HATUNİYE MESCİDİ – DEVLET HATUN MESCİDİ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Mescid; ALÂEDDÎN TEPESİ’nin doğusunda MİHMANDAR mahallesinde 364’numaralı KINACI sokağının sonundadır. KONYA Vakıflar Müdürlüğünde 481 umumî ve bir yaprak numarasında bulunan bir kayda göre iki tarafı YOL ve bir tarafı ERİS EVİ ile sınırlanmıştır.

Mâbedin kuzey ve doğu tarafına sonradan yapılan kerpiç divarlı ve kara örtülü medrese odaları şimdi temamen yıkılmış ve yeri arsa haline gelmiştir. Mescid de temamen kerpiçten yapılmış ve üstü ağaçla örtülmüştür. Sağına, soluna ve kıble tarafına birer pençeresi vardır. 1290 H. 1873 M. tarihinde KONYA Ticaret mahkemesi reisi Hacı Mehmed efendi tarafından yaptırılmıştır.

Vakfiyesine göre burası daha evvel arsa halinde imiş bu kara yapının arkasında ve kuzey batı köşesinde dolgun endamı ile gözleri ve gönülleri avlıyan bir minâre yükselmektedir. Bu minâre; mimarî, tezyini, sanat ve çinicilik bakımından devrinin bütün karakteristik vasıflarını bize kadar getirmiştir. KONYA’da Selçuk devrine ait’bundan daha eski bazı yapılar, yapı parçaları minber ve saire vardı. Fakat bundan daha eski bir Selçuk minâresi yoktur. Bu itibarla tombulluğu ve kısalığı yüzünden ( Kütük minâre) şöhretini de taşıyan âbidemiz eşsizdir. Bir kılıf içinde saklanmağa değer. Asırların tahribine ve ihmaline rağmen Minâre asaletinden pek az birşey kaybetmiştir. Minârenin alt kısmı küpüne kadar taşla, üstü tuğla ile yapılmıştır. Şerefe altına kadar sekiz yüzlü, şerefeden külâha kadar da yuvarlaktır.

Mimar yüzlerden ve yüzlerin keskin köşelerinden şerefe yuvarlaklığına geçerken büyük bir hüner göstermiştir. Burada dişi ve erkek istelaktitler büyük bir mahretle yapılmış ve yüzlerine, yanlarına, intikal noktalarına renkli çinilerle, mozayıklarla hendesenin en zor şekilleri bir fırçadan çıkmış gibi işlenmiştir. San’atkâr her istelaktit yaprağında başka bir süs kullanmak suretile yeknasaklığın verebileceği sıkıntıyı önlemiştir. İki çinili ve mozayıklı kuşak şerefeyi altından bir kordele gibi sarmıştır. Bu kuşaklardan birisi mozayıklarla, birisi de MÜHR SÜLEYMAN şeklinde köşeli yıldızlarla süslenmiştir. Istalaktit süslerinde beş şuâlı yıldızlarla mavi ve siyah çiniler kullanılmıştır. Bir yıldızın yarısı mavi, yarısı siyah mozayıkla işlenmiştir. Şerefeden külâh altına kadar minâre bedenine dört köşeli ve yıldız şekilli mavi çiniler serpilmiştir. Şerefe korkuluğu sâdedir. Minârenin mescid damına açılan penceresinden ve başka yerlerindeki eklenti ve dıraaklardan öğreniyoruz ki önünde kemerli ve kubbeli bir yapı varmış.

Minârenin külâhı âdi tenekeden yapılmıştır. Minârenin eskiden iki, hatta üç şerefeli olduğu hakkında ağız rivayetleri vardır. Bu minareden daha yaşlı olduğu anlaşılan eski ŞEREFEDDÎN CÂMİ minâresinin de üç şerefeli olduğunu ve çinilerinin bozulmaması için fena havalarda çinili kısımlarının kılıf landığmı yaşlı Konya’lılardan dinledik. Çinili yapılar ve âbideler böyle muhafaza edilirdi. Meselâ TOPKAPI SARAYFA’daki BAĞDAD KÖŞKÜ’riün çinileri şiddetli yağmurlardan, donlardan ve rüzgârlardan böyle muhafaza edilirdi. Perde asılacak yerler hâlâ görülmektedir. KONYA’da da İNCEMÎ-NÂRE ve bunun gibi çinili âbideler böyle muhafaza edilirdi.

Minâre’nin Kalın ve oturaklı oluşu, yaptıranm da Selçuk hükümdar ailesine mensup ^bulunuşu rivayetlerin pek de yabana atılamıyacağını gösterir. Kanunî devrinin adamlarından Nasuh da kitabında KONYA’nın genel görünüşünü gösterirken şehirde, iki çifte şerefeli minare göstermektedir. Bunlardan birisinin bu HATUNİYE MÎNÂRESÎ olduğu muhakkaktır.

Hatuniye mâmuresi bir değil bir kaç zelzele felâketine uğramıştır. Yüz sene kadar evvel Konya’ya gelen. Ressam Husn-İ Yusuf bey bu minârenin bir resmini yapmıştır. Minârenin iki şerefeli olduğu görülmektedir. İkinci şerefesinden yukarısı yıkılmıştır. Sonraki bir zelzelede ikinci şerefe, birinci şerefenin biraz üstüne kadar yıkılmıştır. Hüşn-İ Yusuf bey İstanbulludur. Topçu Mühendis Mektebinden çıkmıştır. İstanbulda Avrupai anlamile ilk müzeyi kuran Ahmed Fethi’Paşa bu istidadlı ve kabiliyetli genci Avrupaya tahsile göndermiştir. PARİS’te ve ROMA‘da ressamlık öğrenmiştir. Bizekadar gelen bir çok resimleri

arasında 7-8 de Konya âbideleri resmi vardır. Hüsn-i Yusuf beyin Oğlu Celâl bey bu resimlerin bir çoklarını Ressam Rıza beye, o da bunları sonra Profesör Doktor Süheyl Ünver’e vermiştir. O da bunu ve Mevlâna manzumesine ait bir başka resmi bize lütfettiler. Her ikisi

de tarihin karanlık köşelerine ışık tuttuğu için kendilerine açıkça teşekkür etmeyi bir borç sayarım. HATUNIYE MİNARESİ nin ikinci şerefesinin Mısırlı Mehmed Ali Paşa’nm oğlu Kü-tahyaya kadar imparatorluk topraklarını işgal eden İbrahim Paşa ordusunun bir top mermisiyle yıkıldığı hakkmdaki haberler doğru değildir. İbrahim Paşa şehir âbidelerini* bu arada minâreleri top mermilerine hedef yapmamıştı.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt