Kapı İle İlgili Deyimler ve Anlamları

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kapı komşusu yapmak (etmek)
Bir yere sık gidip gelmek.

Kapı kapı dolaşmak (gezmek)
1) ev ev gezmek; 2) bir yerlere sürekli girip çıkmak: ‘Elbette öyle ama sen böyle panik hâlinde kapı kapı dolaşırsan, teşkilatta muhalefet var sanıp gerçekten de bir temizliğe başlayabilirler.’ -A. Ümit. 3) iş aramak için her yere başvurmak.

Kapı kapı aramak
Her yeri aramak.

Kapı kadar
Çok enli ve uzun olan.

Kapı gibi
1) İri vücutlu (kimse); 2) dayanak noktası güçlü, sağlam olan: ‘İçlerinden biri atından inerek celladın burnuna kapı gibi bir fermanı dayadı.’ -İ. O. Anar.

Kapı dışarı etmek (atmak)
Kovmak, dışarı atmak: ‘Sizin hepinizi kapı dışarı edecekler. Çünkü kaçak işçiye memlekette iş yok.’ -M. İzgü.

Kapı baca açık
Korunmaya alınmamış.

Kapı aramak
Ev ziyareti yapmak istemek.

Kapı aralamak
Bir konuya giriş yapmak, karşısındakini hazırlamak.

Kapı almak (yapmak)
Tavla oyununda bir haneye üst üste iki pul getirmek ve o hanenin karşı oyuncu tarafından kullanılmasını engellemek: ‘Altı bir geldi mi köşeyi kapacaksın, kapıları almayı asla unutmayacaksın.’ -T. Uyar.

İkisi bir kapıya çıkmak
Aynı sonuca varmak, aynı sonucu doğurmak.

Han kapısından teğelti atmak
Defetmek, kovmak: ‘Bir adamı hiç sormadan, etmeden böyle han kapısından teğelti atar gibi kolundan tutup fırlatınca içinde bir üzüntü kalır.’ -M. Ş. Esendal.

El kapısına düşmek
Yabancıya muhtaç olmak: ‘Başından nasıl bir sergüzeşt geçmişti de böyle el kapılarına düşmüştü?’ -R. H. Karay.

Doksan kapının ipini çekmek
İçinde bulunduğu sorunu çözmek için kapı kapı dolaşmak, birçok yere uğramak.

Dış kapının mandalı
1) Uzak akraba; 2) önemsiz, değersiz.

Çat orada çat burada çat kapı arkasında
Çok çabuk yer değiştiren bir şeyin durumunu anlatan bir söz: ‘Sizin sevgili bir yerde durmaz, çat orada çat burada çat kapı arkasındadır.’ -O. C. Kaygılı.

(Birinin) kapısını çalmak
Birine başvurmak: ‘İskele memurluğu isteyen işçiler hep benim kapımı çalıyorlar.’ -M. Ş. Esendal.

Kapıyı göstermek
Kovmak, uzaklaştırmak.

Kapıyı büyük açmak
Çok masraflı bir işe girişmek veya hesapsız harcamak.

Kapıyı açmak
1) Bir işe veya bir konuya öncelikli olarak başlamak; 2) bir işte başkalarına örnek olmak.

Kapısına kilit vurmak
1) Girilip çıkılmasını önlemek için bir yeri kapamak; 2) bir yerin çalışmasına son vermek.

Kapıları açık tutmak
Herhangi bir konuda ilişkiyi kesmeden anlaşma ortamını sürdürmeye çalışmak.

Kapılar yüzüne (üzerine veya üstüne) kapanmak
İstenilen şeye ulaşma imkânı verilmemek.

Kapıdan kovsan bacadan düşer
Yüzsüz, arsız kimseler için söylenen bir söz.

Kapıdan çevirmek
Geri döndürmek, kabul etmemek: ‘Fakat görücüleri de kapıdan çevirmeyi doğru bulmuyordu.’ -H. E. Adıvar.

Kapıda kalmak
İçeri girememek: ‘Anahtar bendedir. Onlar sonra kapıda kalırlar.’ -M. Ş. Esendal.

Kapıları kapamak
Bütün ilişkileri kesmek veya anlaşma ortamını ortadan kaldırmak.

Kapıya dayanmak
1) Gelip çatmak: ‘Kış kapıya dayandı, daha kömür alamadık.’ -R. N. Güntekin. 2) bir şey elde etmek için bir yeri, bir kimseyi zorlamak, göz korkutmak: ‘Bereket versin ki padişahın cellatları kapıya dayanmadılar.’ -İ. O. Anar.

Yumurta kapıya dayanmak (gelmek)
Yapılacak iş için zaman çok daralmak.

Yanlış kapı çalmak
İsteğinin yapılmayacağı, yersiz sayılacağı bir yere başvurmak.

Yağlı kapıya konmak
Rahat, sıkıntısız bir yere girmek, geçimini başkasının üstüne yıkmak: ‘Kondu, namussuz, yağlı kapıya, diye, hasedini belli ediyordu.’ -H. Taner.

Şöhret kapısı açılmak
Meşhur olmaya başlamak.

Seksen kapının ipini çekmek
İçinde bulunduğu sorunu çözmek için kapı kapı dolaşmak, birçok yere uğramak: ‘Ama şimdi, bir çift lastik için seksen kapının ipini çekiyoruz.’ -R. Enis.

O kapı (mahalle) senin bu kapı (mahalle) benim
Sürekli gezip dolaşmayı anlatan bir söz: O kapı senin bu kapı benim, akşamı eder.

Masraf kapısı açmak
Para harcamayı gerektiren bir işe girişmek.

Kırk kapının ipini çekmek
İçinde bulunduğu sorunu çözmek için kapı kapı dolaşmak, birçok yere uğramak.

Kendini kapının dışında bulmak
Kovulmak, işten atılmak, bir yerden istenmeden uzaklaştırılmak: ‘Bir gazeteci gelsin de bizden bir haber alsın. Haberi veren ertesi günü kendini kapının dışında bulurdu.’ -M. Ş. Esendal.

(Birinin) kapısını aşındırmak
Yanına çok sık gitmek: ‘Sabahtan akşama kadar belki kapısını aşındıranlar elli altmışı bulur.’ -E. İ. Benice.

(Bir yeri) komşu kapısına çevirmek
Yakın olmadığı ve sık sık uğranılması gerekmediği hâlde bir yere çok sık gitmek.

(Bir yeri) komşu kapısı yapmak
Sık gidilen yer hâline getirmek.

(Bir şeyden) kapı açmak
1) Bir şeyin sözünü etmek veya bir işe başlamak; 2) pazarlığa çok yüksek bir fiyatla başlamak.

Bir kapıya çıkmak
Aynı sonuca varmak.

At çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak
İş işten geçtikten sonra önlem almaya kalkışmak.

Arka kapıdan çıkmak
Okuldan başarısızlık nedeniyle ayrılmak.

Aynı kapıya çıkmak
Sonuç bakımından fark etmemek, aynı sonuca varmak: ‘Talihin aşırısı da insanı eninde sonunda aptallaştırdığından, sonuç aynı kapıya çıkardı.’ -E. Şafak.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt