A harfi ile başlayan Deyimler ve Anlamları
Ağızda sakız gibi çiğnemek : Bir düşünceyi, bir sözü tekrar edip durmak.
Ağlamaklı olmak : Ağlayacak duruma gelmek.
Ağrımayan başını derde sokmak : Hiç gereği yokken, sıkıntılı ve zor bir işe girmek.
Ağzı bir karış açık kalmak : Çok şaşırıp hayretler içinde kalmak.
Ağzı ile kuş tutsa : Ne kadar çaba gösterse, ne yapsa da anlamında kullanılır.
Ağzı kulaklarına varmak : Çok sevindiği her halinden belli olması, sevincini saklayamamak.
Ağzı pek (sıkı) : Sır saklayan, ketum.
Ağzı sulanmak : Canı çekmek, çok beğenmek.
Ağzı süt kokmak : Çok genç ve tecrübesiz olmak.
Ağzı yanmak : Bir olaydan zarar görmek.
Ağzına bakmak : 1. Birinin sözlerini dinleyip ona göre hareket etmek. 2. Karşısındakinin ne diyeceğini beklemek.
Ağzına bir parmak bal çalmak : Bir kimseyi küçük vaatlerde bulunarak oyalamak.
Ağzına bir şey koymamak : Hiç bir şey yememek.
Ağzına burnuna bulaştırmak : Bir işi beceremeyip iyice bozmak, karıştırmak.
Ağzına kira istemek : Konuşmaya nazlanmak. Konuşması için ısrar edilmesini beklemek.
Ağzında bakla ıslanmak : Sır saklamayı becerememek, boşboğazlık etmek.
Ağzında gevelemek : Söylemek istediğini açıkça ifade etmemek. Bir türlü tam olarak söylememek.
Ağzından baklayı çıkarmak : O zamana kadar söyleyemediği şeyleri öfke veya başka bir sebepten dolayı söylemek.
Ağzından (dudağından) bal akmak (damlamak) : Çok güzel, tatlı, hoşa gidecek şekilde konuşmak.
Ağzından laf (söz) almak (çalmak,kapmak) : Bir kimseyi değişik yollarla ve ustalıkla konuşturup bazı gizli şeyleri öğrenmek.
Ağzından yel (yeller) alsın : Olumsuz, kötü şeylerden bahsedenlere karşı “ağzını hayra aç” anlamında söylenir.
Ağzını aramak (yoklamak) : Birini belli bir konu hakkındaki fikrini öğrenmek için konuşturmaya çalışmak.
Ağzını bıçak açmamak : Kırgınlıktan, üzüntüden ya da herhangi bir sebepten ötürü söz söyleyecek durumda olmamak, konuşmamak.
Ağzını burnunu dağıtmak : Birini kötü bir biçimde dövmek.
Ağzını toplamak : Kişiye, söylemekte olduğu hoşa gitmeyecek sözleri, sövgüleri kesmesi için söylenir.
Ağzının kokusunu çekmek (dinlemek) : Bir kimsenin dayanılmaz, çekilmez tutum ve davranışlarına katlanmak.
Ağzının payını vermek : Sert söz ve davranışlarla karşılık vererek bir kimseyi azarlamak. Hak ettiği cevabı vermek.
Ağzının suyu akmak : Bir şeyi çok beğenip istemek, canı çekmek.
Ağzının tadı bozulmak (kaçmak) : Rahatı kaçmak, huzurunu kaybetmek, bir kimsenin kurulu düzeninin bozulması.
Ağzının tadını bilmek : 1. Bir şeyin güzelini, iyisini bilmek, zevk sahibi olmak. 2. Güzel yemeklerden anlamak.
Ah (ahını) almak : Beddua almak.
Ahkam kesmek (yürütmek) : Çekinmeden kesin yargılarda bulunmak.
Akan sular durmak : Artık itiraz edilebilecek bir tarafı kalmamak.
Akıl etmek : Bir konuda önlem veya çareyi vaktinde düşünüp yapmak.
Akıl hocası : 1 Etrafındakilere akıl veren, yol gösteren kimse. 2. Ukala, herşeyi bildiğini zanneden kimse.
Akıl karı olmamak : Yapılan işin akla, mantığa uymayacak şekilde tutarsız olması.
Akıl öğretmek (vermek) : Bir kimseye nasıl davranacağını ,ne yapacağını söylemek, yol göstermek.
Akıl sır erdirmemek : Bir işin asıl özelliğini ve varsa gizli taraflarını anlayamamak. Sırrını çözememek.
Akıntıya (karşı) kürek çekmek : Olmayacak, gerçekleşmeyecek bir iş uğruna boşuna çaba sarf etmek.
Akla karayı seçmek : Bir işi yapıncaya kadar çok yorulmak, çok zahmet çekmek, çok uğraşmak.
Aklı başında : Her zaman doğru hareket eden, davranışları akla uygun olan.
Aklı başından gitmek : Sevinçten veya korkudan ne yapacağını düşünememek, şaşırmak.
Aklı ermek : 1. Bir şeyi kavrayabilmek, anlamak 2. Yaşça büyümek veya olgunlaşmak.
Aklı kesmek (yatmak) : Bir şeyin olabileceğine inanmak, gerçekleşmesini mümkün görmek.
Aklı esmek : Daha önce düşünmediği bir şeyi yapmaya birden karar vermek. Anlık karar vermek. Heveslenmek.
Aklından zoru olmak : Delice, çılgınca davranışlarda bulunmak.
Aklını başına almak (toplamak,devşirmek) : Düşünmeden, delice yaptığı hareketlerden vazgeçip, normal davranmak.
Aklını başından almak : 1.Birini güzelliği, çekiciliği veya zekası ile hayran bırakmak. 2. Birini ani bir davranışla korkutmak, düşünemez bir duruma getirmek, şaşırtmak.
Aklını kaçırmak (kaybetmek, oynatmak) : Deli gibi olmak, çıldırmak.
Aklını peynir ekmekle yemek : Akılsızca, delice, çılgınca, tutarsız işler yapmak.
Akşamdan kalma (kalmış) : Gece içtiği içkinin sersemliğini, mahmurluğu üstünden atamamış olan kimse.