İsim | Anlamı | Cinsiyet |
REBİYE | 1. Kış sonlarında yapılan ekim. 2. Eskiden ozanlann bahara girerken büyüklere sundukları kaside. | KIZ |
RECA | Umut, umma. İstek, dilek. | ERKEK |
RECAİ | Umma, dileme | ERKEK |
RECAYİ | Umma, dileme | ERKEK |
RECEP | 1. Hicri kameri ayların yedincisi, üç aylann ilki. 2. Gösterişli, haybetli. | ERKEK |
REFAH | Bolluk, rahatlık, sıkıntı içinde olmamak. | KIZ |
REFAHET | Bolluk, gürlük. | KIZ |
REFAKAT | Refiklik arkadaşlık, yoldaşlık. | KIZ |
REFET | Acıma, merhamet etme, esirgeme. Kur’anı Kerim’de Nur suresi ayet 2 ve ve Hadid suresi 27. ayette geçmektedir. | ERKEK |
REFETTİN | (bkz. Rafeddin). | ERKEK |
REFHAN | Varlık içinde yaşayan. | KIZ |
REFİ | Yüksek, yüce, saygın. | ERKEK |
REFİA | Yüksek, yüce, saygın. | KIZ |
REFİG | Bolluk ve rahat içinde geçinen. | ERKEK |
REFİĞ | Rahatlık ve huzur içinde yaşayan kimse | ERKEK |
REFİH | (bkz. Refhan). | ERKEK |
REFİHA | (bkz. Refıh). | KIZ |
REFİK | Arkadaş, yol arkadaşı; Ortak; Koca; Ağırbaşlı | ERKEK |
REFİKA | Eş, zevce | KIZ |
REFREF | 1. İnce, yumuşak kumaş. 2. Kenar saçağı. 3. Döşek, döşeme, minder, yastık. 4. Kuşu çok olan çimenlik. 5. Dalları salkım salkım olan ağaç. | ERKEK/KIZ |
REFTAR | Salınarak, edalı yürüyüş. | KIZ |
REGAİP | 1. Çok istek gören, beğenilen. 2. Armağanlar. | ERKEK/KIZ |
REHA | Zenginlik, bolluk içinde olma; Kurtulma, kurtuluş | KIZ/ERKEK |
REHAMET | Sesin ince, yavaş ve tatlı olması. | KIZ |
REHASET | 1. Tazelik, yumuşaklık. 2. Ucuzluk. | KIZ |
REHAVİ | Türk müziğinin en eski birleşik makamı. | ERKEK |
REHAYİ | Kurtulma, necat. | ERKEK/KIZ |
REHBER | Yol gösteren, kılavuz. | ERKEK |
REİS | Başkan | ERKEK |
REKANET | Ağırbaşlılık, gururluluk. | KIZ |
REKİN | Gururlu, ağırbaşlı. | ERKEK |
REKİNE | (bkz. Rekin). | KIZ |
REKİZ | 1. Gizli, gömülü define. 2. Sağlam, adamakıllı. | ERKEK |
REMİDE | Ürkmüş, korkmuş. | KIZ |
REMİZ | 1. İşaret, meramını isteğini işaretle ifade etme. 2. Alamet, amblem. | ERKEK |
REMZİ | İşaret ve gizliliğe ait | ERKEK |
REMZİYE | Sembolik, simgesel | KIZ |
RENAN | İnleyen, ağlayan | KIZ/ERKEK |
RENGİDİL | Türk müziğinde bir makam. | KIZ |
RENGİN | Boyalı, renkli; Hoş, latif ve güzel | KIZ |
RENGİNAR | Nar renginde olan. | KIZ |
RESA | Yetişen, yetiştiren, erişen. | KIZ |
RESAİ | Süsler, süs. | ERKEK |
RESAN | Erişenler, yetişenler, ulaşanlar. | ERKEK/KIZ |
RESANE | Özlem, hasret | KIZ |
RESANET | Sağlamlık, metanet. | KIZ |
RESMİ | 1. Devletle ilgili olan. 2. Törenle yapılan. 3. Çok ciddi. | ERKEK |
RESMİGÜL | Gül gibi güzel, gül biçiminde. | KIZ |
RESMİYE | (bkz. Resmi). | KIZ |
RESUL | Haber getiren | ERKEK |
RESULHAN | Hükümdarların elçisi. | ERKEK |
REŞAD | 1. Doğru yolda, hak yolda yürüme. 2. Sultan Reşad; Osmanlı son dönem padi şahlarındandır. Türk dil kuralına göre “dA” olarak kullanılır. | ERKEK |
REŞAT | Aklın gerektirdiğini yapan | ERKEK |
REŞİD | Doğru yolu tutan; Olgun, yetkin | ERKEK |
REŞİDE | İyiyi, doğruyu seçebilen, ergin | KIZ |
REŞİDUDDİN | Dinin akıllı kişisi, dini olgunluğa ulaşmış kişi. | ERKEK |
REŞİK | Uzun boylu, yakışıklı. | ERKEK |
REŞİT | Akıllı, iyi davranan | ERKEK |
REVA | Yakışır, uygun, yerinde. | ERKEK |
REVAH | 1. Bir şeyi elde etmeden doğan neşe. 2. Güneş battıktan sonra gece oluncaya kadar geçen zaman. | ERKEK |
REVAHA | Ünlü sahabi Abdullah b. Revaha’nm babası. | KIZ |
REVAHİ | Bal arılan. | ERKEK |
REVAİD | Gürleyen bulutlar. | ERKEK |
REVAN | Su gibi akıp giden | KIZ/ERKEK |
REVHA | Rahaüık . Gönül rahatlığı. | ERKEK |
REVİŞ | Biçim, tarz, üslup. Tutum, davranış, yol. | ERKEK |
REVNAK | Parlaklık, güzellik, tazelik, süs. | KIZ |
REVZEN | Pencere. | KIZ |
REYAN | Herşeyin evveli, ilk zamanı, tazelik zamanı. | ERKEK/KIZ |
REYHAN | Yaprakları güzel kokan bir süs bitkisi, fesleğen | KIZ |
REYYA | Güzel koku, reyhan. | KIZ |
REYYAN | Suya kanmış, suya doymuş. | ERKEK/KIZ |
REZAN | Ağırbaşlı, gururlu. , | ERKEK |
REZZAK | Bütün canlıların rızkını veren, onları nimetlendiren anlamında. Allah’ın isimlerinden. “Abd” takısı alarak kullanılır. | ERKEK |
REZZAN | Ağırbaşlı, onurlu | KIZ |
RIDVAN | Razılık, hoşnutluk, kabullenmek | ERKEK |
RIFAT | Yükseklik, yüksek rütbei | ERKEK |
RIFKI | Yumuşaklık, naziklik; Zarafet | ERKEK |
RIFKIYE | (bkz. Rıfkı). | KIZ |
RIZA | Hoşnut kalma, memnun olma; Razı olma, kabullenme; Kaderine boyun eğme | ERKEK |
RIZKULLAH | Allah’ın verdiği nimet. Nimetler veren Allah’ın kulu. | ERKEK |
RİAYET | 1. Gütme, gözetme. 2. Sayma, saygı, itibar. 3. Ağırlama. | ERKEK/KIZ |
RİCAL | 1. Erkekl2. Onur sahibi kimseler. | ERKEK |
RİFAT | Yücelik; Yüksek rütbe | ERKEK |
RİKAB | Büyük, saygın bir kimsenin huzuru, önü. Türk dil kuralına göre “b/p” olarak kullanılır. | ERKEK |
RİKKAT | İncelik, naziklik. Sevecenlik, acıma duygusu. | KIZ |
RİMA | Dişi ceylan yavrusu | KIZ |
RİMAYET | Atıcılık, ok, kurşun, gülle gibi şeyleri atmada usta. | KIZ |
RİNDAN | Dünya işini boş görenler, alçakgönüllüler, kalenderler. | KIZ |
RİSALE | 1. Mektup. 2. Kısa yazılmış, küçük kitap. 3. Dergi, mecmua. | KIZ |
RİSALEDDİN | Dinin elçisi, peygamberi. Türk dil kuralına göre “dA” olarak kullanılır. | ERKEK |
RİSALET | Elçilik. Peygamberlik. | ERKEK |
RİVA | Suya doymuşlar | ERKEK |
RİYASET | Reislik, başlık, baş olma, başkanlık. | ERKEK/KIZ |
RİYAZ | Bahçeler, ağaçlık çimenlik yerler, ravza. | ERKEK |
RİYAZET | Nefis kırma, dünya lezzetlerinden ve rahatından sakınma, perhizle, kanaatle yaşama. | ERKEK/KIZ |
ROSA | Gül rengi, pembe kırmızı arası bir renk. | KIZ |
RUHAN | Güzel kokulu | KIZ |
RUHANİ | Ruhla ilgili. Gözle görülmeyen. | ERKEK |
RUHCAN | Ruh ve can isimlerinden bileşik isim. | ERKEK |
BİR SONRA Kİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDA Kİ SAYILARI TAKİP EDİNİZ.