Kız ile ilgili Atasözü ve Anlamları

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kız kelimesi ile ilgili atasözleri hangileridir? Kızlar cümlesi olan atasözleri nelerdir? Açıklaması ve anlamlarıyla beraber atasözünü derledik.

KIZLARLA İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ VE ANLAMLAR

Kızı gönlüne (keyfine) bırakırsan ya davulcuya varır, ya zurnacıya.
Evlenme çağındaki kız uçarı ve eğlenceye düşkün olur. İnsanları görünüşlerine göre değerlendirir. Büyükleri onu uyarmazlarsa, hoşlandığı fakat uygun olmayan birisiyle evlenir.

Kızımın (bacımın) iffeti (örtüsü) batmakta rezilin gözüne, acırım tükrüğe billahi tükürsem yüzüne.
Mehmet Akif ERSOY’un söylediği güzel ve anlamlı dizelerden birisidir. Kişiler için ar ve namus büyük bir unsurdur. Hatalar affedilemez, sıkıntılar giderilemez. En sevdiğimiz bayanın namusuna göz diken birisi o kadar önemsizdir ki, yüzüne tükürmek bile onun için zaman kaybından farksız değildir. Bu gibi durumlarda Türk’ler “At, Avrat, Namus” kavramıyla yola çıkarlar ve atalardan gelen gelenekler ile cezalandırma sistemleri uygularlar. Bu cezalar genelde kav davalarına kadar süren büyük bir aile yada aşiret probleminide beraberinde getirmektedir.

Kızını dövmeyen, dizini döver.
Anne ve baba kız çocuklarını evliliğe hazırlamalıdır. Özellikle ve anne ev işlerinde kızını yetiştirmeli, anne sorumluluğunu ona aşılamalıdır. Kızını iyi yetiştirmeyen anne kızı el kapısında beceriksizliği yüzünden sıkıntı çektiği zaman dövünür durur. Fakat bu gecikmiş bir pişmanlıktır.

Köy yanar, deli taranır (deli kız taranır).
Çok acele işlerimiz olduğunda evden kimse çıkamaz yada arkadaşlarımızı saatlerce bekleriz ya; bu durum buna en güzel örnektir. Durumun ciddiyetini anlayan ve umursayan insanlar bir meşgalenin savaşını verirken, deli denilebilecek nitelikteki kişiler ise süslenmek ve saçlarını taramak ile meşguldur. Dış görünüşüne önem vermek durumun ciddiyetini asla değiştirmeyeceği gibi daha kötü olmasına da sebebiyet verebilir.

Oğlan babadan öğrenir meclis gezmeyi, kız anadan öğrenir sofra yazmayı.
Erdemli insanlar gelenek ve görenekleri ile yaşarlar. Doğru olan ve kişilere zarar vermeyen gelenek, görenek nesiller boyunca çocuklara aktarılır. Bu yaşantı daha önce dedelerden, atalardan tecrübe edildiği için çok az hata şansına sahiptir. Çocuklara erkenden verilecek bu doğru bilgiler onların erken yaşta ergin olmasına, erdem kazanmasına yardımcı olur. Eğitim verilmeyen genç bir erkek görgüsüz, kız çocuğu ise işe yaramaz olarak nitelendirilir.

Oynamasını bilmeyen gelin (kız) “yerim dar” demiş; yerini genişletmişler (bollaştırmışlar); “yerim dar” demiş.
Kendisinden beklenen bir işi beceremeyen kimse mazeret ileri sürer, çeşitli engellerin işini güçleştirdiğini söyler, böylece yeteneksizliğini belli etmemeye çalışır.

Üşenenin (utananın, erinenin) oğlu kızı olmamış.
Birşey elde etmek isyen kimse tembel tembel oturmamalır, kendini amacına ulaştıracak işin yolunu tutmalıdır. Nitekim evlenmeye üşenen yada utanan kimse çoluk çocuk sahibi olamaz.

Üveye etme, özünde bulursun; geline etme, kızında bulursun.
Üvey çocuğa kötülük eden bir kimse, bunun karşılığını öz çocuğu üvey kalınca görür; onun da çocuğuna kötü davranırlar. Gelinine kötü davranan ise kızı gelin olunca ona da benzer davranışların yapıldığını görürse şaşmamalıdır.

Adamın bahtı kızına çeyiz olurmuş.
Özellikle Türk yapısında ağırlıklı bulunan gelenek ve görenekler, geçmişi bize kolayca aktarabilir ve bunu yaşatmamız için bize aşınlanmış bir gen olarak kalabilir. Fakat bu güzel gelenek ve göreneklerimiz, yapılan hatalarında beraberinde gelmesine neden olur. Geçmişte hata yapmış bir devlet büyüğünün bütün Türk milletini hataya sokmuş olması veya bir Osmanlı padişahının yaptığı bir hatanın 700 yıl sonra; bugün karşımıza çıkarak, bize engel olması yada bir babanın yaptığı bir hatanın çocuklarına yansıması gibi bir durum söz konusudur. Bunlar gelecek nesillere iyide olsa, kötüde olsa miras olarak kalırlar.

Al kibar kızını, işlerin bulana bulana, al çitak kızını gezsin eylene eylene.
Kişilerin en büyük marifetlerinden birisi, erkek çocuklarını hayırlısı ile evlendirdikten sonra çoluk çocuğa karıştığını görmektir. Bizlerde birer erkek çocuk isek alacağımız kızı iyi bilmeli, ailemizi ve kendimizi mağdur etmemeliyiz. Kibar ve zarif olmasının yanı sıra eğer çokta çıt kırıldım bir bayanla evlenirsek işlerimiz aksar, evimizin işleri görülmez, zamanla büyük sorunlar yaşanılır. Kadın her zaman evini kibarlık göstermeden korumalı ve bakmalıdır. Çitak kızı diye bahsedilen bayanlar ise aslında çiti ak, yani elbiseleri, giydikleri beyaz anlamında, bakımlı kişiler için kullanılmıştır. Bu tip birisi ile evlenmemiz ise o kişinin sürekli gezmesinin sebebiyle hiçbir iş yapmayacağı anlamını taşımaktadır. Buda zamana bizi ve ailemizi harap eder, daha büyüklerimizin sıkıntı duyacağı konuların oluşmasına kadar ilerler.

Allah verince kimin oğlu, kimin kızı demez.
Dünya yaşamında üne, zenginliğe, şan ve şöhrete tanınmış yada zengin bir ailenin çocuğu olmakla erişilemez. Allah isterse hiç tanınmayan, yoksul bir aile çocuğunuda kolayca çok ünlü bir insan haline getirebilir. Erdemli insanlar bu hayat ile herkese örnek olmaktadır.

Alma delinin kızını soya çeker.
Kişiler bir anne ve babadan türerler. Kişilikleri de aynen bu şekilde ya annenin soyuna yada babanın soyuna çeker. Eğer ailede huysuzluk mevcut ise, çocuklarında da bu kesinlikle olacaktır. Evlendiğimiz kişinin ailesinde bir delilik karakteri mevcutsa eşimizde de olacak, işe aldığımız bir gencin ailesinde sert tavırlılık varsa bu gençtede olacak, güvendiğimiz insanın ailesinde hırsızlık gibi bir alışkanlık varsa karşımızdaki insanda da olacaktır. Bu değiştirilemez dünya kanunlarından biridir ve bizde bu şekildeyiz. Çocuk her zaman soya çeker.

Alma soysuzun kızını, sürer anası(nın) izini.
Kişiliksiz, karaktersiz, kötü yoldaki bir kadının kızı ve çocuklarıda aynı yoldan ilerler. Ailesinden ne görürlerse o şekilde hayatını sürdürürler. Bunların tüm sorumlusu yine o kişilerdir.

Ana (anne) kızına taht kurar, kız bahtı kocadan arar.
Nitelikli anne kızı için çeyizler hazırlar, onun geleceği için yatırım yapar ve sonraki yıllarında mutlu olması için çabalar durur. Bu çabalama ne kadar mükemmel olursa olsun, kızın evlendikten sonra çok kadar çok birikim bırakırsa bıraksın, kocası iyi bir insan olmadıktan sonra hiçbiri beş para etmez. Kocası kadının bahtını, hayatının nasıl geçeceğini belirler. Evin erkeği disiplin ve adaleti yarattığı için, kadının annesinden kalanları mükemmelde olsa, kötü koca bunları tüketir, karısını mahfeder, bahtını karartır.

Ana ile kız, helva ile koz.
Nasıl koz helvası içindeki cevizi bu helvadan ayırmak imkansızsa, anne ile kızı birbirinden ayırmakta o kadar imkansızdır. Kız yaşı ilerledikçe annenin gençliğine benzer; huyları benzemese bile fiziksel olarak benzer.

Ananın (anasının) çıktıgı dala kızı salıncak kurar.
Bazı kimseler erdemsiz olarak yaşarlar. Kimseyi ilgilendirmeyen mal varlıkları bu dünyada onlara avantajmış gibi yaşarlar, diğer insanları indirgerler. Ailesinden gelen dünya malı ile diğer insanları ezerler; hor görürler. Bu şekilde yaşantısını süren insanlar aslında hiçbir başarı kaydetmeden, tecrübe etmeden bu varlığa sahip olmuş, kişiliği oturmamış kimselerdir.

Ananın (annenin) bahtı kızına.
Kadınlar eğer hayatlarında kötü bir evlilik geçirmiş ise bu kız çocuklarına da yansır, kızda aynı talihsizlikleri yaşar. Eğer anne çok başarılı bir evliliğe ve aileye sahipse kızıda aynı bahtı yaşar. Bu kaderdir.

Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al.
Kız çocukları annelerinden kendisinin kadınlık huyunu almış olarak dünyaya gelirler. Anne birde yine kendisi gibi yetiştirdiğinde kız çocuğu tıpkı annesine benzer. Evlenirken istediğimiz kızın veya kadının annesine bakarak, kızının ne olacağını, aradan seneler geçtiğinde nasıl biri ile olacağımızı annesine bakarak anlarız ve bunda asla yanılmayız. Bu tıpkı kumaşın yanına bakarak, topa sarılı kumaşın nasıl olduğunu ve dokumasının kalitesini anlamak gibidir. Baktığımız bölge kötü ise kumaşta kötü, iyi ise toptaki tüm kumaşta iyidir.

At ver hasım ol, kız ver hısım ol.
Kişiler mallarını çevresindeki kişilere ödünç verirken sonunu düşünmezler, karşısındakine güvenirler. Bir malınızı ödünç isteyen bir arkadaşınıza verirsiniz ancak emanet verdiğiniz mal tek parça halinde gelmez, sonucunda o kişiyle atışır, gerekirse kavga edersiniz ve düşman olmanıza neden olur. Bir aileye kız vermek ise onlarla akraba olmanıza, çevrenizin genişlemesine sebep olur. Hele birde soylu ve güçlü bir aile ise! Buradaki hasım düşman, hısım ise akraba demektir.

Çobana verme kızı, ya koyun güddürür yada kuzu.
Kızı isteyen kişinin işi, gücü, tutumu ne ise kızını bunlarla ilgilendireceğini unutmamalısın. Kararını ona göre vermelidir. / Önemli bir işi, mahiyetini anlamayan bir kimseye yaptırmamalıyız. Yeteneksiz kimse bu işin gerektirdiği inceliğe yakışmayacak bir tutumla yapmaya kalkarda seni zarara sokar.

Deli kıza cilve yap demişler, oda gitmiş osurmuş.
Görgüsüz ve durumun varlığından haberdar olmayan insanlar, sıradan, rutin olarak davranırlar. Bulundukları ortamın ciddiyeti veya ciddiyetsizliği onları pek alakadar etmez. Yapacakları tüm hatalar ise onların sahibi olan insanlara mal olacaktır. Görgü ve adap bilmeyen insanların adına sorun çekmemek için önlem almalı, durup dururken bile bile kendimizi sıkıntıya düşürmemeliyiz.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt