“Mü’minlerin îman yönünden en kemâllisi, ahlâkan en güzeli ve ehline (ana ve babasına, eşine ve çocuklarına ve yakınlarına) yumuşak muâmele ve iyilik edenlerdir.”
IZÂHI
Resûl-i Ekrem bu hadîs-i şeriflerinde, mü’minlerin en yüksek vasıflarını beyan buyurmuşlardır. Filhakika iyi ahlâk kadar yüksek bir fazilet yoktur. Bunun içindir ki, Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerîm’inde,
nazm-ı celîli ile Nebiyy-i Kerîm’inin ulüvv-i şânını beyan buyurmuştur. İnşam Dünyâ ve Âhiret’te huzur ve saâde-te kavuşturan güzel ahlâktır; fertlerin ve cemiyyetlerin huzur ve rahatını kaçıran ve türlü türlü beliyye ve fâcialara sebebiyyet veren, ahlâk faziletinden mahrum insan sûretindeki mahlûklardır. Ferdi ve içtimâi herhangi bir elem verici hâdisenin altında bet tıynet ahlâksız biri vardır.
Nebiyy-i Ekrem, iyi huy cümlesinden olarak, îman balonundan mü’minlerin en yüksek vasıflarından biri de ehline, yâni ana babasına, eşine, çocuklarına ve yakınlarına nfk ve mülâyemetle muâmele ve iyilikte bulunmak olduğunu ifade buyuruyor. Ana babalara, eşe ve evlâda fena muâmelenin doğurduğu elem ve ıstırapları tafsile hâcet yoktur. Hele zamanımızda bu yüzden ıstırap içinde nice âileler vardır. İmdi fert ve cemiyyetlerin huzur ve saadeti için âile ve irfan yuvalarında, iyi ahlâkın telkin ve tamimine son derece ehemmiyet verilmek bir vecîbedir.
