HIDIRELLEZ NEDİR?
Çok eski zamanlarda aşın derecede zengin bir hükümdar vardı. Ama oğlu, zenginlikten bıkmış, para ve servette huzur bulamamıştı. Sonunda kendini dine verdi. Hem Allah’ın emirlerini harfi harfine uyguladı, hem de köy köy, kasaba kasaba gezerek halka Allah’ın emir ve yasaklarını anlatmaya başladı. Hükümdar oğlunun bu hali Cenab-ı Allah’ın hoşuna gitti ve ona bir keramet ihsan buyurdu.
Artık hükümdarın oğlunun oturduğu her yer yeşilleniyor, gül, gülistan hale geliyordu.
Hükümdar oğlunun bu kerameti etrafta duyuldu. Şöhreti yayıldıkça yayıldı. Halk bir genç adam görse “O mu?” diye meraklanıyor, şayet oturduğu çorak arazi yeşillenir, gül gülistan olursa kim olduğunu anlıyordu.
Ona Hızır adını takmışlardı. Arapça Hızır, yeşil manasına gelirdi.
Zamanla Hızır’ın şöhretini zamanın Peygamberi îl-yas Aleyhisselâm da duydu. Babasının onca zenginliğini bırakıp kendini Allah yolunda çalışmaya adayan genci çok merak ettiği için diyar diyar aramaya başladı.
Nihayet Mayıs ayının ilk haftasında karşılaştılar. Onların buluşmasını gören halk, buluşma günü olan 6 Mayıs’a Hızır-İlyas günü dediler. Bu isim söylene söylene kısaldı ve zamanla Hıdırellez şekline geldi.
Hıdırellez, âdetlerimize göre bahann başlangıcıdır. O gün Hızır ile İlyas Peygamber buluşmakta, konuşmakta ve etraf yeşillenmeye başlamaktadır.
Halk bu güzel buluşmanın hatınna 6 Mayıs günleri kırlara, mesire yerlerine gider, meşru daire içinde eğlenir. Çocuklar salıncaklar kurup kendi aralarında oynarlar. Kır çiçekleri toplayarak annelerine, ninelerine armağan ederler.
