İpotek Nedir Caiz midir

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bir kimse birisinden bir miktar borç alır, evini de kendisine rehin -ipotek- edip evinde oturma müsâadesini verirse caiz midir?

Bir kimse birisinden bir miktar meselâ yüzbin lira-borç alır ve evini kendisine ipotek edip oturma müsaadesini verirse caiz değildir. Çünkü bu muamele ribâ olduğu için izin vermek caiz olmadığı gibi isti’zân etmek de caiz değildir (Reddü’l-Muhtâr, c. 5, s. 310).

Hanefilere göre, ortak gayrı menkulün (muşâ`) rehni, taksime elverişli olsun veya olmasın caiz değildir. Böyle bir rehin akdi fasit olur. Çünkü ortak bir mülkün yalnız başına şâyi bir cüz`ünü, mesela üçte birini veya dörtte birini ayırdedip kabzetmek mümkün olmaz. Ortakların her cüz üzerindeki yaygın mülkiyet hakkı, belli bir cüzde kabzın gerçekleşmesine engel olur. Hibe akdi bunun aksinedir. Çünkü hibe, zarûret sebebiyle taksime elverişli olmayan ortak mallarda da geçerli olur ve mümkün olan kabzla yetinilir.

Hanefilerin delili; “(Borçludan) alınmış rehinler de yeter” (el-Bakara, 2/283) ayetidir. Bu ayet, rehin akdinin ancak kabzla tamam olup, lüzum ifade edeceğine delâlet eder. Çünkü rehnin bir borca teminat teşkil etmesi de bu şekilde mümkün olur. Aksi halde borçlunun nezdinde kalırsa, onun diğer mallarından farkı kalmaz. Kabz olmayınca rehin özeliği de bulunmaz. Rehnin uygun olan anlamı kabza hak kazanmakla mümkündür. Ortaklık, ortak mülkün sadece gelirini paylaşma hakkı sağladığı için kabza engel olur (el-Kâsânî, Bedâyîu`s Sanâyî 1. baskı, Beyrut 1328/1910, VI, 138; Ibnü`l-Hümam, Fethu`l-Kadr, Kahire, ty. VIII, 203 vd.; Zeylâî Tebyînü`l-Hakâik, Emîriyye tab`ı, VI, 68 vd.; el-Cassâs, Ahkamü`l Kur`ân, Beyrut, ty., II, 260; Ibn Abidin, Reddü`l-Muhtâr, Kahire 1307, V, 348).

Bir malın tamamı rehnedildikten sonra şâyî` bir cüz`ü değil de belirli ve ifrazlı bir bölümü; meselâ yarısı, istihkak yoluyla zaptedilse, rehin akdi geri kalan kısım üzerinde devam eder. bu kısım bütün borç karşılığında ipotekli sayılır. Bu geri kalan kısım, rehin alanın elinde telef olsa, borçtan hisseşiyle telef olmuş bulunur. Bunun değeri borcun tümüne yeterli olsa bile, borcun tamamı düşmez. Kalan yarıya uygun olarak yarısı düşmüş bulunur (el-Fetâvâ`l-Hindiyye, Bulak 1310, V, 435, 436; Bilmen, a.g.e, VII, 13).

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir