Oruç Tutulması Sünnet Olan Günler Nelerdir

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hangi günlerde oruç tutmak sevaptır veya sünnet olan oruçlar nelerdir? denildiğinde hemen hemen hepimiz pazartesi ve perşembe günleri aklımıza gelir. Ama unutmamalıdır ki başka günler’de sünnet olan oruç günleri vardır? Farz olan Ramazan ayının oruçları dışında bazı günler’de peygamber efendimiz oruç tutardı. Rasulü Ekrem (aleyhissalatu vesselâm) bazı zamanlarda ibadet ü taata daha çok özen gösterir, diğer vakitlerdekinden daha hassas davranırdı. Hatta  Hz. Aişe (ra) de bu mevzu ile alâkalı olarak şöyle buyurmaktadır: “Allah Rasulü, pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmaya çokça özen gösterirdi.”

Allah Rasulü’nün (asm) hususiyle bu günlerde oruç tutmasının sebebi ise, bu günlerin insanların amellerinin Cenab-ı Hakk’a arz edildiği günler olmasıdır. Peygamberimiz, belirli zamanlarda tutulması emir ve tavsiye edilen oruçlar dışında sürekli olarak her gün oruç tutulmasını uygun görmemiştir. Bu sebeple sünnet orucu hakkında bilgi vermeye çalışacağız inşaallah.

Rasulullah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
„En faziletli oruç Dâvud aleyhisselam’ın tuttuğu oruçtur. Dâvud aleyhisselam bir gün oruç tutar, bir gün tutmazdı.“ Abdullah ibn Ömer, „Ben daha fazlasını tutabilirim.“ Deyince, Peygamber aleyhisselam „Bundan üstünü yoktur.“ buyurmuştur. (Müslim)

Oruç tutulması sünnet olan günler şunlardır :

1) Pazartesi ve Perşembe günleri. Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz, önemli bir olay ortaya çıkmadığı sıkıcı ve üzücü bir durum söz konusu olmadığı takdirde pazartesi ve perşembe günlerini oruçlu geçirir ve bu iki günde oruç tutulmasını tahrik ve teşvikte bulunurdu.Şüphesiz ki Cenab-ı Hak olmuş ve olacak her şeyi bildiği gibi, kullarının kalbinde ve kafasında dolaşan niyet ve düşünceleri de bilir. Ancak o kainatı çok duyarlı bir cihaz gibi işler duruma getirip şaşmayan belli kanunlar koymuş ve her şeyi o kanunlar çerçevesinde yerine oturtarak bir takım kural ve esaslara bağlamıştır. Amellerin pazartesi ve perşembe günleri görevli melekler tarafından O’na arzedilmesi de bi kural olarak belirlenmiş bulunuyor. Artık kıyamete kadar bu kuralın değişmesi veya aksaması düşünülemez. Çünkü Cenab-ı Hakk’ın yanında söz ve hüküm değişmeyeceği gibi, O’nun koyduğu esas ve kurallar da değişmez.

2) Arefe günü. Hac’da olmayanların Zilhicce ayının dokuzuncu gününü oruçla geçirmeleri müstehaptır. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur, „Arefe günü tutulan orucun bundan önce ve sonra birer yıllık günahları örteceği Allah’tan umulur.“ (Ahmed b. Hanbel)

3) Sünnet olan oruç, Muharrem ayının orucu (Aşure) günü ile birlikte dokuzuncu (Tasia) gününün orucudur.Muharrem ayının 9 ve 10`uncu veya 10 ve 11`inci günleri oruç tutmak sünnettir. Bu oruca Aşûra Orucu denir. Hadîs-i şerîf`te: Aşûra orucunun geçmiş yılın günahlarına keffâret olacağı belirtilmiştir. Bu oruç, aşûra günü olan Muharrem`in 10`uncu gününe, öncesinden veya sonrasından bir gün ilâve ile birlikte tutulmalıdır. Çünkü sadece Muharrem`in 10`uncu günü oruç tutmak mekruhtur.

4) Şevvâl ayından altı gün. Ay takvimine göre, Ramazan ayından sonraki ay, Şevval ayıdır. Bu ayda altı gün oruç tutmak müstehaptır.

5) Eyyâm’ül-Bîd (Her ayın onüç, ondört ve onbeş) günleri. Her aydan üç gün oruç tutmak, bunu özellikle her ayın 13, 14 ve 15. günlerinde yapmak müstehap kabul edilmiştir.Kamerî takvim (ay takvimi) hesabına göre bugünlere “eyyam-ı bîd” denir. Peygamberimiz’in özellikle ayın 13, 14 ve 15. günlerinde olmak üzere her ay üç gün oruç tutmayı tavsiye ettiği rivayeti (Müslim, “Sıyâm”, 181-182) yanında Hz. Âişe’nin, Peygamberimiz’in her ay üç gün oruç tuttuğuna dair rivayeti de bulunmaktadır.

6) Şa’bân ayının çoğu. Şaban ayında oruç tutmak müstehap sayılmıştır. Aişe radıyallahu anha şöyle demiştir; „Peygamber aleyhisselam Şaban ayından çok hiç bir ayda oruç tutmazdı, o neredeyse Şaban ayının tamamını oruçla geçirirdi.“ (Müslim, Salât, 176)

Yukarıda belirtilen günlerde oruç tutmanın fazileti ve kişiye kazandıracağı sevaplar konusunda birçok hadis rivayet edilmiştir. Ayrıca yukarıda sayılan vakitler dışında, kerahet olmayan günlerde oruç tutmak ise nâfiledir. Nafilenin mânası, farz ve vâcibden ayrı olarak, hiçbir dinî mükellefiyet olmaksızın, sırf fazilet ve sevab için yapılan ibâdet demektir.

Sünnet sözcüğü bir kişiye nisbet edilince, onun iyi veya kötü, sürekli olarak yapa geldiği davranışlarını kapsar, Hz. Peygamber’in şu hadisinde bu iki zıt anlamı bir arada görmek mümkündür: “Güzel bir yol alana onun sevabı ve kıyamete bu yoldan gidenlerin sevabı vardır. Kim de kötü bir yol açarsa, bu yolun sorumluluğu ve kıyamete kadar bu yoldan gidenlerin sorumluluğu ona aittir”

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt - Aviator oyna