişte bilgi eksikliğinden kaynaklanan bir söz olur denmektedir.
Özetle denilebilir ki: hamile kalmayı önleyecek doğum kontrol hapı ve spiral kullanımı ile rahim ağzını kapatma tedbirinde dinen mahzur yoktur. Tıbbî zararları ayn bir konu.

Hamile kaldıktan sonra ise, (meşru mazeret ve mecburiyeti olanlar) bir buçuk ayı geçmeden müdahale edebilirler. Bunda da mazeret ne kadar ciddi işe sorumluluk da o kadar azalabilir.

Hatta denebilir ki: doğum kontrolünde vebal, ceninle eşit şekilde büyümektedir. CeninJbüyüdükçe müdahale vebali de büyümektedir.

En mahzursuzu, cenin oluşmadan, yani hamile kalmadan tedbir almaktır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt - Aviator oyna