Yazıyı kim buldu? Günümüzde hemen herşeyi yazıya döktümüz hatta bazen duygularımızı bile yazdığımız alfabeyi bulan ilk uygarlığı birçoğumuz merak ediyoruz.. Tarihin derinliklerine indikçe yazıya benzer birçok figür karşımıza çıkmaktadır. Mağaralarda ilkel insanlar tarafından çizilen şekiller genelde hayvanların ve insanların arasındaki ilişkiyi anlatmaktaydı ancak bunların yazı sayılabilmesi için gerekli sistem yoktu.
Yazının icadı tarih açısından oldukça önemlidir. Bu nedenle geçmişe baktığımızda, Çivi yazısı işaretleri geçmişteki resim yazısına dayanmaktadır. Bir şeyi ifade etmekte olan işaretlere ideogram isimi verilmektedir. Şekiller belli bir standarda bağlı olarak çizilmiyordu. Nihayet M.Ö. 3.200’lü yıllarda Sümerler, bilinen ilk yazı sistemini icat etti. Bu sistemde her eşya, kişi ve olay ayrı bir şekille gösteriliyordu.
Yazmanın en eski biçimi, nesnelerin temsil edildiği semboller oldu. Kayıt altına alınanlar, tapınaklarda kurban edilecek kaç koyuna ihtiyaç duyulduğu, hangi tür tahılların hangi hedefe gittiği gibi şeyleri hatırlamada yardımcı oldu. Bu piktograflar ıslak kilin kurutulması ile elde edilen tabletlere yazılıyordu. Bu tabletler ticaretin resmi kayıtları haline geldi.
M.Ö. 3.000 yılında alfabeyi oluşturan Fenikeliler, yazıyı çok daha kolay bir hale getirdiler. 25 harflik alfabe, belirlenen 25 simgenin ilk harflerinden meydana geliyordu. Örneğin öküz anlamına gelen “alef”, “a” harfini gösteriyordu; zaten “a” harfini ters çevirdiğinizde öküz başına benzediğini fark edersiniz, ikinci harf ise ev anlamına gelen “bet” kelimesinden türemiş, yani “b” harfi ortaya çıkmıştı. “Alfabe” kelimesi de “alef-bet” olan ilk iki harfin Yunanlar tarafından benimsenmesiyle “Alfa-beta” olarak değişmiş ve günümüze ulaşmıştır.
