Müslüman Erkek Hıristiyan Kadınla Evlenmesi Caiz midir

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Müslüman bir erkek, Hristiyan olan bir bayan ile evlenebilir mi? Günümüzde çok sorulan sorularndan biri olarak karşımıza çıkıyor. Erkeğin yapmış olduğu Hristiyan ve Yahudi kadınla nikahı geçerlimidir yoksa batılmıdır?

Öncelikle Müslüman bir erkeğin Hıristiyan bir kadınla evli kalmasında sakınca yoktur. Yani Kendisinin Hristiyan veya Yahudi olduğunu söyleyen bir kadınla evlenemk caizdir; yapılan nikah geçerlidir.

Müslüman bir kadının, ister Ehl-i Kitap’tan (Yahudi-Hıristiyan) olsun ister olmasın, Müslüman olmayan bir erkekle evlenmesi haram. Erkek Müslümanlığı kabul etmedikçe de yapılacak nikah sahih değil.

Ayrıca kimliğinde Hristiyan yazdığı halde kendisi ateist olan bir kadınla evlenmek caiz değildir.
Kur’an-ı Kerim’de, Müslümanların gayrimüslimlerle evlenmelerine bazı sınırlamalar getirilmiş ve Müslüman bir kadın veya erkeğin müşriklerle evlenemeyeceği vurgulanmıştır.

Bakara suresinin 221. ayetinde mealen; “İman etmedikleri sürece, Allah’a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. Allah’a ortak koşan kadın hoşunuza gitse de, mü’min bir cariye ondan daha hayırlıdır. İman etmedikleri sürece, Allah’a ortak koşan erkeklerle, kadınlarınızı evlendirmeyin. Allah’a ortak koşan hür erkek hoşunuza gitse de iman eden bir köle ondan daha hayırlıdır…” buyrularak konuya açıklık getirilmiştir.

Müslüman bir kadın varken Hristiyan bir kadınla evlenmek sahih olsa da, mekruhluktan kurtulamaz.

İslâm hukuku evrensel bir hukukdur. Bu yüzden hükümleri bütün insanlığın ihtiyacına cevap verecek genişlikte ve müsamahada olacaktır. Nitekim İslâm hukukuna göre bir Müslüman, Müslüman olmayan ehli kitaptan bir kadma eş olarak nikah yapar, yavrularının anası haline getirebilir.

Bu caiz ve sahihtir. Bundan dolayı Hristiyan kadınlarla evlenenlerin nikahlan sahih sayılmış, çocukları da meşru bulunmuştur.

Ancak bu evliliğin caiz ve sahih olmanın yarımda düşünülmesi gereken bazı hususlar da söz konusudur.

Müslüman bir hanım varken Hristiyan terbiyesiyle, örf ve alışkanlıklarıyla büyümüş bir kadın, Müslüman kocadan doğan çocuklarına nasıl bir terbiye verecek, ne türlü bir alışkanlıkla kocasma ve yavrularına muhatap olacaktır? İşte düşünülmesi lazım gelen konu budur…

Müslüman koca İslâm terbiyesini isteyecek, Hristiyan ana ise kendi inancının gereğini yapmaya yönelecektir.

İki ayrı inanç ve kültür arasmda kalan çocuk, bazen anasının, bazen de babasının inancına göre davranan çifte şahsiyetli mi olacaktır? Yoksa her ikisini de reddeden bir üçüncü şahsiyet mi doğacaktır? Yani hiçbir dini kabul etmeyen bir ateist mi?

Hristiyan hanımın beyine etkisine bir misal:

Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezıd babasının Kosova’yı fethinden sonra Hristiyanprenses Olivera’yı nikahlamıştı. Bu kadıncağız görünüşte sultana eş olmuş; ama gönlündeki hristiyanlık inancım ve ülkesini hiç unutmamıştı. Nitekim deniyor ki, tertemiz sultam içkiye alıştıran, eğlenceye düşkün hale getiren bu Hristiyanzevce Olivera olmuştur.

Bu sultan ki, bütün Haçlıların birleşerek yok etmeye çalıştıkları OsmanlI’yı Niğbolu’da tarihten silmek için toplandıkları sırada, gecenin karanlığında düşman içinden tek başına atım sürüp köye gelir. Karanlıkta:

– Bre Doğan! diye kale kumandanına bağırarak durumu iyice öğrenir; sonra da geriye döner ve tüm tedbirleri alarak gelip zaferi kazanır.

Demek Haçlı ordularına mukavemet etmiş, ama evindeki yabancı terbiye ile yetişmiş bir dilbere, direnç gösterememiştir.

Nitekim Yıldırım, Bursa’da Ulu Camii’yi yaptınp da büyük alim Emir Buhari Hazretleri’ne:

– Ülkeme kazandırdığım bu ulu mabedin inşaallah bir eksiği yoktur, derken Emir Buhari Hazretleri’nden şu ikazı alır:

– Belî (Evet) sultanım, her tarafı güzel ama bir eksiği hiç gözden kaçmamıştır.

– Nedir eksiği, buyurun da öğrenip düzeltelim, deyince de büyük alimin şu ikaz ve irşadma muhatap olur:

– Caminin köşelerinde birer meyhane olmalıydı. Bu yoktur!

Müslüman bir erkek Hristiyan bir kadını alabilir.
Bunda bir yasak, yoktur. Sosyal ve kültürel mahzurlardan başka..
Neden yasak yoktur? Çünkü Müslüman erkek aldığı Hristiyan kadının peygamberini ve kitabını inkar etmiyor, aksine onlardan daha doğru ve sağlam şekilde inanıyor, iman ediyor ki, Hazreti İsa Allah’ın en büyük peygamberlerinden biridir. İncil de yine Allah’ın gönderdiği büyük kitaplardan biridir.

Kitabına ve peygamberine inandığı bir kadını nikahına almasında yasak yoktur. Nitekim Hristiyan kadının da bu evlilikte bir kaybı söz konusu değildir. Çünkü inancını inkar etmiyor evlendiği Müslüman erkek!

Bu bakımdan Müslüman bir erkek Hristiyan bir kadınla evlenebilir. Hukuki engel yoktur. Sosyal zorluklardan başka…

Gelelim Müslüman bir kadının Hristiyan bir erkeğe varmasına. İnancını inkar eden biriyle evlenmesine… Buna cevaz yoktur!

– Olması İçin, Hristiyan erkeğin de (Müslüman erkek’ gibi) aldığı Müslüman kadının peygamberine ve kitabına inanması lazımdır ki, yapılan nikah sahih olsun, evlilik fıkhen de cevaz bulsun.

Demek ki mesele çok açık ve nettir

Nasıl Müslüman erkek aldığı Hristiyan kadının kitabını ve peygamberini açıkça kabul edip inanıyorsa, onun kutsallarını inkar etmek gibi bir saygısızlığa yönelmiyorsa, Hristiyan erkek de almayi düşündüğü Müslüman kadının kitabım ve peygamberini kabul edip inanacak, onun kutsallarına hürmetsizlikte bulunmayacak, ortak noktada buluşup mutluluğun temelini sağlamlaştirmış olacaklardır.

Bu beklenmedik çıkışın nereye varacağını kestiremeyen sultan sorar:

– Hocam, caminin meyhane ile ilgisi ne ola ki?

Cevap:

– Allah’ın binası olan vücudunuzun içki ile ilgisi ne ise, caminin ilgisi de odur. Siz Allah’ın inşaettiği vücut binasına içkiyi dolduruyorsunuz ve bu oluyor da, kendi-

nizin inşa ettiğiniz ibadet binasının köşelerine mi içki koymaktan çekiniyorsunuz?
Bu, ötekinden daha mı günah?..

Bundan sonradır ki Yıldmm’da bu kötü alışkanlık bir daha görülmemiş. Olivera’nm yapüğı olumsuz etki böylece son bulmuştur. –

Bu sebeple fıkıh kitaplarında şöyle yazılıdır: Müslüman bir kadm varken Hristiyan bir kadmla evlenmek sahih olsa da mekruhluktan kurtulamaz. Çünkü sakıncalardan uzak olamaz bu evlilik. Ama nikah sahih (geçerli), doğan nesil meşrudur. Çünkü İslâm hukuku her türlü ihtiyaca cevap verecek evrenselliktedir.. Vermiştir de. İstisnalan da olur elbette.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt - Aviator oyna