Al-i İmran Suresi Okumanın Fazileti ve Faydaları

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kuranı Kerim’de bulunan ve tazeliğini ve gençliğini gösteren delillerden biri Ali İmran süresinin fazileti ve sırlarıdır. Onun için kişi Ali İmran süresini ve ayetlerini okuduğu zaman kişiye manevi hediyeler verilir. Tabi burda kişinin niçin okuduğu çok önemlidir. Bir ameli işlerken kalpten geçen niyet önemlidir. Yani ona yaklaşım tarzı ve onu yaparken içimizden geçen gaye ve hedef önemlidir. Onun için Ali İmran süresinin okunmasındaki önemi ve yararları şüphesiz ki tartışılamaz.

Kur’ân-ı kerîmin üçüncü sûresi.
Âl-i İmrân sûresi, Medîne-i münevverede nâzil olmuştur (inmiştir). İki yüz âyet-i kerîmedir. Otuz üçüncü âyet-i kerîmede geçen Âl-i İmrân kelimesi sûreye isim olmuştur. Sûrede, Allahü teâlânın birliği, yüce sıfatları bildirilmekte, bütün peygamberler in tasdîk edilmesi emredilmekte, onların hepsinin Allahü teâlânın kulları olduğu, bâzısını inkâr etmenin bâzısını ilah edinmenin yanlışlığı açıklanmakta, müslümanlara, Allahü teâlânın maddî ve mânevî ihsanları hatırlatılarak, bir hikmetten dolayı zaman zaman karşılaştıkları zahmetlere, musîbetlere sabretmeleri tavsiye edilmekte ve daha başka hususlar bildirilmektedir. (İbn-i Abbâs, Kurtubî)

ALİ İMRAN SURESİ NEDEN İNDİRİLMİŞTİR?
Bir rivayete göre Necran hristiyanlarının bir heyeti hakkında nazil olmuştur. Bu heyet Necran emiri (Akib), veziri (Seyyid) ve din adamları (Uskuf) dahil on dört ileri gelen ile birlikte 60 kişiden oluşmuştu. Onlar Rasulullah (s.a.s)’ in yanına geldikleri zaman: “İsa’nın babası kimdir?” diye sordular ve İsa (a.s) hakkında tartıştılar.

Onlardan heyet adına üç kişi konuşuyor ve İsa (a.s) hakkında değişik görüşler ileri sürüyordu.

Bazen: “İsa Allah’tır. Çünkü o ölüleri canlandırmıştır,”

Bazen:”İsa Allah’ın oğludur. Çünkü İsa’nın babası yoktur,

Bazen de: “O üçün üçüncüsüdür. Çünkü Allah (c.c.) Kur’an’da “dedik”, “yaptık” buyuruyor. Eğer Allah tek olsaydı “dedim”, “yaptım” derdi, diyor ve İsa (a.s) hakkında daha bunlara benzer bir çok yalan ve iftirada bulunuyorlardı. Rasulullah (s.a.s) onların bu soru ve iddialarını dinledikten sonra onlara:

“Çocuğun babasına benzediğini bilmiyor musunuz?” dedi. Onlar:

“Evet! Biliyoruz” dediler. Bunun üzerine Rasulullah:

“Bizim Rabbimiz hayy’dır, ölmez. İsa ise yok olmuştur, bilmez misiniz?” dedi. Onlar:

“Evet” dediler. Rasulullah (s.a.s) onlara:

“Rabbimizin herşeye Kaim (gözetici ve kontrol edici) olduğunu, rızık verdiğini ve koruduğunu bilmez misiniz?” dedi. Onlar:

“Evet biliyoruz” dediler. Bunun üzerine Rasulullah:

“İsa bu özelliklere sahip miydi?” diye sordu. Onlar:

“Hayır” diye cevap verdiler. Rasulullah (s.a.s):

“Rabbimiz rahimlerde olanlara istediği gibi şekil verir. O; ne yer ne içer. O’ndan hades (abdesti bozacak şeyler) sadır olmaz.” dedi. Onlar da:

“Evet” dediler. Rasulullah:

“İsa’nın annesi İsa’yı diğer kadınlar gibi karnında taşımış sonra onlar gibi doğurmuş, onlar gibi beslemiştir. Onun yemek yediğini, su içtiğini ve hades giderdiğini bilmez misiniz?” dedi. Onlar:

“Evet bunu da biliyoruz” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s) onlara:

“Öyleyse hali böyle olan bir kimse nasıl sizin iddia ettiğiniz gibi Allah ya da Allah’ın oğlu olabilir?” dedi.

Bu soru karşısında heyetteki herkes sustu ve bu soruya onlardan hiç kimse cevap veremedi.

İşte Allah (c.c) Ali İmran suresinin 80 küsür ayetini bu kimseler ve bu olay hakkında indirmiştir.

Peygamber ile Yemen’in Necran elçileri arasındaki tartışmaya parmak basan rivayetler belirtiyor ki; İsa’nın (selâm üzerine olsun) dünyaya gelişi, annesi Meryem ve Yahya’nın doğumu ile ilgili kıssalar ve bu surede yeralan diğer kıssalar elçilerin etrafa yaymaya çalıştığı şüpheleri etkisiz hale getirmek amacıyla inmiştir.

AL-İ SÛRESİ’NİN FAZİLETİ VE YARARLARI

Hadîs-i şeriflerde buyuruldu ki:

İki beyaz gül bahçesini okuyunuz. Bu bahçeler Bakara ve Al-i îmrân sûreleridir. Bu iki sûre, kıyâmet gününde birer beyaz bulut, birer beyaz mermer kitlesi gibi okuyucularının üzerinde durur, mahşerin şiddetli hararetine karşı gölge yaparak serinliğe vesile olurlar.”

“Kim Al-i Imrân sûresini cuma günü okursa, güneş batmcaya kadar ona Allahü Teâlâ rahmet, melekler de istiğfâr ederler.”

“Allahü Teâlâ’nın ism-i a’zâmı şu iki âyettir: Birincisi Bakara sûresinin 163’üncü âyeti, İkincisi Âl-i İmrân sûresinin başı.”

“Âl-i Imrân’ı okuyan kimseye kıyamet günü Sırat üstünde, okuduğu her bir âyetin karşılığında emniyet verilir.” Abdullah bin Mes’ûd buyurdu ki:

“Âl-i Imrân sûresi; gecenin sonunda kalkıp okuyan yoksul için ne güzel bir hazinedir.”

Abdullah bin Abbâs buyurdu ki:

“Kim Al-i İmrân sûresini okursa zengin olur.”

Kıyâmet gününde Kur’ân-ı kerîm ve onunla amel edenler getirilirler. Kur’ân-ı kerîmin önünde, (en uzun oldukları ve en çok hüküm kendilerinde olduğu için) Bekara ve Âl-i İmrân sûreleri bulunacaktır. Bu iki sûre sanki iki bulut yâhut aralarında bir nûr bulunan iki siyah gölgelik veya sâhiblerini müdâfaa eden (savunan) saf bağlamış uçan iki kuş topluluğu gibi olacaklardır. (Hadîs-i şerîf-Müslim)

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt - Aviator oyna - izle porno