Hayır beklememek : İyi, güzel bir sonuç beklememek.
Hayır işlemek : Dine ve insanlığa yaraşır, övülecek bir davranışta bulunmak, iyilik yapmak.
Hayır sahibi : İyiliksever, iyilik etmeyi seven kişi.
Hayırla anmak (yad etmek) : Ölmüş bir kişinin ardından iyi konuşmak, onun iyi yanlarını överek anmak.
Hayra yormak : Gördüğü rüyayı, yaşadığı bir olayı, iyi bir durumun belirtisi olarak saymak.
Hayrını görmek : Bir şeyin yararını görmek, iyi günlerde kullanmak.
Hazıra konmak : Başkasının emeğiyle ortaya çıkmış bir şeyden yararlanmak.
Hazırdan yemek : Yenisini kazanmaksızın önceden kazandığını yemek.
Hazreti Nuh’tan (Nuh Mebiden) kalma : Modası geçmiş, çok eski.
Helak etmek : 1. Ortadan kaldırmak, öldürmek. 2. Aşırı derecede yormak.
Helal olsun : Büyük bir beceri yeteneği var, onu beğeniyorum, aferin ona.
Helal süt emmiş : Yalın ve hile bilmeyen, doğruluktan ayrılmayan kimse.
Helal ü hoş olsun : 1. Bunu ona bağışlıyorum, bir karşılık istemiyorum. 2. Bu şeyi ona isteyerek verdim, güle güle kullansın.
Helva demesini de bilirim halva demesini de : Gerektiğinde efendi, gerektiğinde de sert konuşmasını bilirim.
Hem kel hem fodul : Eksiz yanları var, yeteneksizdir; ama kendini üstün ve kusursuz gösterir, kusurlarına bakmadan üstünlük taslar.
Hem nalına hem mıhına vurmak : Karşıt düşünceli kişilerde kiminle karşılaşsa ondan yana çıkmak, kişiliksiz olmak.
Hem suçlu hem güçlü : Suçlu olduğu halde suçsuzmuş gibi davranır, dahası suçu bulunmayan başkalarını suçlamaya kalkar.
Hem ziyaret hem ticaret : Bir yeri veya kimseyi ziyarete giden kimsenin, bu görüşmeden yararlanarak başka bir işi de yapması.
Her boyaya boyanmak : 1. Her şeyi, her mesleği yapmaya kalkmak. 2. Dönek olmak.
Her gördüğü sakallıyı babası sanmak : Her gördüğü insana inanmak, görünüşe aldanmak.
Her havadan (telden) çalmak : 1. Birçok konuda bilgisi olmak 2. Her işe karışmak, her şeyden söz etmek.
Her işe (şeye) burnunu sokmak : Bildiği bilmediği her işe karışmak, biliyormuş gibi davranmak.
Her kafadan bir ses (laf) çıkmak : Bir konu üzerinde bir çok insanın ulu orta konuşması, hep bir ağızdan farklı düşünceleri belirtmek.
Her (kırk) tarakta bezi olmak : Birbirinden farklı birçok işle ilgisi olmak.
Herkes gider Mersin’e, biz gideriz tersine : Bile bile yanlış iş yapmak.