Bir nefes Görünmez Misiniz?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

BENÎM ARKADAŞIM KİM?

Tâca tahta tekmeyi vurup tasavvuf deryalarına atılan ve Allah yolunun kahramanlarından olan Belh sultanı İbrahim Edhem bir gün, ellerini ulvilik âlemlerine kaldırıp Rabbi Kerîmine duâ etti:

—    Ey Rabbim, ey Rabbim, dedi, eğer lûtfunîa beni cennetine koyarsan, o sevinç diyarında benim arkadaşım kim, bana göster!…

Aziz ve Celîl olan Allah kulunun duâsını kabul buyurdu. Bir gece rüyasında ona denildi ki:

—    Ey İbrahim!… Basra”da Selâmetü”s-Sevda isimli bir kadın vardır. Cennette o senin zevcendir!…

İbrahim Edhem Hazretleri bu rüyamın tesiriyle yatağından ok gibi fırladı… Gözlerini açıp etrafı derin derin süzdü… Hiç kimsecikler yoktu… Zaten olmazdı da… Çünkü bu bir rüya idi…
lanın kurtlar güdüyordu… İbrahim Edhem Hazretten gördüğü manzara karşısında hayret etti. Herkesin divane gözü ile baktığı bu kadın bir veliyye idi… Ona doğru birkaç adım daha atıp selâm verdi:

—    Esselâmü aleyki yâ Selâmetü”s-Sevda!…

Kadın başım bile kaldırmadan selâma mukabele etti:

—    Ve aleykümüsselâm, yâ İbrahim!. Hoş geldin!…

Eski Belh sultanının gönlü bir deniz gibi kıpırdadı.

Şevke gelip sordu:

—    Ey kutlu kadın!… Bu diyarda benim ismimi ve kim olduğumu bilen tek kişi yoktur. Sen nice bildin?

Can meclisinde manâ kumaşları dokuyan kadın:

—    Ey İbrahim, dedi, cennette beni sana arkadaş eden Rabbim haber verdi!…

—    Bildim, o sensin!… Peki, bu kurtlarla koyunlann arası ne acâip ıslah olunmuş?

—    Ey İbrahim!… Ben yüce Rabbim ile aramı ıslah eyledim. O da, buna mukabil kurt ile koyunlann arasını düzeltti. Her kim ki, Rabbi ile bir dostluk kurar, artık kurt da ona hizmet eder, arslan da…

Kadın gerçekten hikmet incileri saçıyordu… Bu inciler saçan kadının yüzünü de görmeyi murâd eden İbrahim Edhem ilerledi… Ve bir an ona nazar kılmak dileyerek dedi ki:

—    Ey sevincin aynası!… Bir nefes görünmez misiniz?

Kadın, pınar pınar çağlayarak:

—    Ey İbrahim, dedi, uzak ol, yakın gelme!… Seninle yakınlığımız kıyâmet gününde olacaktır…

İbrahim Edhem fırtınaya tutulmuş tekneler misâli titreyerek dedi ki:

—* Ey Hak sevdâsma gark olan!… Bize bir miktar öğüt ver ki, gönlümüz şâd olsun!…

O irfan diyarında güller desteleyen kadıncağız kara jkara gözlerini ufuklara dikip ?

__Ey kütb-u zaman, dedi, hem muhabbet dâvasında
bulunan, hem de geceleri yatıp uyuyan kimse yalanadır!… Biz, uyumak için mi geldik dünyaya?…

İbrahim Edhem”in yüreği bir tutam alevle doluverdi… Bu sözü kendisine İlâhi ihtar bildi ve başını alıp yine yollara koyuldu… Yollar, bu kıvrım kıvrım uzayan yollar bakalım onu hangi diyara götürecekti?…

Ne denir:

Hak benim diyor herkes: Yol, yol, yollar hep ayn;

Fakat İslâm’dan başka hiçbirinin yok hayrı!…

Derhal Basra istikametinde yola revan oldu… Yollan eline dolayıp gidiyor, gidiyordu…

Çöller, vâdiler, ırmaklar, dereler geçtikten sonra bir gün Basra”ya vâsıl oldu…

Şimdi nazlı dilberin şehrindeydi ama, onu nasıl bulacak, ona nasıl kavuşacaktı… Sormak, aramak ve gayret gerekiyordu. O da öyle yaptı, halktan sordu:

—    Ey iyi insanlar, dedi, ben haseb ve nesebçe güzel, ahlâk ve huy yönünden üstün bir kadın olan Selâmetü”s-Sevda”yı arıyorum. İçinizde onu bilen, veya onun adını duyanınız var mı?…

Hiç kimse öyle bir kadım bilmiyordu… Cevap verdiler:

—    O vasıflarda bir kadını tanımıyoruz!…

—    Peki, o isimde bir kadm bilmez misiniz?

—    Gerçekten o ismi taşıyan biri var, lâkin, onda sizin saydığınız meziyetleri görmek mümkün değil!…

—    Nasıl yâni?

—    Divanenin tekidir!…

—    Onu nerede bulurum?

—    Filân yerde koyunlannı otlatır, hiç kimse ile görüşmez!… Kendi dünyasında, kendi âleminde bir kadın…

Veliler sarayının eşsiz sultanı derhal o yerin yolunu tuttu… iyice meraklanmıştı. Bu nice bir kadındı ki, kimse onun fazlını bilmezdi… Bir hayli yol aldıktan sonra bir tepeye vardı. Gözlerini dikip etrafı süzdü, ileride, tepe üzerinde bir kadın oturmuş» yüzünü ilâh! dergâha tutmuş, Allah”a niyâz ediyordu… Dağın eteğinde de koyun-

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir