Kur’anı Kerim’de Ödül ile ilgili Ayetler

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Al-i İmran Suresi, 144. ayet okunuşu : Ve mâ muhammedun illâ resûl(resûlun), kad halet min kablihir rusûl(rusûlu), e fein mâte ev kutilenkalebtum alâ a’kâbikum, ve men yenkalib alâ akıbeyhi fe len yadurrallâhe şey’â(şey’en), ve se yeczîllâhuş şâkirîn(şâkirîne).”

Al-i İmran Suresi, 144. ayet: Muhammed, yalnızca bir elçidir. Ondan önce nice elçiler gelip-geçmiştir. Şimdi O ölürse ya da öldürülürse, siz topuklarınız üzerinde gerisin geriye mi döneceksiniz? İki topuğu üzerinde gerisin geri dönen kimse, Allah’a kesinlikle zarar veremez. Allah, şükredenleri pek yakında ödüllendirecektir.


Al-i İmran Suresi, 145. ayet okunuşu : Ve mâ kâne li nefsin en temûte illâ bi iznillâhi kitâben mueccelâ(mueccelen), ve men yurid sevâbed dunyâ nu’tihî minhâ, ve men yurid sevâbel âhirati nu’tihî minhâ, ve se neczîş şâkirîn(şâkirîne).

Al-i İmran Suresi, 145. ayet: Allah’ın izni olmaksızın hiçbir nefis için ölmek yoktur. O, süresi belirtilmiş bir yazıdır. Kim dünyanın yararını (sevabını) isterse ona ondan veririz, kim ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz. Biz şükredenleri pek yakında ödüllendireceğiz.


En’am Suresi, 84. ayet okunuşu : Ve vehebnâ lehû ishâka ve ya’kûb(ya’kûbe), kullen hedeynâ ve nûhâ(nûhan) hedeynâ min kablu ve min zurriyyetihî dâvude ve suleymâne ve eyyûbe ve yûsufe ve mûsâ ve hârûn(hârûne) ve kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne).

En’am Suresi, 84. ayet: Ve ona İshak’ı ve Yakub’u armağan ettik, hepsini hidayete eriştirdik; bundan önce de Nuh’u ve onun soyundan Davud’u, Süleyman’ı, Eyyub’u, Yusuf’u, Musa’yı ve Harun’u hidayete ulaştırdık. Biz, iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz.


Yusuf Suresi, 22. ayet okunuşu : Ve lemmâ belega eşuddehû âteynâhu hukmen ve ilmâ(ilmen), ve kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne).”

Yusuf Suresi, 22. ayet: Erginlik çağına erişince, kendisine hüküm ve ilim verdik. İşte Biz, iyilik yapanları böyle ödüllendiririz.


Nahl Suresi, 31. ayet okunuşu : Cennâtu adnin yedhulûnehâ tecrî min tahtihel enhâru lehum fîhâ mâ yeşâûn(yeşâûne), kezâlike yeczîllâhul muttekîn(muttekîne).

Nahl Suresi, 31. ayet: Adn Cennetleri; ona girerler, onun altından ırmaklar akar, içinde onların her diledikleri şey vardır. İşte Allah, takva sahiplerini böyle ödüllendirir.


Furkan Suresi, 75. ayet okunuşu : Ulâike yuczevnel gurfete bi mâ saberû ve yulekkavne fîhâ tahiyyeten ve selâmâ(selâmen).

Furkan Suresi, 75. ayet: İşte onlar, sabretmelerine karşılık (cennetin en gözde yerinde) odalarla ödüllendirilirler ve orda esenlik dileği ve selamla karşılanırlar.


Kasas Suresi, 14. ayet okunuşu : Ve lemmâ belega eşuddehu vestevâ âteynâhu hukmen ve ilmâ(ilmen), ve kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne).

Kasas Suresi, 14. ayet: O, erginlik çağına ulaşıp olgunlaşınca, ona bir ‘hüküm ve hikmet’ ve ilim verdik. Biz iyilikte bulunanları işte böyle ödüllendiririz.


Rum Suresi, 45. ayet okunuşu : Li yecziyellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti min fadlih(fadlihî), innehu lâ yuhıbbul kâfirîn(kâfirîne).

Rum Suresi, 45. ayet: (Bu, Allah’ın) Kendi fazlından iman edip salih amellerde bulunanları ödüllendirmesi içindir. Şüphesiz O, kafirleri sevmez.


Sebe Suresi, 4. ayet okunuşu : Li yecziyellezîne âmenû ve amilûs sâlihât(sâlihâti), ulâike lehum magfiretun ve rızkun kerîm(kerîmun).

Sebe Suresi, 4. ayet: (Çünkü O) İman edip salih amellerde bulunanları ödüllendirecek. İşte mağfiret ve üstün rızık onlarındır.


Saffat Suresi, 80. ayet okunuşu : İnnâ kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne).

Saffat Suresi, 80. ayet: Gerçekten Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.


Saffat Suresi, 105. ayet okunuşu : Kad saddakter ru’yâ, innâ kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne).

Saffat Suresi, 105. ayet: “Gerçekten sen, rüyayı doğruladın. Şüphesiz Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.”


Saffat Suresi, 110. ayet okunuşu : Kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne).

Saffat Suresi, 110. ayet: Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.


Saffat Suresi, 121. ayet okunuşu : İnnâ kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne).

Saffat Suresi, 121. ayet: Şüphesiz Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.


Saffat Suresi, 131. ayet okunuşu : İnnâ kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne).

Saffat Suresi, 131. ayet: Şüphesiz Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.


Zümer Suresi, 34. ayet okunuşu : Lehum mâ yeşâûne inde rabbihim, zâlike cezâul muhsinîn(muhsinîne).

Zümer Suresi, 34. ayet: Rableri Katında dileyecekleri herşey onlarındır. İşte bu, ihsanda bulunanların ödülüdür.


Necm Suresi, 31. ayet okunuşu : Ve lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardı li yecziyellezîne esâû bimâ amilû ve yeczîyellezîne ahsenû bil husnâ.

Necm Suresi, 31. ayet: Göklerde ve yerde olanlar Allah’ındır; öyle ki, kötülükte bulunanları, yaptıkları dolayısıyla cezalandırır, güzel davranışta bulunanları da daha güzeliyle ödüllendirir.


Kamer Suresi, 35. ayet okunuşu : Ni’meten min indina, kezâlike neczî men şeker(şekere).

Kamer Suresi, 35. ayet: Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte Biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz.


İnsan Suresi, 12. ayet okunuşu : Ve cezâhum bimâ saberû cenneten ve harîrâ(harîren).

İnsan Suresi, 12. ayet: Ve sabretmeleri dolayısıyla cennetle ve ipekle ödüllendirmiştir.


Mürselat Suresi, 44. ayet okunuşu : İnnâ kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne).

Mürselat Suresi, 44. ayet: Elbette Biz, ‘iyi ve güzel’ davrananları işte böyle ödüllendiririz.


Beyyine Suresi, 8. ayet okunuşu : Cezâuhum inde rabbihim cennâtu adnin tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), radıyallâhu anhum ve radû anh(anhu), zâlike li men haşiye rabbeh(rabbehu).

Beyyine Suresi, 8. ayet: Rableri Katında onların ödülleri, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Allah, onlardan razı olmuştur, kendileri de O’ndan razı (hoşnut, memnun) kalmışlardır. İşte bu, Rabbinden ‘içi titreyerek korku duyan kimse’ içindir.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir