Beklemek ile ilgili Deyim ve Anlamları

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
  • Ağzına verilmesini beklemek (istemek)
    Çalışmayıp işlerinin başkaları tarafından yapılmasını beklemek.
  • Aportta beklemek
    1) köpek avını kovalamak üzere hazırda beklemek; 2) fırsat kollamak.
  • Beklemeye almak
    1) herhangi bir şeyi kısa veya uzun bir süre ertelemek; 2) telefonla yapılan iletişim sırasında karşı tarafı geçici bir süre bekletmek.
  • (bir şeyin) başında beklemek (durmak)
    Yanında durup gözetlemek: ‘birkaç fukara köylü sabaha kadar cenazenin başında bekleyerek kur’an okudular.’ -halikarnas balıkçısı.
  • (bir şeyin) başını beklemek
    1) gözetlemek; 2) hastanın yanında bulunmak.
  • (birini) hacı bekler gibi beklemek
    Büyük bir sabırsızlıkla beklemek.
  • Dört gözle beklemek (bakmak)
    Çok isteyerek veya özleyerek beklemek: ‘terekesini paylaşmak için dört gözle ölümünü beklemekteydiler.’ -y. K. Karaosmanoğlu.
  • Fırsat beklemek (aramak)
    En uygun şartı, durumu veya zamanı kollamak.
  • Gününü (günlerini) saymak (beklemek)
    Kurtulamayacak hasta son günlerini yaşamak.
  • Hayır beklememek
    İyilik ummamak, yararlı olacağını sanmamak.
  • Kısmet beklemek
    Evlenmeyi, evleneceği kimseyi beklemek: ‘şimdi genç değil, şöyle kırkını, kırk beşini aşmış, efendiden, ağırbaşlı bir kısmet bekliyor.’ -h. Taner.
  • Medet ummak (beklemek)
    Yardım beklemek: ’emin ol ki dağınık ve kasvetli bir cemiyet içinde aşktan bile medet ummayız.’ -y. K. Karaosmanoğlu.
  • Nefesini tutup beklemek
    Heyecan, merak veya endişeyle sonucu izlemek: ‘uzun süren ziyaretin sona ermesini, nefeslerini tutup beklemişlerdi.’ -a. Kulin.
  • Nöbet beklemek (tutmak)
    1) asker, polis vb. bir yeri, bir kimseyi, bir aracı gözetlemek, korumak gibi amaçlarla bulunduğu yerden belli bir süre ayrılmamak: ‘kazığın yanında mızraklı bir asker nöbet beklesin!’ -n. F. Kısakürek. 2) kurum ve kuruluşlarda işlerin aksamadan yürümesi için sıra ile görev yapmak.
  • Pusuda beklemek
    Gizlenerek saldırıya hazır durumda olmak: ‘bu da hile, inanmıyorum; pusuda beklediğine ve rol oynadığına inanıyorum.’ -n. F. Kısakürek.
  • Sol eli beklemek
    Şaka yemeğe beklenilen birine, yemeğe başlandığını anlatmak için kullanılan bir söz: sol elimiz bekliyor, çabuk gelin.
  • Tetik üstünde beklemek
    Hazır, dikkatli, uyanık bulunmak, tetikte olmak: ‘kimisi dönmeye başlamış bile kimisi tetik üstünde bekliyor.’ -a. İlhan.
  • Tetikte (tetik) olmak (beklemek, bulunmak, durmak)
    Her an uyanık ve hazır bulunmak: ‘güldane tehlikeyi sezmiş gibi tetikte.’ -t. Buğra. ‘onun sakinliği etrafta tetikte bekleyen karısına, çocuklarına da geçti.’ -n. Cumalı. ‘hele kendini güçlü hissederse tetik ol, basbayağı saldırganlaşır.’ -a. İlhan.
  • Yolunu beklemek (gözlemek)
    Gelmesini beklemek: ‘ben merak ederdim, gece yarılarına kadar yolunu beklerdim.’ -m. Ş. Esendal.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt