İnna lillahi ve inna ileyhi Raciun Hangi Ayette Geçiyor

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İnna Lillahi ve inna ileyhi raciun, Bir dua mı, bir hadis mi, bir sure mi, bir ayet mi? Çok söylenen bu kelam Allah’ın kelamıdır yani bir ayettir. Aşağıda verdiğimiz bilgilere bakarak hangi surede hangi ayette geçtiğini ve Tefsiri ile anlamını öğrenebilirsiniz.

Peygamber Efendimiz bizlere hayatımızın her alanında, her durumda Allah’a nasıl sığınacağımızı, nasıl dua edeceğimizi ve ne yapacağımızı gerek alemlere rahmete yaşantısı ve hayatıyla gerek hadisleriyle öğretmiştir.

(Bir Müslümanın ölümünü duyunca, “İnna lillah ve inna ileyhi raciun” dedikten sonra, “Ya Rabbi onu salihlere kat, rahmetine eriştir, çoluk çocuğuna iyilikler ihsan et, bizi de onu da mağfiret et” diye dua edin!) [İbni Asakir]

(Birinize bir musibet veya bir bela geldi mi, istirca ettikten sonra “Ya Rabbi, senin yanında bu musibetin ecrini [sevabını] bekliyorum, bunun ecrini bana ver ve bunu daha hayırlı bir şeyle değiştir” diye dua etmelidir.) [Tirmizi]

Müslümanlar ölüm, deprem, musibet, üzüntülü veya sıkıntılı bir haber aldıklarında “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn” demeleri buyrulmuştur. Bu duanın Türkçe anlamı; “Onlar; başlarına bir musibet gelince, Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz, derler.” Şeklindedir.

İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn Kuranı Kerim’in Bakara Suresi 156. ayettinde geçmektedir.

“İnna lillah ve inna ileyhi raciun” Kelime kelime Anlamı

1. ellezîne : o kimseler, onlar

2. izâ : olduğu zaman

3. esâbet-hum : onlara isabet etti

4. musîbetun : bir musîbet

5. kâlû : dediler

6. innâ : muhakkak ki biz, hiç şüphesiz biz

7. lillâhi (li allâhi) : Allah için, Allah’a ait

8. ve : ve

9. innâ : muhakkak ki biz

10. ileyhi : ona

11. râciûne : dönecek olanlar

Bakara Suresi – 155 – 156 – 157 . Ayet Tefsiri : Müslümanlar Mekke’den Medine’ye göç ederek müşriklerin saldırılarından kısmen kurtulmuşlardı. Bununla birlikte hicretin ilk yıllarında hâlâ kaygı ve korkuları vardı; yeni vatanları olan Medine de putperestlerin tehdidi altındaydı. Nitekim kısa zaman sonra çatışmalar başladı. Bu arada müslümanlar ağır maddî sıkıntı çekiyorlardı; hicret edenler mallarını geride bırakmışlardı; çatışmalarda da mal ve can kaybına uğruyorlardı.

İmkânlarını kardeşçe paylaşmalarına rağmen –Peygamber ailesi de dahil olmak üzere– çok zaman günlerce karınlarını doyuramıyorlardı. Âyette özellikle Medine döneminin ilk yıllarındaki bu sıkıntılara işaret edilmekle beraber, genel anlamda Allah’ın insanları bu tür sıkıntılarla imtihan etmesi her zaman mümkün olduğundan, âyetin anlamı ve amacı da mutlak ve geneldir. Buna göre Allah müslümanları o zaman denemiştir, dilediği her zaman da dener.

Allah’a dayanıp sıkıntıları altında ezilmeyenler hem dinî hem de dünyevî bakımdan hep kazanmışlardır; bu Allah’ın yasasıdır. Onun için 155. âyetin sonunda “Sabredenleri müjdele” buyurularak yeniden sabra vurgu yapılmış; 156. âyette bu sabrın imanla ve teslimiyetle bütünleşmiş bir sabır olduğu özellikle belirtilmiştir.

Bu âyetler bir yandan Hz. Peygamber’le ona inanan ilk müslümanların sahip oldukları kesin imanla yüksek ahlâkı ve üstün moral gücünü yansıtmakta; bir yandan da örnek müslümanın karakteristik yapısını tanımlamaktadır.

Bu yapının temel taşı Allah’a sarsılmaz iman, güven ve teslimiyettir; sadece Allah’a ait olduğumuzun ve en sonunda O’na döneceğimizin bilinci içinde, başarı ve kurtuluşu da yalnız Allah’tan beklemek, bu imanın bir ürünü olarak Allah karşısında her zaman ümitli ve iyimser olmak, düşmanlar karşısında da onurlu ve kişilikli olmaktır.

Meâlinde “lutuflar” şeklinde çevirdiğimiz 157. âyetteki salavât kelimesi salâtın çoğuludur. Tefsirlerde salât çoğunlukla “mağfiret” (bağış) kelimesiyle açıklanmıştır. Fahreddin er-Râzî ise bu âyetteki salât ve rahmet kelimelerini şöyle açıklar: “Salât Allah’tan olunca senâ, medih (övgü) ve yüceltme anlamına gelir; rahmet ise Allah’ın verdiği ve vereceği nimetlerdir” (IV, 155).

Buna göre âyet, Hz. Peygamber ve müslümanların yaptığı gibi hayatın türlü zorluklarına karşı koyan; özellikle inançlarını, vatanlarını ve diğer yüksek değerlerini koruma uğruna karşılaştıkları sıkıntılara sabır ve metanetle direnen; Allah’a olan inançlarını, güven ve teslimiyetlerini, iyimserliklerini, sabır ve metanetlerini her zaman koruyan yüksek karakterli müminler için, daha yücesi düşünülemeyecek güzellikte bir iltifattır. Çünkü burada müminlere övgülerde bulunup onların hidayette olduklarını bildiren bizzat Allah’tır. Bir mümin için bundan daha büyük bir lutuf ve şeref düşünülemez.

Kaynak : Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 1 Sayfa: 241-242

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt