İslâm, kadına hangi aslî görevleri yüklüyor. Bunların fert ve toplum açısından önemini nasıl açıklayabilirsiniz?
İslâm, kadma aslî görevi ibadetten sonra, Allah’a kulluk yapacak, toplum ve cemiyete yararlı olacak insanları yetiştirmek ve insan neslim koruma görevlerini veriyor, insan yetiştirmekten daha şerefli bir görev de olamaz. Allah kadmın fıtratım buna uygun olarak yaratmıştır. Yani çocuk doğurma işini kendisine yüklediği gibi insanı yetiştirme işini de kendisine yüklemiştir. Kadm bunu yaparken hiç bir sıkıntısı da olmayacaktır. Çünkü Allah, elbise, yiyecek, içecek ve mesken gibi kadının muhtaç olduğu her şeyi kocasma yüklemiş ve istikbalini garanti altına almıştır.
Kadın, ana okulu olan evin muallimesidir. Söz ve davranışlarıyla çocuğa iyi veya kötü ahlâk telkin eden annedir. İyi yetişen insan, anasıyla öğünmeli ve kendisine dua etmelidir.
Hz. Ömer’in hilâfeti zamanında birisi, oğlunu şikâyet etmek için Halifeye kendisi gidip oğlunun taşkınlık ve isyanım anlatıyor. Bunun üzerine Halife, onu huzuruna çağırtıyor ve ifadesini almadan onu azarlıyor. Bu sebeple oğul:
— Ey mü’minlerin emiri, Babanın da evlâda karşı hiç bir sorumluluğu yok mudur?
— Vardır.
— Nedir?
— Annesini seçecek, kendisine güzel bir isim verecek ve Kur’ân-ı Kerîm’i öğretecektir.
— Babam bunlardan hiç birisini yapmadı, çünkü anam bir mecusinin zenci bir cariyesi idi. Adımda Cuala (Böcek) anlamında ve Kur’an-ı Kerîm’den bana bir tek harf de öğretmedi. Bunu duyan Hz. Ömer, babaya dönüp dedi ki: Sen oğlunun taşkınlık ve isyanını bana şikâyet ediyorsun, ama sen ondan önce kendisine isyan ettin. O, sana kötülük etmeden evvel, sen kendisine kötülük ettin, dedi.
Bundan da anlaşıldığı gibi, çocukları yetiştirmek hususunda ananın büyük rolü vardır. O, evin direği ve neslin yetişmesi için en faal unsurdur.
Ama bütün bunların yanında kadın, başka görevlerde de bulunabilir.
