Yurtdışında ki Bankalar’dan Faiz Alıp Vermek Caiz mi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

GAYRİMÜSLİM ÜLKEDE MÜSLÜMAN FAİZ ALIP VEREBİLİR Mİ?
Yurtdışında yaşayan Müslümanların banka kredisi ile ev almalarının caiz olduğunu söylediler. Peki gerçekten Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa gibi gayrimüslimlerin yaşadığı ülkelerde bulunan Müslümanlar faiz alıp verebilirler mi? Maalesef bu konuda Avrupa’daki kardeşlerimiz hassasiyetlerini kaybetmek üzeredirler. İmamlarımızdan sadece birinin bir fetvasını ele alıp Avrupa’da faizin caiz olacağını söylüyorlar.

Öncelikle Müslüman kendisine helal olan bir malı hangi yolla olursa olsun alabilir. Ayrıca Alışverişte, ölçüde, tartıda Müslümanlara gösterilen muameleyi gayri müslimlere de göstermek îcâb eder. Çünkü İslâm dini müsamaha ve fazilet dini olduğu için hiyâneti, aldatmayı, gayriahlâkî ve çirkin şeyleri her yerde yasaklamaktadır.

Yukardaki konuya gelirsek, Bu konuda kimi, faiz alamaz da, veremez de, derken; kimileri de faiz alabilirler ama veremezler, demek-teler. Hıristiyanların ülkelerinde Müslümanların faiz alıp vermelerine nasıl bakıyorsunuz?

– Bu konuda iki görüşün olduğunu biliyorum. Avrupa’daki Müslümanlar bulundukları ülkenin gayrimüslim vatandaşından faiz alabilir de verebilir de, diyen müctehit’lerimiz olduğu gibi, alamaz da veremez de, diyen müctehitlerimiz de vardır.

Her iki görüşün özetini arz edecek olursak şöyle diyebiliriz.

– İmam-ı Azam ve İmam-ı Muhammed’e göre, darül-harp’de Müslüman’la o ülkenin gayrimüslim vatandaşı arasında faizli alış verişi caizdir, Yani Müslüman hıristiyan’lar-dan düşük faizli kredi alabileceği gibi, bankalarına bıraktığı dövizinin faizini de alabilir. Ancak bu faizli para almanın tek şartı, bunun Müslüman’ın lehine olmasıdır. Müslüman’ın bundan menfaati olmuyorsa faiz alması da vermesi de caiz değildir.

Hanefî alimlerinden meşhur Serahsi (490) el-Mebsut’un-da bu konuda bilgi verirken diyor ki:

– Müslüman darülharb’e pasaportla girdiğinde onlarla yaptığı anlaşmalara sadık kalacağına söz vermiş demektir. Verdiği söze uymalı, anlaşmalarına sadık kalmalıdır. İtimat edilmeyen insan durumuna düşmemelidir. Onlara göre caiz ve meşru olan faizli alış verişle mallarım alması da caiz ve meşrudur. Anlaşmalarına aykırı değildir. Ancak bu faiz alış verişi gayrimüslimlerle olur. Orada bulunan Müslümanların kendi aralarında birbirinin faizle mallarını almaları caiz değildir.

Bu konuda Caferi mezhebinin görüşü de Hanefi’lerle birliktedir. İmam-ı Şafii, İmam-ı Malik ve Hanbeli mezhebiyle Hanefılerden Ebu Yusuf a göre ise:

-Müslümanların darülharp’de gayrimüslimlerden faiz alıp vermeleri caiz değildir. İslamm kendi ülkesinde yasakladığı şey yabancı ülkelerde de yasaktır. Faiz yasağında ülke ayrımı yoktur.!

Her iki görüsü de delileriyle geniş bir şekilde inceleyen ilahiyatçı Prof. Dr. Hamdi Döndüren Hoca efendi “İslami Ölçülerle Ticaret Rehberi” kitabında vardığı sonucu şöyle özetliyor:

– Sonuç olarak: Hanefilerde ağırlıklı görüş, darülharp sayılan yerde; bir Müslüman’ın faizli alış veriş yapmasmm caiz olduğu yönündedir. Ancak ilk temel kaynaklarda faiz alma veya verme ayırımının yapılmadığı dikkate alınarak, yapılacak faiz işleminin veya fasit bir ticaretin, dış görünüş ve tecrübelere göre “Müslüman’ın lehine olması” gerekir. Buna (lehine olma kaidesine) göre Avrupa ülkelerinde gayrimüslim bankalara yatırılan dövizin faizi alınabileceği gibi, dış görünüş ve tecrübelere göre yıllık yüzde üç, beş gibi çok düşük bir faizle verilen mesken, iş kurma, işi büyütme, ya da kendi ülkesine transfer edebilme gibi nitelikleri bulunan kredilerin Müslüman’ın lehine olduğunda şüphe yoktur. (Bunlar da bu düşük faizle alınıp istifade edilebilir.)

– Bununla birlikte İslam’ın üzerinde çok durduğu ve ağır yaptırımlar koyduğu faiz meselesini sürekli bir gelir kaynağı gibi düşünmemelidir. Özellikle hangi ülke olursa olsun, bir mümin, faizli bankacılık, kumarhane, içki üretimi ve dağıtımı, içkili yerlerin işletilmesi veya domuz üretme çiftliği kurma gibi ticari faaliyetlerden uzak durması gerekir. Bunların gayrimüslimlerle ortak olarak işletilmesi de sonucu değiştirmez.

Belirttiğimiz gayrimüslim ülkede faizi meşru sayan ilk görüşün, mümin için yalnız zaruret veya ihtiyaç durumunda yararlanabilecek bir ruhsattan ibaret olduğu düşünülmelidir.

Bu konuda çoğunluğun görüşünü esas almak ihtiyata ve takvaya daha yakındır!.”

Adı geçen eserden naklettiğimiz bu açıklamalardan anlaşılan odur ki, Müslüman buralarda menfaatine olan faizli işlerde ruhsattan istifade edebilir. Başka türlü elde edemeyeceği ucuz maliyetli mesken kredisi gibi faizli kredileri alabilir. Elbette bu da ihtiyaç kadar olacaktır. Zaten ruhsattan ihtiyaç kadar istifade edilmektedir. Faizli işi meslek edinmek huzur vermeyen bir kazanç yoludur.

Daha geniş bilgi için adı geçen kitaba bakılabilir.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir