Recep Ayının Özelliği ve Hürmet Karşılığı Nedir

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Receb ayı, “üç aylar” olarak bilinen mübarek bir mevsimin ilk ayıdır. Bu aylar “çok sevaplı ibadet ayları”dır. Receb ayı Hicrî ayların yedincisi ve Ramazan’dan iki ay öncesidir. Fazileti bakımından müslümanların gönlünde ayrı bir yeri vardır. Ayrıca, Kur’ân’da haram ayları olarak geçen dört aydan birisi olması, Müslüman kalblerdeki yerini bir kat daha daha artırmıştır. Receb ayı, Adem aleyhisselâmdan beri kıymetli idi. Bu ayda muharebe etmek günah idi. Her ümmet, bu aya saygı gösterirdi.

Isâ aleyhisselâm zamanında bir genç, güzel bir kıza tutulmuştu. Ona kavuşmak için çırpınıyordu. Nice zaman sonra söz aldı. Bir akşam, bir yerde buluştular.

Genç, pek sevinçli idi. Aylardır bu zamanı bekliyordu. Genç ansızın, pencereden hilâli, yeni ayı gördü. Kıza:

– Bu hangi aydır, dedi. Kız da:

– Receb ayı, diye cevap verdi.

Genç birden toparlandı. Kız bu âni değişikliğe çok şaşırdı:

– Ne oluyorsun, ne oldu sana birden, diye sordu.

Genç, şöyle cevap verdi:

– Babalarımdan işittim. Receb ayında günah işlenmez. Bu aya saygı gösterilir, deyip, özür diledi ve evine gitti.

Allahü Teâlâ, îsâ aleyhisselâma vahy gönderip, olanları bildirdi. “Bu genci ziyâret et! Selâmımı söyle!” buyurdu.

Genç, Receb ayına gösterdiği bu saygı için, büyük bir peygamberin kendine gönderildiğine sevinerek îmân etti. İyi bir mümin oldu. Receb ayma gösterdiği bu saygı sebebi ile, îmân şerefine kavuştu.

Bu mübârek zamanlarda va’dedilen sevâblara kavuşabilmek için, her şeyden önce itikadı düzeltmelidir. İlmihal bilgilerini, ibâdetleri, haramı ve helali öğrenmeli ve yaşayışı bunlara uygun hale getirmelidir. Çok tevbe ve istiğfar etmeli, kazaya kalmış oruç ve namazları, bu günleri vesile ederek hemen kaza etmeye başlamalıdır.

Fırsatı, ganimet bilmelidir. Bu günlere bir daha kavuşup, kavuşamayacağımız belli değildir. Bu günleri fırsat bilerek günahlara istiğfar etmeli, Allahü Teâlâ’nın affetmesi için yalvarmalıdır. İbâdetleri yapmalı, Ömrü zayi etmemelidir.

Resul-i Ekrem Efendimiz dualarında,

“Allah’ım! Receb’i ve Şâban’ı hakkımızda hayırlı ve mübarek kıl, bizi Ramazan’a ulaştır.” buyururlardı. (Camiü’s-sağir, 2/90)

Receb’e, “recm ayı” da denir. Buna göre, mü’minlerin eziyet ve zahmet vermemesi için şeytanlar bu ayda taşlanır, kovulup uzaklaştırılır. Receb kelimesindeki “R” Allah’ın rahmetine, “C” Allah’ın cömertliğine ve yardımına, “B” ise Allah’ın birrine (iyilik ve ihsanına) işaret eder.

Receb ayının diğer aylardan farklı bir ibadeti de oruçtur. Mümkün mertebe bu ayda daha fazla oruç tutulmaya çalışılır. Ebû Davudta, hiç ara vermeden devamlı surette oruç tutan bir zâta Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselamın bazı tavsiyelerden sonra şöyle buyurduğu rivayet edilir:

“Haram aylarından bazısını tut, bazısını bırak, haram aylarda tut ve bırak, haram aylarda tut ve bırak.” (Ebu Davut, Savm 54)

Hadisin devamında ravî olan Sahabı şöyle demektedir:

“Resulullah ‘tut’ dedikçe, üç parmağını yumdu, ‘bırak’ deyince de üç parmağını bıraktı.” Böylece Peygamberimizin o zata, “Üç gün tut, üç gün ara ver” dediği anlaşılıyordu.

Bilindiği gibi haram ayları, “Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb” aylarıdır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir