Vücudumuz Herhangi Bir Yerini Estetik Ameliyat Yaptırmak Caiz midir

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Günümüz’de estetik ameliyat çeşitleri hayli artmıştır. Erkek olsun Kadın olsun estetik ameliyat ile değiştirme güzelleştirme ameliyatı” olarak bilinen operasyonlarla vücut üzerinde yapılan değiştirmeler daha çok burun, çene, göğüs ve yüzü hedef alır. Gelelim estetik ameliyatların dinî hükmüne. Hüküm şarta ve duruma göre değişir. Estetiği ikiye ayırabiliriz. Biri zaruri olan, yani şart olan estetik ikincisi de tamamen keyfi olan estetik. Bu, ruh ve ahlâk güzelliğinden ziyade, şekil ve görünüşe önem veren maddeci anlayışın teşvik ettiği bir musibettir.

Tedavi amaçlı olarak yapılan estetik müdahalelere ise dinimizde izin verilmiştir. Zaruri olan estetiği bir cerrahi müdahale olarak kabul ediyoruz. Anormal diye ifade edilebilecek olan ya da kişinin psikolojik yapısını etkileyen, kişiyi veya çevresini rahatsız eden bir durum varsa eğer, bunun adı estetik bile olsa, ona müdahale edildiği takdirde kişinin hakkıdır.

Çirkinlik bakanların hemen dikkatini çekiyor, bakılana da küçüklük hissi veriyor, kompleksten kurtulamıyorsa, bu kimse ameliyatla durumunu düzelttire-bilir.
Efendim, bir kardeşimiz hanımının burun yapısına kafasını takmış, bunun bir ameliyatla düzeltilmesini istemiş. Yoksa ailesine olan bağı kopacak, kendini başka tarafa yönelmiş bulacakmış. Ancak bu niyetini hanımına açıklamamış. Duyunca üzülür, başka türlü düşünür diye. Ne var ki, çok da sabredememiş, nihayet bir gün ağzından kaçınvermiş. Hanım duyunca şoke olmuş. Dernek beni ihmal edişinin sebebi buydu, diyerek hemen ameliyata gidilmesini istemiş. Bu defa da bey vazgeçmiş. Bir vebal, bir manevi mesuliyet söz konusu olur diye. Ne var ki, hanımın ısrarı ileri safhaya varınca tutmuş, ameliyata karar vermiş ve yaptırmışlar. Yani meseleleri bitmiş.

Hal böyle olunca ne benim verecek cevabım, ne de kendilerinin soracak bir sorulan kalmış. Çünkü estetik ameliyat yapılmış, sıkıntıları da bitmiş. Ancak, bize göre öyle. Beye göre asıl sıkıntı bundan sonra başlamış. Bey şimdi düşünüyormuş ki, bu estetik ameliyatın günahı vardır. Bu günahı ben işledim, ben yaptırdım. Bunun vebali ne olacak?..

Bunalıma kadar gitme durumu bu düşünceden kaynaklanmış. Şimdi suali şuymuş:

– Ben çok kötü bir şey mi yaptırdım? Bunun vebali çok mu büyük? Hangi hallerde estetik ameliyat yaptırılır? Düşünceniz nedir? Durumuma çare yok mu?

Madem olayın bu safhasından sonra da okuyucum görüşümü merak etmiş. Arz edeyim öyleyse. Şöyle ki:

İnsanın bir fıtrî görünüşü vardır. Her insanda olabilen

görünüş. Burun uzun olabilir, kaş, göz şöyle ya da böyle bulunabilir? Her insanda farklı şekiller, ayrı özellikler olabilir. İnsanın yapısı böyle. Bu görünüşlere ilk bakışta kimsenin kafası, gözü takılmaz. Normal bulurlar.

İşte görünüşü böyle tabii ve fıtrî durumda olanların estetik ameliyat yapürmalanna hem ihtiyaç yok, hem de cevaz… Çünkü birçok insanda benzeri görünüş ve oluşlar söz konusudur. Garipsenecek bir hal değildir bu.

Şayet durum böyle normal değil de, çirkinlik bakanların hemen dikkatini çekiyor, bakılana da küçüklük hissi veriyor, kompleksten kurtulamıyorsa, bu kimse ameliyatla durumunu düzelttirebilir. Kendisini, yahut da beyini rahatsız eden görüntüyü rahatsızlık vermeyecek şekle getirebilir.

Demek ki, mesele tabii ve fıtrî olanla olmayanın ayrımı meselesidir.

Bu anlayış içinde duruma baktığımızda diyoruz ki:

Şayet yaptığınız iş, ihtiyaç idiyse yapmışsınız, meseleniz bitmiştir. Huzura kavuşmanız gerekir. Daha başka bir vesveseye kapılmaya gerek yoktur.

Eğer ihtiyaç değil de siz ihtiyaç haline getirmiş, ve-balli bir iş yapmışsanız (ki bunu siz bileceksiniz) artık yapacak başka bir iş yoktur, tövbe istiğfardan başka.

Rabbimiz şirkten başka bütün günahları affedeceğini bildirmiştir. Kalbinize, gönlünüze bakın. Yanlış bir iş yapü-ğmız hissine giriyorsanız; tövbe, istiğfar edin, vesveseden kurtulun. Vebalinden kurtulunamayacak bir olaymış gibi kafanızı buna takıp kalmayın.

Bir ayette, “sevaplar günahları giderir”, buyurulmak-tadır. Sevabınızı çoğaltın, hizmete desteğinizi genişletin, şayet bir günaha maruz kalmışsanız ona mukabele edecek binlerce sevap işleyin. Bir günaha bin sevapla karşı koymuş olun.

Biliyorsunuz mahşerde sevabı mı çok, yoksa günahı mı, diye bakacaklar. Sevabı çok olanlar kurtulacak, bir günaha birçok sevapla karşı koymuş olanlar zorda kalmayacaklardır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir