Y Harfi ile ilgili Başlayan Deyimler ve Anlamları

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bugün ki makalemizde y harfi ile ilgili deyimleri ve anlamlarını derledik. Kültürümüzün ayrılmaz bir parçası olan deyimler hem yazılarımıza hem de konuşmalarımıza derinlik katar. Bu nedenle alfabemiz’de bulunan A’dan Z’ye kadar harf harf deyimleri ve yanında anlamı ile hazırladık. İşte Alfabemizin ilk harfi olan “Y” harfi ile başlayan deyimler..

Deyimler kalıplaşmış sözlerdir, kelimelerin yerleri değiştirilemez ve aynı anlama bile gelse yerine başka bir sözcük getirilemez. Deyim, belli bir kavramı, belli bir duygu ya da durumu dile getirmek için birden çok sözcüğün bir arada, seyrek olarak da tek bir sözcüğün yan anlamında kullanılmasıyla oluşan sözdür.

Deyimler çok büyük bir oranda mecaz anlamda kullanılır ancak gerçek anlamda kullanılanlara da rastlanmaktadır. Deyimi oluşturan sözcüklerin kimileri gerçek anlamını yitirerek mecaz anlam kazanırlar. Mecazlı anlatım, söze güzellik ve akıcılık katar.Türkçe, deyimler bakımından çok zengin bir dildir. Deyimler, göz önüne kuvvetli imgeler getiren sembollü sözlerdir. Halkın dikkatli ve zeki görüşlerinden doğmuştur.

Ya bu deveyi gütmeli, ya bu diyardan gitmeli : Kişi, bulunduğu ortama ayak uydurmasını bilmelidir. Uymuyorsa, orayı terk etmelidir. Kendisine verilen görevi de mutlaka yapmalıdır.

Ya devlet başa ya kuzgun leşe : Büyük bir başarıya, servete ya da mevkiye ulaşmak için girişilen çabaların sonucu ya başarı ya da çok büyük bir felaket olur.

Ya herro (herrü) ya merro (merrü) demek : İyi kötü her şeyi göze alarak en son hamleyi yapmak.

Ya huyundan ya suyundan : Ya doğuştan ailenin huylarını almış ya da alışkanlık sebebiyle meydana gelmiş.

Ya sabır çekmek : Bir sıkıntıya ses çıkarmadan ya da ona karşı bir şey yapmadan katlanmak.

Yabana atmak : Önem vermemek, önemsiz görmek.

Yabancılık çekmek : Bir işe ya da bir yere yabancı olmanın güçlükleri ile karşılaşmak.

Yad eller : Baba ocağından uzakta olan yerler, gurbet.

Yad etmek : Anmak, hatırlamak, anımsamak.

Yağ çekmek (yakmak, yapmak) : Gereksiz yere övmek, dalkavukluk etmek.

Yağlamak : Pohpohlamak, dalkavukça tavır takınmak.

Yağlayıp ballamak : Abartı ile överek kusurunu örtmek.

Yağlı ballı (olmak) : İyi ilişkiler içinde bulunmak.

Yağlı kapı : Çalışana iyi olanaklar sağlayan aile, kuruluş.

Yağlı kuyruk : Kolayca sömürülecek iş veya kişi.

Yağlı müşteri : Çok alışveriş yapan, bol paralı müşteri.

Yağma yok : Kolaylıkla ele geçirebileceğini sanıyorsun, ama aldanıyorsun; öyle olmaz, buna öyle kolay kolay izin vermezler.

Yağmur olsa kimsenin tarlasına yağmaz (düşmez) : Elinden geldiği halde iyilik etmeyen kimse için kullanılır.

Yağmur yağarken küpünü doldurmak : Eline geçen fırsatları iyi değerlendirip, mal veya para kazanmak.

Yahudi pazarlığı : Bir şeyin çok ucuza alınması için yapılan sıkı pazarlık.

Yaka paça (pençe) götürmek : Güç kullanarak zorla götürmek.

Yaka silkmek : Birinden bıkmak, usanmak.

Yakasına asılmak (yapışmak, sarılmak, el atmak) : İstediğini almak veya kavga etmek için onu tutup bırakmamak.

Yakasından atmak : 1. Zorlu bir işi başkasına yüklemeye çalışmak. 2. Kendinden bir istekte bulunan kişiyi başından savmak.

Yakasını bırakmak : Rahat bırakmak, ısrar etmemek.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN SAYILARI TIKLAYINIZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir