Furkan Suresi Türkçe Okunuşu Arapça Yazılışı ve Meali

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kur’ân-ı kerîmin yirmi beşinci sûresi. Yâsîn sûresinden sonra, Fâtır sûresinden önce  inmiştir. Furkân sûresi Mekke’de nâzil oldu (indi). Yetmiş yedi âyet-i kerîmedir. Hakkı bâtıldan ayıran mânâsına Kur’ân-ı kerîmin isimlerinden olan ve birinci âyet-i kerîmede geçen Furkân kelimesi, sûreye isim olmuştur. Sûrede; Kur’ân-ı kerîmin gönderilmesinin hikmetleri, müşriklerin (Allahü teâlâya ortak koşanların) Kur’ân-ı kerîm ve Resûl-i ekremin karşısındaki inatçı tutumları, Allahü teâlânın kudret ve azameti (büyüklüğü, ululuğu), peygamberlik, kıyâmet hâlleri, hâlis mü’minlerin özellikleri anlatılma ktadır. (Kurtubî, Taberî)

Bir çoğumuz Kuran-ı Kerimi arapça okumayı öğrenemediğimiz için bilmiyoruz. Tabi bu öğrenmiyeceğimiz anlamına gelmez. O nedenle bir çoğumuz arapça bilmediği için’de arapça ayetleri latince harflerle okumaya çalışıyoruz. Arapça bir sözcük olan “kuran”, okumak, ezbere okumak, bir araya getirmek anlamına gelir. Kur’ân kelimesi olarakta Arapça’da yazıyla tespit edilmiş vahiylerin bütünü anlamına gelir. Şimdi sizler için hazırladığımız Kur’anı Kerim surelerden olan Furkan süresi arapça yazılışı ile latince harflerle Türkçe okunuşunu derledik. Ayrıca Diyanet İşleri tarafından düzenlenen mealine’de yer verdik. Bu sebeple hem Arapça yazısı hem de latince okunuşunu öğrenerek okuyabilirsiniz.

Fazileti: Kim Furkân sûresini okursa, geleceği şüphesiz ve muhakkak olan kıyâmet gününde,Allahü teâlâya mü’min olarak kavuşur ve hesâbsız olarak Cennet’e girer. (Hadîs-i şerîf-Kâdı Beydâvî Tefsîri)

Kısaca Konusu : Furkan sûresi, Allah Teâlâ’nın yüceliğini, evrendeki hükümranlığının mutlaklığını vurgulayan ve O’nu ulûhiyyetine yakışmayan niteliklerden tenzih eden âyetlerle başlar; Kur’an’ın ilâhî kaynaklı ve Hz. Muhammed’in hak peygamber olduğu hususundaki kuşkuları reddeden açıklamalarla devam eder.

Ortaya konan delillere rağmen bu gerçekleri inkâr edenlerin, inat ve inkârları yüzünden âhirette uğrayacakları âkıbet hakkında bilgi verilerek uyarılarda bulunulur. Özellikle Hz. Muhammed’in peygamberliğini inkâr edenlerin, onun beşerî sıfatlara sahip olduğunu ileri sürerek bu durumu kendisi için bir kusurmuş gibi değerlendirmeleri eleştirilir.

Daha sonra Hz. Peygamber için bir teselli olması maksadıyla geçmiş peygamberlerin de bu tür düşmanca davranışlara mâruz kaldıklarına dair örnekler verilir. Allah’ın yaratıcılığı ve evren üzerindeki hükümranlığını konu alan âyetlerin ardından Allah’ın has kullarının iman, ibadet ve ahlâka dair güzel hasletlerinden örnekler verilir ve bunların âhirette elde edecekleri mutluluktan söz edilir.

FURKAN SÛRESİ TÜRKÇE OKUNUŞU
Bismillahirrahmanirrahim
1. Tebarakellezi nezzelel furkane ala abdihi li yekune lil alemine nezira

2. Ellezi lehu mulkus semavati vel erdi ve lem yettehiz veledev ve lem yekul lehu şerikun fil mulki ve haleka kulle şey’in fe kadderahu takdira

3. Vettehazu min dunihi alihetel la yahlukune şey’ev ve hum yuhlekune ve la yemlikune li enfusihim darrav ve la nef’av ve la yemlikune mevtev ve la hayatev ve la nuşura

4. Ve kalellezine kefer in haza ila ifkunifterahu ve eanehu aleyhi kavmun aharune fe kad cau zulmev vezura

5. Ve kalu esatiyrul evvelinektetebeha fe hiye tumla aleyhi bukratev ve esiyla

6. Kul enzelehullezi ya’lemus sirra fis semavati vel ard innehu kane ğafurar rahiyma

7. Ve kalu mali hazer rasuli ye’kulut taame ve yemşi fil esvak lev la unzile ileyhi melekun fe yekune meahu nezira

8. Ev yulka ileyhi kenzun ev tekunu lehu cennetuy ye’kulu minha ve kalez zalimune in tettebiune illa raculem meshura

9. unzur keyfe darabu lekel emsale fe dallu fe la yestetiy’une sebila

10. Tebarakellezi in şae ceale leke hayram min zalike cennatin tecri min tahtihel enharu ve yec’al leke kusura

11. Bel kezzebu bis saati ve a’tedna li men kezzebe bis saati seiyra

12. İza raethum mim mekanim beiydin semiu leha teğayyuzav ve zefira

13. Ve iza ulku minha mekanen dayyikam mukarranine deav hunalike subura

14. La ted’ul yevme suburav vahidev ved’u suburan kesira

15. Kul e zalike hayrun em cennetul huldilleti vuidel muttekun kanet lehum cezaev ve mesiyra

16. Lehum fiha ma yeşaune halidin kane ala rabbike va’dem mes’ula

17. Ve yemve yahşuruhum ve ma ya’budune min dunillahi fe yekulu e entum adleltum ibadi haulai em hum dallus sebil

18. Kalu subhaneke ma kane yembeğiy lena en nettehize min dunike min evliyae ve lakim metta’tehum ve abaehum hatta nesuz zikr ve kanu kavmen bura

19. Fe kad kezzebukum bima tekulune fe ma testetiy’une sarfev ve la nasra ve mey yazlim minkum nuzikhu azaben kebira

20. Ve ma erselna kableke minel murseline illa innehum le ye’kulunet taame ve yemşune fil esvak ve cealna ba’dakum li ba’din fitneh e tasbirun ve kane rabbuke besiyra

21. Ve kalellezine la yercune likaena lev la unzile aleynel melaiketu ev nera rabbena le kadistekberu fi enfusihim ve atev utuvven kebira

22. Yevme yeravnel melaikete la buşra yevmeizil lil mucrimine ve yekulune hicram mahcura

23. Ve kadimna ila ma amilu min amelin fe cealnahu hebaem mensura

24. Ashabul cenneti yemeizin hayrum mustekarrav ve ahsenu mekiyla

25. Ve yevme teşekkakus semau bil ğamami ve nuzzilel melaiketu tenzila

26. Elmulku yevmeizinil hakku lir rahman ve kane yevmen alel kafirine asira

27. Ve yevme yeadduz zalimu ala yedeyhi yekulu ya leytenit tehaztu mear rasuli sebila

28. Ya veyleta leyteni lem ettehiz fulanen halila

29. Le kad edalleni aniz zikri ba’de iz caeni ve kaneş şeytanu lil insani hazula

30. Ve kaler rasulu ya rabbi inne kavmit tehazu hazel kur’ane mehcura

31. Ve kezalike cealna li kulli nebiyyin aduvvem minel mucrimin ve kefa bi rabbike hadiyev ve nesiyra

32. Ve kalellezine keferu lev la nuzzile aleyhil kur’anu cumletev vahideh kezalike li nusebbite bihi fuadeke ve rattelnahu tertila

33. Ve la ye’tuneke bi meselin illa ci’nake bil hakki ve ahsene tefsira

34. Ellezine yuhşerune ala vucuhihim ila cehenneme ulaike şerrum mekanev ve edallu sebila

35. Ve le kad ateyna musel kitabe ve cealna meahu ehahu harune vezira

36. Fe kulnezheba ilel kavmillezine kezzebu bi ayatina fe demmernahum tedmira

37. Ve kavme nuhil lemma kezzebur rusule ağraknahum ve cealnahum lin nasi ayeh ve a’tedna liz zalimine azaben elima

38. Ve adev ve semude ve ashaber rassi ve kurunem beyne zalike kesira

39. Ve kullen darabna lehul emsale ve kullen tebberna tetbira

40. Ve le kad etev alel karyetilleti umtirat metaras se’ e fe lem yekunu yeravneha bel kanu la yercune nuşura

41. Ve iza raevke iy yettehizuneke illa huzuva e hazellezi beasellahu rasula

42. İn kade le yudilluna an alihetina lev la en saberna aleyha ve sevfe ya’lemune hiyne yeravnel azabe men edallu sebila

43. E raeyte menit tehaze ilahehu hevah e fe ente tekunu aleyhi vekila

44. Em tahsebu enne ekserahum yesmeune ev ya’kilun in hum illa kel en’ami bel hum edallu sebila

45. E lem tera ila rabbike keyfe meddez zill ve lev şae le cealehu sakina summe cealneş şemse aleyhi delila

46. Summe kabadnahu ileyna kabday yesira

47. Ve huvellezi ceale lekumul leyle libasev ven nevme subatev ve cealen nehar nuşura

48. Ve huvellezi erseler riyaha buşram beyne yedey rahmetih ve enzelna menis semai maen tahura

49. Li nuhyiye bihi beldetem meytev ve nuskiyehu mimma halakna en’amev ve enasiyye kesira

50. Ve le kad sarrafnahu beynehum li yezzekkeru fe eba ekserun nasi illa kufura

51. Ve lev şi’na le beasna fi kulli karyetin nezira

52. Fe la tutiil kafirine ve cahidhum bihi cihaden kebira

53. Ve huvellezi meracel bahreyni haza azbun furatuv ve haza milhun ucac ve ceale beynehuma berzehav ve hicram mahcura

54. Ve huvellezi haleka minel mai beşeran fe cealehu nesebev ve sihra ve kane rabbuke kadira

55. Ve ya’budune min dunillahi ma la yenfeuhum ve la yedurruhum ve kanel kafiru ala rabbihi zahira

56. Ve ma erselnake illa mubeşşirav ve nezira

57. Kul ma es’elukum aleyhi min ecrin illa men şae ey yettehize ila rabbihi sebila

58. Ve tevekkel alel hayyillezi la yemutu ve sebbih bi hamdih ve kefa bihi bi zunubi ibadihi habira

59. Ellezi halekas semavati vel erda ve ma beynehuma fi sitteti eyyamin summesteva alel arşir rahmanu fes’el bihi habira

60. Ve iza kiyle lehumuscudu lir rahmani kalu ve mer rahmanu e nescudu li ma te’muruna ve zadehum nufura

61. Tebarakellezi ceale fis semai burucev ve ceale fiha siracev ve kameram munira

62. Ve huvellezi cealel leyle ven nehara hilfetel li men erade ey yezzekkera ev erade şukura

63. Ve ibadur rahmanillezine yemşune alel erdi hevnev ve iza hatabehumul cahilune kalu selama

64. Vellezine yebitune li rabbihim succedev ve kiyama

65. Vellezine yekulune rabbenasrif anna azabe cehenneme inne azabeha kane ğaram

66. İnneha saet mustekarrav ve mukama

67. Vellezine iza enfeku lem yusrifu ve lem yakturu ve kane beyne zalike kavama (60. Ayet secde ayetidir.)

68. Vellezine la yed’une meallahi ilahen ahara ve la yaktulunen nefselleti harramellahu illa bil hakki ve la yeznun ve mey yef’al zalike yelka esama

69. Yudaaf lehul azabu yevmel kiyameti ve yahlud fihi muhana

70. İlla men tabe ve amene ve amile amelen salihan fe ulaike yubeddilullahu seyyiatihim hasenat ve kanellahu ğafurar rahiyma

71. Ve men tabe ve amile salihan fe innehu yetubu ilellahi metaba

72. Vellezine la yeşhedunez zura ve iza merru bil lağvi merru kiram

73. Vellezine iza zukkiru bi ayati rabbihim lem yehirru aleyha summev ve umyana

74. Vellezine yekulune rabbena heb lena min ezvacina va zurriyyatina kurrate a’yuniv vec’alna lil muttekiyne imama

75. ulaike yuczevnel ğurfete bi ma saberu ve yulekkavne fiha tehiyyetev ve selam

76. Halidine fiha hasunet mustekarrav ve mukama

77. Kul ma ya’beu bi kum rabbi lev la duaukum fe kad kezzebtum fe sevfe yekunu lizama

FURKAN SÛRESİ MEALİ VE ANLAMI
Bismillâhirrahmânirrahîm
1.Âlemlere bir uyarıcı olsun diye kuluna Furkân’ı indiren Allah’ın şanı yücedir.

2.O, göklerin ve yeryüzünün mülkü (hükümranlığı) kendisine ait olandır. Çocuk edinmemiştir. Mülkünde hiçbir ortağı da yoktur. O, her şeyi yaratmış ve yarattığı o şeyleri bir ölçüye göre takdir etmiştir.

3. (İnkâr edenler), Allah’ı bırakıp hiçbir şey yaratmayan ve zaten kendileri yaratılmış olan, üstelik kendilerine fayda ve zararları dokunmayan, öldürmeye, yaşatmaya ve ölüleri diriltip kabirden çıkarmaya güçleri yetmeyen ilâhlar edindiler.


4. İnkâr edenler, “Bu Kur’an, Muhammed’in uydurduğu bir yalandan başka bir şey değildir. Başka bir topluluk da bu konuda ona yardım etmiştir” dediler. Böylece onlar haksız ve asılsız bir söz uydurdular.

5. “(Bu Kur’an, başkalarından) yazıp aldığı öncekilere ait efsanelerdir. Bunlar ona sabah akşam okunmaktadır” dediler.

6.(Ey Muhammed!) De ki: “O kitabı göklerin ve yerin sırrını bilen indirmiştir. Şüphesiz O, bağışlayandır, çok merhamet edendir.”

7. Dediler ki: “Bu ne biçim peygamber ki yemek yer, çarşıda pazarda dolaşır. Ona bir melek indirilseydi de, bu onunla beraber bir uyarıcı olsaydı ya!”

8. “Yahut kendisine bir hazine verilseydi veya ürününden yiyeceği bir bahçesi olsaydı ya!” Zalimler, (inananlara): “Siz ancak büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz” dediler.

9. (Ey Muhammed!) Senin hakkında bak nasıl da temsiller getirdiler de (haktan) saptılar. Artık onlar doğru yolu bulamazlar.

10. Dilerse sana bundan daha güzelini, içinden ırmaklar akan cennetleri verebilecek olan, sana saraylar kurabilecek olan Allah’ın şanı yücedir.

11. Hayır, onlar Kıyameti de yalanladılar. Biz ise o Kıyameti yalanlayanlara çılgın bir cehennem ateşi hazırlamışızdır.


12. Bu ateş onları uzak bir mesafeden görünce onun müthiş kaynamasını ve uğultusunu işitirler.

13. Elleri boyunlarına bağlanmış, çatılmış olarak cehennemin daracık bir yerine atıldıkları zaman orada, yok olup gitmeyi isterler

14. (Kendilerine) “Bugün bir kere yok olmayı istemeyin, birçok kere yok olmayı isteyin!” (denir.)

15.De ki: “Bu mu daha hayırlıdır, yoksa Allah’a karşı gelmekten sakınanlara va’dedilen ebedîlik cenneti mi?” Orası onlar için bir mükâfat ve varılacak bir yerdir.

16. Ebedî olarak kalacakları orada onlar için diledikleri her şey vardır. Bu, Rabbinin uhdesine aldığı, (yerine getirilmesi) istenen bir va’didir.

17.Rabbinin, onları ve Allah’ı bırakıp da taptıkları şeyleri bir araya getireceği ve (taptıklarına), “Siz mi saptırdınız benim şu kullarımı, yoksa onlar kendileri mi yoldan saptılar” diyeceği günü hatırla.

18. Onlar, “Seni eksikliklerden uzak tutarız. Seni bırakıp da başka dostlar edinmek bize yaraşmaz. Fakat sen onlara ve atalarına o kadar bol nimet verdin ki, sonunda seni anmayı unuttular ve helâke giden bir toplum oldular” derler.

19. (İlâh edindikleriniz) söyledikleriniz konusunda sizi yalancı çıkardılar. Artık kendinizden azabı savmaya gücünüz yetmeyecek ve kendinize yardım da edemeyeceksiniz. Sizden kim de zulüm ve haksızlık ederse, ona büyük bir azap tattırırız.

20. Senden önce gönderdiğimiz bütün peygamberler de şüphesiz yemek yerler, çarşıda pazarda gezerlerdi. (Ey insanlar!) Sizi birbiriniz için imtihan aracı kıldık. (Bakalım) sabredecek misiniz? Rabbin, hakkıyla görendir.


21.Bize kavuşacaklarını ummayanlar, “Bize melekler indirilseydi, yahut Rabbimizi görseydik ya!” dediler. Andolsun, onlar kendi benliklerinde büyüklük tasladılar ve büyük bir taşkınlık gösterdiler.

22. Fakat melekleri görecekleri gün, işte o gün suçlulara hiçbir müjde yoktur. “Eyvah! Biz Allah’ın rahmetinden tamamen uzaklaştırılmışız” diyecekler.

23. Onların yaptıkları bütün amellerine yöneldik ve onları dağılmış zerreciklere çevirdik.

24. O gün cennetliklerin kalacakları yer daha hayırlı, dinlenecekleri yer daha güzeldir.

25. O gün gök bulutlarla yarılıp parçalanacak ve melekler bölük bölük indirilecektir.

26. O gün gerçek hükümranlık Rahmân’ındır ve kâfirlere zorlu bir gün olacaktır.

27.O gün zalim kimse, (çaresizlik içinde) ellerini ısırıp şöyle diyecektir: “Ne olurdu ben de peygamberle beraber aynı yolu tutsaydım!”

28. “Yazıklar olsun bana, keşke falanı dost edinmeseydim!”

29. “Andolsun, Kur’an bana geldikten sonra beni ondan o saptırdı. Zaten şeytan insanı yardımcısız bırakıverir.”

30. Peygamber, “Ey Rabbim! Kavmim şu Kur’an’ı terk edilmiş bir şey hâline getirdi” dedi.

31.Biz, işte böyle, her peygamber için suçlulardan bir düşman yarattık. Yol gösterici ve yardım edici olarak Rabbin yeter.

32. İnkâr edenler, “Kur’an ona bir defada toptan indirilseydi ya!” dediler. Biz, Kur’an’la senin kalbini pekiştirmek için onu böyle kısım kısım indirdik ve onu ağır ağır okuduk.


33.Onlar sana hiçbir misal getirmezler ki (buna karşılık) sana gerçeği ve en güzel açıklamayı getirmiş olmayalım.

34.Yüzüstü cehenneme sürüklenecek olanlar var ya; işte onlar konumları itibariyle daha kötü, tuttukları yol itibariyle daha sapıktırlar.

35.Andolsun, Biz, Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik ve kardeşi Hârûn’u da ona yardımcı kıldık.

36. Onlara, “Âyetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin” dedik. Nihayet o kavmi yerle bir ettik.

37. Nûh kavmini de, Peygamberleri yalanladıkları vakit suda boğduk. Onları insanlara bir ibret yaptık ve zalimlere elem dolu bir azap hazırladık.

38.Âd ve Semûd kavimlerini, Ress halkını ve bunların arasında pek çok nesilleri de helâk ettik.

39. Bunların her birine misaller getirdik, (öğüt almadıkları için) hepsini kırıp geçirdik.

40. Andolsun, senin kavmin, belâ yağmuruna tutularak yok edilen kente uğramışlardır. Yoksa onu görmüyorlar mıydı (ki ibret almadılar)? Hayır! (Görüyorlardı fakat) tekrar dirilmeyi ummuyorlardı.

41,42. Onlar seni görünce ancak eğlenceye alırlar. “Allah’ın peygamber olarak gönderdiği adam bu mu? Biz, ilâhlarımıza sımsıkı sarılmasaydık neredeyse bizi ilâhlarımızdan uzaklaştıracaktı” (derler.) Onlar yakında azabı gördükleri zaman, yolca kimin daha sapık olduğunu görecekler.

43.Kendi nefsinin arzusunu kendisine ilâh edineni gördün mü? Ona sen mi vekil olacaksın?


44.Yoksa sen onların çoğunun (söz) dinleyeceklerini yahut akıllarını kullanacaklarını mı sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler, belki yolca onlardan daha da şaşkındırlar.

45.Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmez misin? İsteseydi onu sabit kılardı. Sonra biz güneşi gölgeye delil kıldık.

46.Sonra onu kendimize yavaş yavaş çektik.

47.O, geceyi size bir örtü, uykuyu istirahat zamanı ve gündüzü de hareket ve çalışma vakti yapandır.

48,49.O, rahmetinin önünde rüzgârları müjdeci olarak gönderendir. Ölü toprağı canlandıralım, yarattıklarımızdan birçok hayvanları ve insanları sulayalım diye gökten tertemiz bir su indirdik.

50.Andolsun, biz bunu insanlar arasında, düşünüp ibret alsınlar diye tekrar tekrar açıkladık. Fakat insanların çoğu nankörlükte direttiler.

51.Dileseydik her memlekete bir uyarıcı gönderirdik.

52.Öyle ise kâfirlere itaat etme, onlara karşı bu Kur’an’la büyük bir mücadele ver.

53.O, birinin suyu lezzetli ve tatlı, diğerininki tuzlu ve acı olan iki denizi salıverip aralarına da görünmez bir perde ve karışmalarını önleyici bir engel koyandır.

54.O, sudan bir insan yaratıp ondan soy sop ve hısımlık meydana getirendir. Rabbin, her şeye hakkıyla gücü yetendir.

55.Onlar, Allah’ı bırakıp, kendilerine ne faydası ne de zararı dokunan şeylere kulluk ederler. Kâfir, Rabbine karşı (şeytana) arka çıkandır.


56.Biz, seni ancak bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

57.De ki: “Ben buna karşılık sizden dileyen kimsenin, Rabbine giden yolu tutmasından başka herhangi bir ücret istemiyorum.”

58.Sen, o ölümsüz ve daima diri olana (Allah’a) tevekkül et. O’nu her türlü övgüyle yücelterek tesbih et. Kullarının günahlarından hakkıyla haberdar olarak O yeter!

59.Gökleri ve yeryüzünü ve ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan, sonra da Arş’a kurulan Rahmân’dır. Sen bunu haberdar olana sor!

60.Onlara, “Rahmân’a secdeye kapanın denildiğinde “Rahmân da nedir? Senin bize emrettiğine mi secde edeceğiz?” derler ve bu onların nefretini artırır.

61.Göğe burçlar yerleştiren, orada bir ışık kaynağı (güneş) ve aydınlatıcı bir ay yaratanın şanı çok yücedir.

62.O, öğüt almak isteyen ve çok şükredici olmayı dileyen kimseler için geceyi ve gündüzü birbiri ardınca getirendir.

63.Rahmân’ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman, “selâm!” der (geçer)ler.

64.Onlar, Rabblerine secde ederek ve kıyamda durarak geceleyenlerdir.

65.Onlar, şöyle diyenlerdir: “Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır, gerçekten onun azabı sürekli bir helâktir!”

66.“Şüphesiz, ne kötü bir durak ve ne kötü bir konaktır orası.”

67.Onlar, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik edenlerdir. Onların harcamaları, bu ikisi arası dengeli bir harcamadır.


68.Onlar, Allah ile beraber başka bir ilâha kulluk etmeyen, haksız yere, Allah’ın haram kıldığı cana kıymayan ve zina etmeyen kimselerdir. Kim bunları yaparsa ağır azaba uğrar.

69.Kıyamet günü onun azabı kat kat artırılır ve horlanmış olarak orada ebedî kalır.

70.Ancak tövbe edip de inanan ve salih amel işleyenler başka. Allah işte onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

71.Kim de tövbe eder ve salih amel işlerse işte o, Allah’a, tövbesi kabul edilmiş olarak döner.

72.Onlar, yalana şahitlik etmeyen, faydasız boş bir şeyle karşılaştıkları zaman, vakar ve hoşgörü ile geçip gidenlerdir.

73.Onlar, kendilerine Rabblerinin âyetleri hatırlatıldığı zaman, onlara kör ve sağır kesilmezler.

74.Onlar, “Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle” diyenlerdir.

75.İşte onlar, sabretmelerine karşılık cennetin yüksek makamlarıyla mükâfatlandırılacaklar ve orada esenlik dileği ve selâmla karşılanacaklardır.

76.Orada ebedî kalırlar. Orası ne güzel bir durak ve ne güzel bir konaktır!

77.(Ey Muhammed!) De ki: “Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin! Siz yalanladınız. Öyle ise azap yakanızı bırakmayacak.”

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt