İsim | Anlamı | Cinsiyet |
ŞEBNUR | Gecenin nuru, gecenin ışığı, aydınlığı. | KIZ |
ŞEBYELDA | Yılın en uzun gecesi(22 Aralık). | KIZ |
ŞECAADDİN | Dinin kahramanı, dinin yiğidi. | ERKEK |
ŞECAAT | Yiğitlik, cesurluk, korkusuzluk, kalb metinliği. | ERKEK |
ŞECAATTİN | Yüreklilik, yiğitlit | ERKEK |
ŞECİ | Cesur, yürekli, yiğit | ERKEK |
ŞECİA | (bkz. Seci). | KIZ |
ŞEFAADDİN | Dinin, Allah ile kul arasınadaki aracılığı, dinin şefaati. Türk dil kuralına göre “d/t” olarak kullanılır. | ERKEK |
ŞEFAAT | Birinin suçunun bağışlanması ya da dileğinin yerine getirilmesi için o kimseyle başkası arasında yapılan aracılık, dua. v | ERKEK/KIZ |
ŞEFAATİ | Şefaatle ilgili. | ERKEK |
ŞEFAATTİN | Dinin, Allah ile kul arasınadaki aracılığı, dinin şefaati. Türk dil kuralına göre “d/t” olarak kullanılır. | ERKEK |
ŞEFAKAT | Şefkat, acıyarak ve esirgeyerek sevme. | KIZ |
ŞEFİ | Şefaat eden. | ERKEK |
ŞEFİK | Şefkatli | ERKEK |
ŞEFİKA | Acıyan, esirgeyen. | KIZ |
ŞEFKAT | Sevecenlik, acıma ve sevgi duygusu. | ERKEK/KIZ |
ŞEHADET | (bkz. Şahadet). | KIZ |
ŞEHALEM | Evrenin hükümdarı. | ERKEK |
ŞEHAMET | Zeka ve akılla birlikte olan yiğitlik, cesaret. | ERKEK |
ŞEHBA | 1. Kır, akçıl. 2. Haleb şehri. | ERKEK |
ŞEHBAL | Kuş kanadının en uzun tüyü. | KIZ |
ŞEHİM | Akıllı ve kurnaz yiğit. | ERKEK |
ŞEHİME | (bkz. Şehim). | KIZ |
ŞEHLA | 1. Koyu mavi ela göz. 2. Hafif, taüı şaşı. | KIZ |
ŞEHLEVENT | Leventlerin şahı, boylu poslu, canlı, yakışıklı. | ERKEK |
ŞEHlNŞAH | 1. Şahların şahı, en büyük hükümdar. 2. Daha çok unvan olarak verilir. | ERKEK |
ŞEHMUZ | Hükümdar soyundan gelen | ERKEK |
ŞEHNAZ | Çok nazlı, Türk müziğinde bir makam. | KIZ |
ŞEHPER | Kuş kanadının en uzun tüyü. | KIZ |
ŞEHRAR | Şehri süsleyen, şehre süs veren. | ERKEK/KIZ |
ŞEHRAZAT | 1001 gece masallarında bir masal kahramanı kadın, Özgür | KIZ |
ŞEHRİ | 1. Şehirli. 2. Nazik, terbiyeli. 3. Aya ait, aylık. | ERKEK/KIZ |
ŞEHRİBAN | Şehrin ileri geleni. | KIZ |
ŞEHRİNAZ | Türk müziğinin en eski makamlarından. | KIZ |
ŞEHRİYAR | Padişah, hükümdar. | ERKEK/KIZ |
ŞEHRUD | Büyük çay, nehir. | ERKEK |
ŞEHZADE | Hükümdar oğlu | ERKEK |
ŞEHZAT | (bkz. Şahzat). | ERKEK |
ŞEKİB | Sabır, tahammüllü, dayanıklı. Türk dil kuralına göre “b/p” olarak kullanılır. | ERKEK |
ŞEKİBE | (bkz. Şekib). | KIZ |
ŞEKUR | Şükreden, şükredici. Allah’ın isimlerinden | ERKEK |
ŞEKURE | Çok şükreden, şükredici, değer bilen. | KIZ |
ŞELALE | Çağlayanın büyüğü. | KIZ |
ŞEMAİL | 1. Huylar, davranışlar, alışkılar. 2. Bir kimsenin dış görünüşünün özellikleri. | ERKEK |
ŞEMİNUR | Mum ışığı, mum aydınlığı. | KIZ |
ŞEMS | Güneş. | ERKEK |
ŞEMSEDDİN | Dinin güneşi, dinin insanlara verdiği aydınlık. Türk dil kuralına göre “d/t” olarak kullanılır(Şemsettin). | ERKEK |
ŞEMSETTİN | Dinin güneşi | ERKEK |
ŞEMSİ | Güneşe ait, güneşle ilgili | ERKEK |
ŞEMSİFER | Güneşin aydınlığı, parlaklığı. | ERKEK/KIZ |
ŞEMSİNİSA | Kadınların güneşi. Güneş gibi kadın. | KIZ |
ŞEMSİNUR | Güneşin ışığı, nuru. | KIZ |
ŞEMSPARE | Güneş parçası. Çok parlak. | ERKEK/KIZ |
ŞEN | Halinden memnun yaşayan ve etrafına yayan | KIZ |
ŞENAL | (bkz. Şen). | ERKEK |
ŞENALP | neşeli yiğit, şen yiğit | ERKEK |
ŞENALTAN | neşeli ve zengin kimse | ERKEK |
ŞENAY | Ayın parlaklığı, güzelliği. | KIZ |
ŞENBAY | Neşeli, sevinçli, mutlu, varlıklı kimse. | ERKEK |
ŞENCAN | neşeli ve cana yakın | ERKEK |
ŞENDOĞAN | neşeli doğmuş kimse | ERKEK |
ŞENDUR | Neşeli, sevinçli olması devam etti, sürdü. | ERKEK |
ŞENEL | Neşelen, mutlu ol | ERKEK |
ŞENER | Şen+Er | ERKEK |
ŞENGİL | şen kimse, neşeli kimse, içtenlikli | KIZ |
ŞENGÜL | neşeli ve gül gibi kimse | KIZ |
ŞENGÜN | neşeli gün; ve güneş gibi kimse | KIZ |
ŞENİZ | neşeliyiz | KIZ/ERKEK |
ŞENKAL | neşeli kal | ERKEK |
ŞENKAYA | neşeli ve kaya gibi kimse | ERKEK |
ŞENNUR | Neşeli, nurlu. | KIZ |
ŞENOL | Her zaman neşeli, mutlu ol | ERKEK |
ŞENSAL | Neşeni çevrene yay, herkes neşelensin. | ERKEK |
ŞENSOY | Neşeli, mutlu soydan gelen | ERKEK |
ŞENSU | neşeli su, şen su | KIZ |
ŞENTÜRK | Neşeli Türk | ERKEK |
ŞENYAŞAR | yaşamı şenlik, mutluluk içinde geçer, şen bir yaşam sürer | ERKEK |
ŞENYURT | Neşeli, mutlu insanların yurdu; ülkesinde yaşayan. | ERKEK |
ŞERAFEDDİN | Dinin şereflisi, büyüğü. Türk dil kuralına göre “d/t” olarak kullanılır. | ERKEK |
ŞERAFET | Şerefli olma hali. Soydanlık, asalet. Hz. Muhammed(s.a.s)’in soyundan olma. | ERKEK |
ŞERAFETTİN | Dinlerin en şereflisi | ERKEK |
ŞERARE | Kıvılcım | KIZ |
ŞERÇAN | Sevgili, sevilen, başcan. | ERKEK |
ŞEREF | İyi ahlak ve fazilet sonucu oluşan manevi yücelik – İyi ün | ERKEK |
ŞEREFHAN | Büyük, yüce hükümdar. | ERKEK |
ŞEREFNAZ | Çok nazlı. | KIZ |
ŞEREN | Tezcanlı, çevik. | ERKEK |
ŞERİF | Şerefli, kutsal – Soylu, temiz | ERKEK |
ŞERİFE | Şerefli, kutsal | KIZ |
ŞERİFNAZ | İyi ve dürüst insan | KIZ |
ŞERİR | Taht. Yatacak yer. | ERKEK |
ŞERMİN | Utangaç | KIZ |
ŞETARET | Neşe, sevinç, şenlik. | KIZ |
ŞEVDE | Siyah, esmer, esmer güzeli. Mü’minlerin annelerinden birisi Hz. Şevde. | KIZ |
ŞEVKET | Büyüklük, heybet | ERKEK |
ŞEVKİ | Şevk, keyif, istekle ilgili | ERKEK |
ŞEVKİDİL | Gönül neşesi, gönül sevinci. | KIZ |
ŞEVKİYE | Neşeyle, istekle ilgili | KIZ |
ŞEVVAL | Arap takviminin onuncu ayı | KIZ |
ŞEYBAN | Saçlarına ak düşmüş yaşlı kimse. Moğol hükümdarlarından birisi. | ERKEK |
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ NUMARALARI TAKİP EDİNİZ..