İran Tebriz Şehrin de Yaşamış İslam Alimleri

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

DEDE ÖMER RÛŞENÎ
Evliyânın büyüklerinden ve Osmanlı âlimlerinden. Aydın vilâyetinin Güzelhisar köyünde doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. Aydınlı olduğu için aydınlık mânâsında Rûşenî lakabı ile anılmıştır. 1487 (H.892) senesinde Tebriz’de Kur’ân-ı kerîm okurken vefât etti. Kabri, Tebriz’de kendi adına Selçuk Hâtun tarafından yapılan dergâhdadır. Tasavvufta Halvetiyye yolundan Rûşeniyye kolunun kurucusudur.

Güzelhisar’da doğup yetişen Ömer Rûşenî, ilim tahsîli için Bursa’ya geldi. Yeşil Câmi imâretinde bulunan medreseye yerleşti. Orada bir müddet zâhirî ilimleri tahsîl ettikten sonra, içinde tasavvuf yoluna girme arzusu çoğalıp, Bursa’dan ayrılarak Karaman beldesine gitti. Seyyid Yahyâ Şirvânî hazretlerinin büyük kardeşi Alâeddîn Ali Aydınî’nin talebeleri arasına girdi. Daha sonra Şirvan’ın nâhiyelerinden olan Bakü’ye giderek, Seyyid Yahyâ Şirvânî hazretlerinin sohbet ve hizmetine girdi. Kısa zamanda yükselerek hocasının önde gelen talebelerinden ve halîfelerinden oldu.

Seyyid Yahyâ Şirvânî’nin sohbetlerine kavuştuktan sonra, kendisini ilme daha çok verdi. Sıkı riyâzetler çekti. Nefsin terbiyesi için çok gayret etti. Bu sebeple nefsin arzularını hiç yapmaz ve karşı çıkardı. Bu yoldaki gayret ve istidâdının fazlalığı sebebiyle, kısa zamanda çok yükseldi.

Hocasının vefâtından sonra onun yerine irşâd, insanlara doğru yolu anlatma vazîfesi yaptı. İnsanlara Allahü teâlânın râzı olduğu yolu gösterdi. Bir müddet Karabağ, Gence ve Tebriz civârında insanlara rehberlik yaptı. Akkoyunlu sultanlarının dâveti üzerine Tebriz’e gitti. Orada kendisi için yaptırılan zâviyeye yerleşti. Vefâtına kadar orada hizmet etti. Çok talebe yetiştirdi. İlim ve feyz kaynağı oldu. Talebelerinin en yükseklerinden birisi, Halvetiyye yolunun kollarından olan “Gülşeniyye” kolunun kurucusu olan ve Gülşenî diye tanınan İbrâhim bin Muhammed hazretleridir.

Dede Ömer Rûşenî hazretleri bir defâsında Tebriz’e gitmişti. Sultan Hasan, bir Cumâ gecesi onu dâvet etti. Meşhur âlimleri ve velîleri de çağırmıştı. Sultan bir ara âlimleri göstererek, şikâyette bulundu. Bunun üzerine Dede Ömer Rûşenî sultana şöyle nasihat etti: “Âlimler, peygamberlerin vârisleridir. Dînin direkleridir.” dedikten sonra, evliyânın meşhurlarından Bişr-i Hafî hazretlerinin bir gün yolda yere düşmüş bir kâğıt üzerindeki besmeleyi alıp temizleyip, güzel kokular sürerek hürmet göstermesi sebebiyle Allahü teâlânın rızâsına kavuşmasını, bu sebeple büyük bir velî oluşunu anlattıktan sonra; “Bu âlimlerin kalplerinde Allahü teâlânın kelâmı Kur’ân-ı kerîm, O’nun mübârek isimleri ve ilmi vardİr. Onlarİn bereketli nefeslerini koklayİp, Cennet kokularİna kavuŞasİn. Peygamber efendimiz, Veysel Karânî için; “Yemen tarafİndan rahmet rüzgârİ esiyor.” buyurdu. Veysel Karânî hazretlerinin mübârek nefesleriyle nefsinizi temizleyiniz ki, Allahü teâlânİn rahmetine kavuŞasİnİz. Resûlullah efendimiz; “Kim bir âlime ikrâm ederse, bana ikrâm etmiŞ olur. Bana ikrâm eden, Allahü teâlâya ikrâm etmiŞ olur. Allahü teâlâya ikram eden, Cennet’e girer.” buyurdu. Âlimlere hürmet husûsunda âyet-i kerîmeler vardİr. Bu hususta hadîs-i Şerîfler de çoktur. Dolayİsİyla âlimlere hürmet mutlaka lâzİmdİr. Onlara kötülük yapmayİ düŞünmek, insanİn felâketine ve Allahü teâlâdan uzaklaŞmasİna sebeb olur. Âlimleri kim zemmedip kötülerse, onlarİn etlerini yemiŞ gibi olur. Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem; “Âlimlerin etleri zehirlidir. Kim koklarsa hastalanİr. Kim yerse ölür!”buyurdu.” Sultan Hasan büyük bir dikkatle bu sohbeti dinledikten sonra misâfirler da?İldİ.

Dede Ömer Rûşenî, vefâtından on beş gün önce, talebeleriyle sohbet etti. Sonra müsâfeha edip vedâlaştı. Bu vedâdan sonra artık sohbet etmedi. Vefâtına kadar talebesi İbrâhim Gülşenî hizmetinde bulundu.

Dede Ömer Rûşenî hazretleri, Peygamber efendimizin ve O’nun vârisleri olan hakîkî İslâm âlimlerinin tam bir âşığı idi. Sevgili Peygamberimiz için yazdığı Türkçe ve Fârisî nâtları (O’nun vasıflarını anlatarak öven şiirleri) çok kıymetli olup, bu nâtlara pekçok şâir tarafından nazîreler yapılmış, yâni aynen onun vezin ve kâfiyesi ile şiirler söylenmiştir.

KAYNAKLAR
1) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; s. 1008

2) Tâc-üt-Tevârih; c.2, s.539

3) Menâkıb-ı İbrâhim Gülşenî; s.3

4) Osmanlı Müellifleri; c.1, s.69

5) Tezkire-i Latîfî; s.48

6) Heşt Behişt (Sehi Bey); s.123

7) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.12, s.373

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt - Aviator oyna - izle porno