At ile ilgili Başlayan Atasözleri ve Anlamları

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

At kelimesi ile ilgili atasözleri hangileridir? veya at cümlesi olan atasözleri nelerdir? Açıklaması ve anlamlarıyla beraber atasözünü derledik.

At adımına göre değil, adamına göre yürür.
Atın yürüyüşü binicisinin yöntemine bağlı olduğu gibi, bir işin verimliliğide iş başındakinin bilgisine, gayretine, tutumuna göre değişir.


At alırsan yazın, deve alırsan güzün, avrat alırsan gezin ha gezin.
Herşeyi yerli zamanında almak kişilerin sıkıntı çekmesini engeller. Olmadık zamanlarda olmadık şeyler alarak önümüzdeki günlerde sıkıntı çekmemeli, aldığımız işimize yarayan şeyinde kıymetini bilerek onu doğru zamanda kullanmalıyız.

At binenin (iş bilenin), kılıç kuşananın.
Herşey, onu gereği gibi kullanmasını, ondan yararlanmasını bilen kimseye yakışır. İş, ehli olan kimsenin hakkıdır. Onu ehli olmayana vermek zulümdür, haksızlıktır. Kendisinden yararlanılan şey kimin elindeyse onun sayılır; başkasının malı olsada.

At binicisini tanır (bilir).
İnsan emir verme yetkisini taşıyan kimsenin huyunu, alışkanlıklarını ve işe ne kadar vakıf olduğunu bilir. İşçide, yöneticisinin işten anlayıp anlamadığını bilir ve çalışmalarını ona göre yürütür.

At bir dizginde, öküz bir çizide belli olur.
Soylu kimseler yaptıkları işlerde hemen belli olurlar, kendini bilmezler, işine kadir olmayanlarda bu şekilde. Dünyada işini hakkıyla yapan ve yapabilecek tüm varlıklar ilk işini icra ettiğinde hemen anlaşılır, duruma yol çizerler.

At görmediysen, bokundan da mı atlamadın?
Kişiler bir konuya aşina değilse, o konuda çözüm üretmek için gerekli ipuçlarını da bulamıyorsa erdemli değildir. Bir işin nasıl yürüdüğünü anlamasak bile en uygun noktalarından başlayarak kendimize yol çizebilir, ipuçlarından yola çıkarak bu işi hakkıyla bitirebiliriz.

At ile avrat yiğidin ikbalindendir.
At ve kadın yiğit insanların dünya halinde sahip olacakları en önemli değerlerdir. Günümüz şartlarında iş ve eşde bu şekildedir. Erdemli insanların doğru yolda ilerlemesini dünyada seçtiği doğru iş ve doğru eş sağlar.

At karnından, yiğit burnundan bellidir.
Görünen şeyler çoğu zaman klavuz istemez. Gözle açıkça görünür olan şeyler için farklı konular düşünmemeli, farklı olaylara yormamalıyız.

At olacak tay yürüyüşünden belli olur.
“Adam olacak çocuk bokundan belli olur” atasözümüz ile aynı anlamı taşıyan bir niteliktedir. Çocuğun büyüyünce ne olacağını, küçükken yaptığı tavırları, davranışları, hal ve hareketleri ile kolayca anlarız.

At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır.
Her canlı birgün ölür. Ancak yaşayışına bağlı bir takım izler sürüp gider. At ölmekle birlikte onun koştuğu meydanın kalması, insan ölmekle birlikte adının anılması gibi. Atın ölümü koştuğu meydanları unutturmadığı gibi, insanın ölümüde yaptığı yararlı işleri unutturmaz. Kimi insanlar dünya durdukça silinmeyecek izler bırakırlar. Onun için kişi yaşarken iyi işler yapmalı, iyi bir ad bırakmaya çalışmalıdır.

At ölür, itlere bayram olur.
Fazilet sahibi birinin ölümü yada görevden ayrılması, kimi zaman, aşağılık kimselerin işine yarar.

At sahibine (binicisine) göre kişner.
Birinin yönetimi altında çalışan kişi, tutumunu yöneticisinin durumuna göre ayarlar. Bazı yöneticiler kadir kıymet bilmediği, bazılarıda – benim yerimi alır diye – kıskandıkları için, memur ve çalışanlarının şevkini kırarlar. Onlarda göze batmamak için geriden gelmeyi tercih ederler. İnsan kıymetini bilen üstelik işten iyi anlayan bir yönetici, yönetimi altındakilerden azami verimi alır.

At ver hasım ol, kız ver hısım ol.
Kişiler mallarını çevresindeki kişilere ödünç verirken sonunu düşünmezler, karşısındakine güvenirler. Bir malınızı ödünç isteyen bir arkadaşınıza verirsiniz ancak emanet verdiğiniz mal tek parça halinde gelmez, sonucunda o kişiyle atışır, gerekirse kavga edersiniz ve düşman olmanıza neden olur. Bir aileye kız vermek ise onlarla akraba olmanıza, çevrenizin genişlemesine sebep olur. Hele birde soylu ve güçlü bir aile ise! Buradaki hasım düşman, hısım ise akraba demektir.

At yedi günde, it yediği günde unutur.
Bu atasözümüzdeki it, aslında köpek anlamında değil, kötü bir anlamda kullanılmıştır. Nice insanlar verileni asla unutmazlar, bunu her zaman dile getirir, her zaman hatırlar ve karşısındakinin birgün ihtiyacı olduğunda karşılığını çekinmeden verirler. Kimi insanlar vardır, beslersiniz, bakarsınız, ayırmazsınız ama sırtınızı döndüğünüz anda sizi vurur.

At yiğidin yoldaşıdır.
İnsanın yol arkadaşı onun binitidir. İnsan, sahip olduğu binite gerekli özeni göstermeli, ona gözü gibi bakmalıdır. Biniti atsa onu iyi beslemeli, ona eziyet etmemelidir. Motorlu araçlarınızı da temiz tutmalı, onları hor kullanmamalıyız.

At, avrat ömrü uzatır.
Eksi dönemlerde erdemli insanların iyi bir ata ve iyi birde kadına sahip olması mükemmel olan iki şeydi. İyi bir at yolda bırakmaz, işimiz eksik kalmaz, iyi bir kadın ise bizim kötü yola sürüklenmemize engel olarak hayatta kalmamızı sağlar, sorumluluk ifade eder. Böylece erkeğin ömrü uzar, sıkıntıları azalır. Şimdiki döneme uygulayacak olursak; iyi bir iş ve iyi bir kadın, erkeğin ömrünü uzatır.

Ata binmek bir ayıp, (attan) inmek iki ayıp (bin ayıp).
Kişiler yapamayacakları bir işe başlamamalıdır. Başladıklarında ise bu işi yarım bırakmak, başlamak gibi bir hatanın getirdiği ayıptan çok daha fazladır. Kişiliklerine, karakterlerine ve erdemlerine zarar vermek istemeyen insanlar bilmekdikleri işe bulaşmaz, bulaşsa bile layıkı ile yerine getirir.

Ata eğer gerek, eğere er gerek.
Bir işletmeyi önce donatmalısınız; sonrada iyi bir yöneticiye teslim etmelisiniz ki istediğiniz verimi alabilesiniz. Üretimin yüz güldürebilmesi, teknolojonin gerektirdiği yeni makina ve gereçleri işletmeye almaya ve işin başına ehil olan kimseleri geçirmeye bağlıdır.

Ata et, ite ot verilmez.
Gereken şeyler gereken yerlere verilmelidir. Hiç olmadık yerlere hiç olmadık şeyler eklenmez, verilmez yada koyulmaz. Aksi takdirde sonuç sürekli başarısız olacaktır.

Aç (arık) at yol almaz, aç (arık) it av olmaz.
İnsandan verim almak ve işini tam olarak yerine getirmesi isteniyorsa, onun ihtiyaçları mutlaka yerine getirilmelidir. Karnı aç olan kimse iş yapamaz.

Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır.
Görgüsüz kimse tesadüfen layık olmadığı bir imkana kavuşsa, bu durum kendisinin hakkı imiş gibi davranır, aptalca böbürlenir. Tesadüfen elde edilen makam ve mevkiler, bunları elde eden kimse için bir şımarma ve böbürlenme vesilesi olur.

Beleş atın dişine (yaşına, yularına, dizginine) bakılmaz.
İnsan, para vererek aldığı şeyi her yönüyle inceler, araştırır. Bu onun hakkıdır da. Ancak para verilmeden gelen şey, eksiği, kusuru olsada hoş karşılanır. Çünkü birşeyde kusur aramak insana yakışıksız gelir.

Bir ahırda atda bulunur, eşekde.
İnsanlar toplu olarak yaşayan varlıklardır. İnsanlarda farklı yaratılmışlardır. İnsan vardı iyi, dürüst, çalışan; insan vardır kötü, tembel ve çıkarcı. Bundan dolayı bir yerde her çeşit insan bulunur.

Bir sürçen atın başı kesilmez.
Bir kimse hakkında sağlam bir kanaat edinmek uzun süre ister. Şimdiye kadar sizi memnun etmiş olan kimse bir kez yanlış bir iş yapmışsa onun için eskiden edindiğimiz kanaati hemen değiştirmeyi ve kendisine ağır bir ceza vermeyiz. Yanılmak ve hata etmek insana özgü birşeydir. Bunu unutmamalıyız.

Boş torba ile at tutulmaz (boş torbaya eşek gelmez).
İnsanları bir işte tutabilmek için hak ettikleri karşılık mutlaka verilmelidir. Menfaat göstermezseniz bir kimseyi bir yere bağlayamazsınız. / İnsan, bedel ödemeden amacına ulaşmaz. Fedakarlıkta bulunmadan istediğiniz şeyi elde edemezsiniz.

Canı yanan eşek attan yürük olur (canı acıyan eşek atı geçer).
İnsanın canı gerçekten yanarsa, gücünün üstündeki şeyleri bile başarır. Bir durumdan canı yanmış olan kimse, o durumun bir daha gelmemesi için elinden gelen çabayı harcar ve gücü yetmez sanılan işleri bile başarır.

Dokuz at bir kazığa bağlanmaz.
Bir işin başına, tanınmış kişiliği bulanan birçok kimse birden getirilmemelidir. Çünkü anlaşamazlar; birbirlerine saldırırlar. / Birçok azılı kimse, zayıf bir güvenlik önlemi ile zaptedilemez.

Dost dostun eğerlenmiş atıdır.
Gerçek dost, arkadaşının sıkışık zamanında yardımına koşmaya, onun için her zorluğu göğüslemeye hazır durumdadır.

Eğreti ata (el atına) binen tez iner.
Geçici olarak başkasının malını ve yetkisi kullanan kimse, çok geçmeden bu mal ve yetkiyi asıl sahibine bırakmak zorunda kalır. Emanet olarak bize verilen güç ve imkanlara hiçbir zaman güvenmemeliyiz.

Hızlı koşan (giden) atın boku seyrek düşer (olur).
Konunun ehli olduğunu sanan çoğu insan, elindeki işi hızlı bir biçimde yapmak ister. Hızlı işin olması, onların daha büyük getiri ile karşılaşacağı anlamına gelmez. Burada atasözümüz ile ilgili bir bağlantı kurarak anlatma yaparsak; at dışkı işini rahat yapabilmek için sabit durmalıdır. Bu onun için olması gereken bir eylem olduğu gibi hayati bir önemdir de. Fakat hızlı koşarken bu kararlı eylemi gerçekleştirme sorunu çeker. Bir işi yapmaya çalışırken diğerini yapamaz. Sonuç olarak işimizi hızlı yapıyoruz derken, farklı bir işimizi aksat yapabilir, daha büyük sorunlara yol açabiliriz.

Irmaktan geçerken at değiştirilmez.
Bir işin can alıcı yerine gelindiğinde esas üzerinde değişiklikler yapmak doğru değildir. Bir yöntemden başka bir yönteme geçerken tehlikeli davranışlardan sakınmak gerekir.

İki at bir kazığa bağlanmaz.
Başına buyruk olmak isteyen iki kişi, aynı iş üzerinde birlikte çalıştırılamaz; aralarında anlaşmazlık çıkar, kavga ederler.

İyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir.
İyilik, karşılık beklemeden yapılmalıdır. İyilik ettiğin kimse senden iyilik gördüğünü bilmese de Allah iyilik yaptığını bilir ve seni ya bu dünyada yada öteki dünyada mutlaka ödüllendirir. Halis niyetle yapılan hiçbir iş karşılıksız kalmaz.

Katıra “baban kim?” demişler, “dayım attır” demiş.
Bazı yönlerden yetersiz ve kusurlu olan kimseler, bu yönlerini örtmek için olmadık yollara başvururlar. Bunun gibi, aşağılık duygusu içinde bulunan kimse, kendisini olduğu gibi göstermeye utanır. Bu tür insanlar kötü yönlerini gizler, sadece iyi yönleri ile övünürler.

Kır atın (koca öküzün) yanında duran ya huyundan ya suyundan.
İnsan hem etkilenen hemde etkileyen bir varlıktır. Öte yandan insanın ne olduğu çevresinden anlaşılır. İnsan kiminle arkadaşlık ederse ondan etkilenir, huy kapar.

Köpeğe gem vurma kendisini at sanır.
Kendisine değerliymiş gibi davranılan değersiz kimse, bu davranışımıza bakarak, kendinde bir değer varmış kanaatine varır, öyle davranmaya başlar.

Küheylan at, çul içinde de bellidir.
İçinde cevher bulunan insan, kılık kıyafeti eski, dökük olsa da değerinden birşey kaybetmez.

Ortak atın beli sakat olur.
İnsan, kendi malı olmayan şeyleri hor kullanır. Ortaklaşa kullanılan bir mal, ortaklardan her biri ondan daha çok yararlanmayı düşüneceğinden çabuk yıpranır, kullanılamaz hale gelir.

Sen ağa ben ağa, bu ineği (öküzü) kim sağa (sen dede ben dede, bu atı kim tımar ede).
Herkes kendisini emir verme konumunda görür, iş yapmakla yükümlü saymazsa ortada işi yapacak kimse bulunmaz.

Yavaş (yumuşak huylu) atın çiftesi (tekmesi) pek olur.
Sabırlı ve yumuşak huylu insanlar pek kolay kızmazlar. Ama kızdıkları zaman kendilerinden beklenmedik sert tepkilerde bulunurlar.

Yavaş (yumuşak) huylu atın çiftesi pek (yavuz) olur.
Yumuşak, uysal kimselerin kızması korkunç olur. İnsan, bir yere kadar sabır ve uysallık gösterir. Tahammül sınırını zorlayan her olay karşısında insanlar tepki gösterirler. Özellikle uysal kimselerin böyle durumlardaki davranışlar, aşırı bir öfkenin patlaması biçiminde ortaya çıkar. Herşeye kızan kimse ise, bu derecede öfkelenmez.

Yavuz (yürük) at, yemini (yavuz it ününü) kendi artırır.
Görevini başarıyla yürüten kimse, bunun karşılığını bugün alamıyorsa bile birgün mutlaka çalışkanlığının mükafatını görür. Kıymeti bilinip ödüllendirilince de görevini daha büyük bir çaba ile yapar. Kendisine verilen işi hakkıyla yapan kişi, bunun karşılığını mutlaka alır; gücü daha çok artar.

Yoksul ala ata binse selam durmaz.
Sonradan görme erdemsiz kişiler, bir varlığa kavuşursa herkese tepeden bakmaya başlar, selam bile vermez. Ne eskisi kadar samimi olur, nede dertlerine deva. Bu sebeple bu gibi insanlardan uzak durmalı, varlık gördükten sonra değişebilecek kişilere karşı samimi olmamalıyız.

Yularsız ata binilmez.
Herşey bir kurala bağlı olursa işler yolunda gider. Bir kurala ve disipline bağlı olmayan işin başına geçmek doğru değildir.

Yürük at yemini kendi arttırır.
Görevini başarıyla yürüten kimse, bunun karşılığını bugün alamıyorsa bile birgün mutlaka çalışkanlığının mükafatını görür. Kıymeti bilinip ödüllendirilince de görevini daha büyük bir çaba ile yapar.

Yürük ata kamçı değmez.
İşini dürüst yapan, gücü yettiği kadar çalışan ve onu yeterlikle yapan kişiyi sıkıştırmak gerekmez.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir