Muatebe Ne Demek

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

MU’ÂTEBE: İtâb etme, kızma, azarlama. (Bkz. İtâb)

Yüce Allah’ın, yaptığı birtakım davranışlarından dolayı Peygamberini kınamasını ihtiva eden ayetler. İtab, lügatte kınama anlamındadır. Bu ayetlerin bir kısmında kınama yumuşak, bir kısmında ise serttir.

Söz konusu ayetler ve iniş sebepleri şöyledir:

1. Tebûk gazvesi öncesinde bazı münafıklar Peygamber (s.a.s)’e gelip savaşa katılamayacaklarını söyleyerek, mazeret beyan ettiler. Peygamber (s.a.s) de, mazeretlerinin doğru olup olmadığını araştırmadan onlara savaşa katılmama izni verdi. Bu olay üzerine şu ayet indi:

“Hay Allah afiyet veresice; şu (özründe) sadık olanlar sana besbelli oluncaya kadar, neden izin verdin onlara?” (Tevbe, 9/43).

Resulullah’a hitap tarzında gelen ve af ile başlayan bu kınamanın hafif olduğu açıktır (Zerkanî, Menahilu’l İrfân fî Ulûmi’l-Kur’an, Kahire 1943, II, 392).

2. Bedir savaşında müslümanlar, Kureyş’in ileri gelenlerinden yetmişini esir almışlardı. Bedir savaşı, müslümanların müşriklerle yaptıkları ilk savaştır ve bu savaşta müslümanlar galip gelmiştir. Müşriklerin, bu savaşın öcünü almak için harekete geçecekleri açıktı. Müslümanlar da, henüz her saldırıyı göğüsleyecek güce kavuşmuş değillerdi. Bununla birlikte alınan savaş esirleri fidye karşılığında serbest bırakılmıştı. İşte bu olay üzerine şu itap ayeti inmiştir:

“Hiç bir peygamber için yeryüzünde durumunu sağlamlaştırmadıkça esir almak yaraşmaz. Geçici dünya malını istiyorsunuz; oysa Allah ahireti kazanmanızı ister. Allah güçlüdür, hakimdir” (el-Enfâl, 8/67).

3. Peygamber (s.a.s) Kureyş’in ileri gelenlerinden bazılarına İslâm’ı anlatıp onları İslâm’a davet ediyordu. O sırada daha önce İslâm’a girmiş İbn Ummi Mektum geldi ve; “Ya Resulullah, Allah’ın sana öğrettiğinden bana da öğret”dedi. Bu zat âmâ olduğundan Resulullah’ın başkalarıyla meşgul olduğunu bilmiyordu. İsteğini bir kaç kez tekrar ederek Resulullah’ın sözünü kesiyordu. Rasûlüllah (s.a.s) hem sözlerinin kesilmesinden, hem de konuştuğu müşriklerin, “şu Muhammed’e tabi olanlar da kör, topal, köle kişiler” diyecekleri endişesiyle İbn Ümmi Mektum’a canı sıkıldı ve yüzünü ekşitti. İşte bu olay üzerine şu ayetler indi (Vâhidî, Esbâbu’n-Nüzûl, Mısır 1968, s. 252):

“Surat astı ve yüzçevirdi, kör geldi diye. Ne bilirsin belki o arınacak? Yahut oğul dinleyecek ve öğüt kendisine yarayacak. Kendisini zengin görüp tenezzül etmeyene gelince, sen ona yöneliyorsun. Onun arınmasından sana ne? Fakat koşarak sana gelen, (Allah’tan) korkarak gelmişken, sen onunla ilgilenmiyorsun” (Abese, 80/1-10).

Ayrıca itap ihtiva eden başka ayetlere gelince:

4. “Ey Peygamber; eşlerinin rızasını arayarak Allah’ın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir” (et- Tahrîm, 66/1);

5. “Allah’ın nimet verdiği; senin de kendisine nimet ver(ip hürriyete kavuştur)duğun kimseye: “Eşini yanında tut, Allah’tan kork” diyordun, fakat Allah’ın açığa vuracağı şeyi içinde gizliyordun, insanlardan çekiniyordun. Oysa asıl çekinmene lâyık olan Allah idi” (el-Ahzâb, 33/37);

6. “Akraba bile olsalar, cehennemin halkı oldukları belli olduktan sonra (Allah’a) ortak koşanlar için mağfiret dilemek ne Peygamberin, ne de inananların yapacağı bir iş değildir” (et- Tevbe, 9/1 13).

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt - Aviator oyna - izle porno