İslamda Göz Değmesi veya Nazar var mıdır

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Nazarın mahiyeti ve nasıl olduğu kesin olarak bilinmemekle beraber, bazı kimselerin bakışlarıyla olumsuz etkiler meydana getirebildikleri dinen de kabul edilmektedir. Göz, bakma, bakış, fikir, düşünme, mülahaza, niyet, dikkat, iltifat, teveccüh. Arapça asıllı olan bu kelime, Türkçe’ye geçerken manâ değişikliğine uğramış ve “ayn göz” kelimesi karşılığında kullanılmaya başlanmıştır. Gözler ruhi fonksiyonları ve beyin gücünü en rahat ve en tesirli şekilde kullanabildiğimiz organlarımızdır. Bilim adamlarının da tespit ettikleri gibi, göz yoluyla bir çeşit hipnoz olayı gerçekleşmektedir. . İşte bunlardan birisi de “nazar etme,” “göz değme”dir. Nazarın gerçek olduğu, nazar edilen kimsenin hastalanmasına, hattâ ölümüne sebep olduğu da bilinen ve kabul edilen bir hakikattir.

İnsanlar çevrelerinin ihtiraslarını tahrik edecek görünüş ve gösterişten uzak kalmalı, dünyevi hisleri ayaklandırıp, ihtirasları coşturucu tavırlara girmemeliler. Yoksa kendilerine ihtirasla bakanların içinden birinin gözü değer, bir belâya, bir musibete mâruz kalır. Böylece etrafı rahatsız edip, dünyevi arzuları kamçılayıcı, uhrevi hisleri körletici tutumundan dolayı ceza görmüş sayılır.

Kuran’ı Kerim ve sahih hadislerde göz değmesine ya da bir diğer adıyla nazara değinilmektedir. Allah (cc) şöyle buyuruyor: Şüphesiz inkâr edenler Zikr’i (Kur’an’ı) duydukları zaman neredeyse seni gözleriyle devireceklerdi. (Kalem 51)

Bazı insanlann gözü, baktığı şeye büyük bir hasret ve iştiyakla bakar; erişilmesi güç bir mazhariyet ve nâiliyet hissiyle nazar eder. Böyle derin hasret ve arzu ile bakışlardan sonra bakılan o şeyde bir anza meydana gelir, bir rahatsızlık söz konusu olabilir. Buna isabet-i ayn, yahut göz değmesi denir.

Rasûl-i Ekrem Efendimiz (sav), nazarın hak olduğunu bildirdiği bir hadis-i şerifinde:

– Nazar deveyi kazana, insanı mezara götürür, buyurarak, hasretli ve hasedli bakışların zararlarına, mühim te’sirlerine işarette bulunmuştur.

Nazarın asıl kaynağı haset duygusudur. Bu duyguda, düşmanlık, kin ve intikam mevcuttur. Nazarın etki düzeyinde, haset duygusunun şiddeti çok önemlidir. Haset duygusu ne kadar şiddetli olursa nazarın gücü de o kadar şiddetli olur. Halk arasında da yaygın olan, “Nazar, haktır ve deveyi kazana, insanı mezara koyar.” sözü, nazarın toplum nezdinde ne kadar güçlü bir olgu kabul edildiğini göstermektedir. Ayrıca, “Göz değmesi (nazar) gerçektir. Eğer kaderin önüne geçecek bir şey olsaydı nazar onun önüne geçerdi…” hadisi de nazarın etki gücüne işaret etmektedir. Bununla birlikte nazarın etkisinin sınırsız olmadığı ve ilâhî takdirin önüne hiçbir şeyin geçemeyeceği asla unutulmamalıdır.

Nazarı önleme çareleri nelerdir?

Alelâde şeylere nazar değmez, isabet-i ayn vâki olmaz. Çünkü sıradan şeylere hasedle bakılmaz, hasret ve tutkuyla nazar edilmez.

Öyle ise, sahip olduğumuz farklı şeyleri, başkalarının ihtiraslı nazarlarına arz etmemeli, onların gıpta ve ha-sedlerini tahrik edecek gösterişte bulunmamalıyız ki, göz değmesini önlemiş olalım.

Bu yüzdendir ki, bazı binaların girişme hayvan kafası asarlar, görünüşü çirkinleştiren kemikler sallandırırlar. Maksat, göz değecek kadar güzel olan görünüşü çirkinleştirip dikkatleri dağıtmak, hasretle bakışı önlemektir.

Gür mahsullü tarlalara da aynı şeyi yaparlar.

Ortaya diktikleri bir sırığın üzerine eski paçavralar asıp, dikkati dağıtarak görünüşe çirkinlik vermek isterler.

Başka bir ifadeyle gösteriş ve mürailikle tahrikçi teşhirler ‘isabet-i ayn’a davetiye çıkaran hallerdir.

Göz değmesinden çekinen kimseler, böyle gösterişe girmemeli, başkalarının ihtiras ve rekabetini celbeden tavırlardan uzak kalmalılar.

Bununla beraber, böyle dikkat çekici güzellikleri gören kimseler, ilk bakışlarında “Maşaallah” diyerek takdirlerini ifade ederlerse, gözlerinin değmesini önlemiş olurlar. Çünkü “Maşaallah” demekle “Allahü Teâlâ dilediği şeyi yaratır, bundan daha mükemmelini halk eder, bunda hasretle bakılacak taraf yoktur.” demiş olurlar. Hasedleri ayaklanmaz. Bu mevzuda hatırlanacak bir başka husus da şudur:

Her insanın gözü değmez, hem de gözü değen her insan meş’um ve uğursuz insan olmaz. Allahü Teâla ihtirasla bakan bazı kullarının gözlerine böyle bir te’sir vermiştir. Bu husus, kulun elinde ve ihtiyarında değildir. Ancak ona düşen, ihtirasla değil, kanaatle bakmak, baktığı nesnenin faniliğini düşünerek hased ve gıpta hissini gemlemektir.

Nazarın hikmetlerine baktığımızda görürüz ki, bu anlayışta İçtimaî hayatımızı organize eden bir fayda mevcuttur. İnsanlar çevrelerinin ihtiraslarım tahrik edecek görünüş ve gösterişten uzak kalmalı, dünyevî hisleri ayaklandırıp, ihtirasları coşturucu tavırlara girmemeliler. Yoksa kendilerine ihtirasla bakanların içinden birinin gözü değer, bir belâya, bir musibete mâruz kalır. Böylece etrafı rahatsız edip, dünyevî arzulan kamçılayıcı, uhrevi hisleri körletici tutumundan dolayı ceza görmüş sayılır.

Nazar daha ziyade dünyevi varlık yüzünden meydana gelir. Şayet bir adamın nazarı uhrevi meziyetlere de değiyor, ona da zararlı oluyorsa o kimse, hislerini iyice saptırmış, İslâmî ölçü ve duygudan iyice mahrum kalmış demektir. Nazarın en kötüsü bu adamın nazarıdır. Bundan, muhteris adam mes’uldür.Göz değmesi hakkında rivayet edilen hadisler, bunun hak ve gerçek olduğunu açıklığa kavuşturmakta ve nazara karşı yapılması gereken hususları da ortaya koymaktadır. Yani nazar, bazılarının zannettiği gibi “Batıl” bir inanç değil, hak ve gerçektir. Buhari, Müslim ve Ebu Davud’un İbn Abbas’tan rivayet ettikleri bir hadisi şerifte Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:

“Göz değmesi haktır. Eğer kaderi (delip) geçecek bir şey olsaydı, bu, göz değmesi olurdu.” Hz. Aişe (r.a)’den rivayet edilen bir hadiste de Hz. Peygamber (s.a.v)’in, “(Göz değmesinden) Allah’a sığının. Zira göz değmesi haktır.” buyurduğu nakledilmektedir. Yine Sahiheyn ve Ebu Davud’da Ebu Hüreyre (r.a)’tan: “Rasulullah (s.a.v)’in: “Göz değmesi haktır” dediği rivayet edilmiştir.”

Ebu Davud’un Hz. Aişe (r.a)’den rivayet ettiği bir hadisi şerifte ise, gözü değen ve kendisine göz değmesinin zarar verdiği kimselere ait yapılacak işlemden bahsedilmektedir:
“Gözü değene (ain) abdest alması emredilir, onun abdest suyu alınır, bununla göz değmesine uğrayan (main) yıkanırdı.” Ayrıca, Kalem suresinin 51. ve 52. ayetlerinin de nazara karşı tedavi edici özelliğinin bulunduğu söylenmektedir.

Nazardan korunmak için en sağlıklı yol dua etmek ve yukarıda Hz. Aişe validemizden nakledilen hadise göre hareket etmek gerekir. Yoksa nazar boncuğu, öküz boynuzu, at nalı, sarımsak vs. gibi, halk arasında yaygın olan batıl inançlara itibar edilmemelidir. Bunların hepsi yasaklanmıştır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt