Seher vakti rızıkların dağıtıldığı zamandır. Bu dağıtma işlemi sırasında insanın o saatte uyanık bulunması ve gerekli olan çalışmayı yapması gerekmektedir. Yüce Allah, yarattığı tüm varlıkları ve kainatı, ayetin ifadesiyle, bir sistem, hesap ve düzen içinde tertiplemiştir Geceyi dinlenme, gündüzü çalışma olarak, insanları da bu sisteme uygun şekilde yaratmıştır Günün ilk saatleri olan sabahı uykuda geçirerek yaradılışa aykırı davranıldığında, her şeyde olduğu gibi, burada da bir çok olumsuzlukları beraberinde getirmektedir.
Bütün rızıklar sabah seher vaktinde taksim olunduğu için, bu vakti uykuda geçirenler rızıklarını tam alamazlar. Evdeki ufak, büyük herkesin kaldırılması yerinde olur. Güneş doğduktan sonra tekrar uyurlar. Ben zaten zenginim, sabah erken kalkmaya ihtiyaç» yoktur denilemez. Geç kaldığı halde zengin olanlar, erken kalktıkları takdirde daha bol rızka kavuşurlar. Ebedi hayatımız için seher vaktinin feyiz ve nurundan istifade etmeyi de düşünmek lazımdır
Sabah namazının sünnet ile farzı arasında muhakkak surette hiç ihmal etmeyip şu duayı üç defa okumalıdır. Bu duayı okumaya devam eden kimseye son nefeste imanla gitmek nasip olur. Velhâsıl, uyumanın mekruh olduğu / hoş görülmediği vakitlerde uyanık olmak; istiğfar, tesbih-tehlil-tekbir ve zikirle meşgul olmak sünnettir ve ecri büyüktür.
Okunuşu : Yâ hayyu yâ kayyûmü, yâ ze’l-celâli ve’l-ikrâm. Es’elüke en tuhyiye kalbİ binûri ma’rifetike ebeden yâ Allâhü yâ Allâhü yâ Allâh. Yâ bedîa’s-semâvâti ve’l – ard.
Mânası: «Ey Hay ve Kayyûm olan Celâl ve ikrâm sahibi olan Rate-bim! Senden ma’rifetinin nuru ile kalbimi ebedî olarak diriltmeni istiyorum, yâ Allah, yâ Allah, yâ Allah, yâ bedîa’s-semâvâti ve’l-ard.»
