Bu Toprağı Kaldırmak Mümkün Değildi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

VAH BU TOPRAĞI TAŞIYANA
Endülüs halifesi Hakem, muhteşem bir saray yaptırmayı murâd etmişti. Öyle bir saray inşa edilecekti ki, onun bahçesinde cihanın en nadide çiçekleri bulunacaktı…

Âdeta sevinç diyarı denilecek bir bahçe istiyordu…

İstiyordu ama, insana her istediğini vermezlerdi ki… Halife de olsa her şeye mâlik olamazdı… O emir vermişti, onun haberi olmadan da saray bahçıvanları biraz ötedeki dul bir kadına ait araziyi saray bahçesine katmışlardı…

Gönlü yaralı kadın kanadı kırık keklikler gibi çırpınıyor :

— Ben, diyordu, kimden kime şekva edeyim?

Bahçıvanlar ise söz dinleyecek kimseler değildi. Kadının eline bir miktar para tutuşturup şöyle demişlerdi:

_Al bu parayı ve gözden kaybol!…

ttîrAre kadının yüreğine sanki zehirli hançerler sap-

zlığı hazmedemiyordu. Bir türlü bu hastalığı hazmedemiyordum. bir gün kendisine —    Ey kadın, dediler, sen hiç vakit kaybetme, Kurtu-ba kadısı Beşir e git ve hâlini arzet… Zira halife, şer”I kanunların tatbikçisi olan kadıları dinler!…

Yaşlı kadının yüzünde birden bir ışık yanıp söndü. Ümit kuşu ten kafesinde çırpınmaya başladı. Derhal Kadı Beşir”in huzuruna can attı ve olanları tek tek anlattı:

—    Kadı efendi, Allah için artık benim çâreme bak!…

Son derece âdil ve zeki olan Kurtuba kadısı:

—    Ey hatun, dedi, sen bekle, ben işini hallederim!…

Kadı Beşir gerçekten bu işi yapacaktı. Hemen eline

bir çuval alarak halife Hakem”in muhteşem sarayının bahçesine koştu…

O da ne?

Halife çiçekler arasında tek başma dolaşıp duruyordu… Güller âlemine o kadar dalmıştı ki, etrafında olup bitenleri goremiyordu bile…

Kadı efendi derhal yumuşak topraklan avuçlayıp çuvala doldurmaya başladı… Nihayet çuval iyice doldu… Halife hayretli nazarlarla Kadı Beşir”e bakıyordu…

Birden kadı efendinin sesi gül bahçesinde yankılar yaptı. Kadı Beşir, halifeye sesleniyordu :

—    Ey müminlerin emiri! Şu çuvalı sırtıma kaldırır mısınız?

Halife merak etmişti. Bu kadı neler yapıyordu böyle? Geldi, içi toprak dolu çuvalı tutup Kurtuba kadısının sırtına kaldırmak için zorladı…

Zorladı ama, ağzına kadar dolu olan çuval kıpırdamıyordu… Tekrar tekrar denedi… Yok, yok!… Bu toprağı kaldırmak mümkün değildi:

—    Ey Beşir, dedi, bu çuval dopdolu olduğu için kaldıramıyorum. Bir çâre düşün!…

Kadı Beşir”in beklediği an gelmişti… Sevinçle sesini yükseltti:

—    Nasıl olur, ey müzminler emîri!… Kaldırmanız lâzımı… Zira siz, sadece bu bir çuvalı değil, şu gördüğünüz koca tarlayı hem de yedi misli olarak boynunuza geçirmiş vaziyette kaldıracaksınız!… O zaman hiç lnma^ de size yardım etmiyecek!…

Halife Hakem hayretle sordu:

—    Bu da ne demek, y& Beşir?

Kadı Beşir”in dudakları bir yay gibi gerildi:

—    Ey mü’minlerin emtri, dedi, müsaade eder misin anlatayım?

—    Anlat, çabuk ol, beni meraklandırdın!…

—    Allah”ın Resulü buyururlar ki: (Kim teinin bir kanş toprağım gasp ederek alırsa o toprak yedi kat ye* rin dibine kadar, kıyâmet gününde gasp edenin boynuna geçirilecektir. Kaldırması için melekler ateşten kamçılarla o adama vuracaklardır…)

—    Sadakte!…

—    Siz de sadece şu bir çuval toprağı değil, belki sahibesinin rızâsı olmadan bahçenize kattığınız şu koca tarlayı da yedi kat aşağısına kadar halkalanmış olarak boynunuz» takıp yukarı kaldıracaksınız. Kıyametin o şiddetinde koca tarlayı yedi misliyle kaldırmayı gözünüz kesiyor da şu bir çuval toprağı mı kaldıramıyorsunuz?

Halife, birden başına yıldırımdan kamçılar inmiş gibi sarsıldı. Gerçekten tarlanın işgalinden kendisinin haberi yoktu:

—    Ben, dedi, böyle bir vebâii kaldıramam!… Derhal hak s&hibine hakkı verilecektir!…

Ve tek kanş toprak kalmamak şartiyle tarlası dul ka-dıan geri verildi… Halife de, Kurtuba kadısı Beşir’e:

—    Ey temiz yaradılışlı kişi, dedi, beni ateşten kurtardın, sana teşekkür ederim!…

Ey hesap ve kitabı unutanlar, bu kıssadan hisse almak istemez misiniz?

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir