B HARFİ İLE BAŞLAYAN DEYİMLER
Baş (yüz) göstermek :
Ortaya çıkma, meydana çıkmak.
Baş göz etmek :
Evlendirmek, aile sahibi yapmak.
Başkaldırmak :
İsyan etmek, karşı gelmek.
Baş koymak :
Bir amaç uğruna ölümü göze almak, kendini adamak.
Başsağlığı dilemek :
Yakınını kaybeden birine onu teselli edecek, acısını azaltacak sözler söylemek.
Baş tacı etmek (başta taşımak) :
Birine çok değer vermek, Üstün saygı göstermek.
Başvurmak :
Yapılmasını istediğimiz bir iş için ilgili kuruma müracaat etmek.
Başa çıkmak :
Üstesinden gelmek, gücü yetmek.
Başa (başına) kakmak (vurmak) :
Yaptığı iyiliği sık sık birinin yüzüne söyleyerek onu incitmek, üzmek.
Başı (kafası) kazan gibi olmak :
Gürültüden dolayı başında uğultulu bir sersemlik hissetmek, kafası şişmek.
Başı ağrımak :
1. Yaptığı bir işin ters gitmesi sonucu suçlu duruma düşmek. 2. Sorunu olduğu için üzüntü ve sıkıntı içinde olmak.
Başı altından çıkmak :
Kötü bir şeyin, başka birinin tasarlaması ve yönlendirmesiyle yapılması.
Başı bacadan aşmak (çıkmak) :
Evlilik vaktinin geçmiş olması.
Başı bağlı olmak :
Sözlü, nişanlı veya evli olmak.Secdem.net
Başıboş bırakmak :
Birinin üzerindeki denetim ve gözetimi kaldırmak, kendi haline bırakmak.
Başı dara düşmek (darda olmak) :
Maddi sıkıntı içinde olmak.
Başı dumanlı :
1. Aşık olduğu veya içtiği içkiden dolayı sarhoş olmak. 2. Doruğunu sis kaplamış dağ.
Başı kalabalık (olmak) :
Yanında çok insan olduğu için herhangi bir konuda konuşamayacak durumda olmak.
Başı sıkılmak (sıkışmak) :
Para veya başka bir konuda zor durumda olmak, bunalmak.
Başımla beraber :
Memnuniyetle, seve seve.
Başına buyruk :
Kendi bildiği gibi hareket eden, istediğini yapan.
Başına çalmak :
Bir şeyi sert bir tavırla, öfkeyle birine vermek veya verileni red etmek.
Başına çorap örmek :
Birini kötü bir duruma düşürmek için gizliden gizliye uğraşmak.
Başına devlet kuşu konmak :
Beklemediği büyük bir servete, mevkiye kavuşmak. Ummadığı bir fırsat yakalamak.
Başına ekşimek :
Sık sık birinin yanına giderek o kişinin canını sıkmak, rahatsız etmek.
Başına vurmak :
Türlü nedenlerle başı ağrımak, ne yaptığını bilemez duruma düşmek.
Başına yıkmak :
Birine, içinden çıkılması zor bir işi yüklemek, musallat etmek.
Başında kavak yeli (yelleri) esmek :
Gerçekleşmesi zor olan şeyleri hayal ederek vakit geçirmek. Sorumluluk duygusundan uzak, zevk, eğlence ve olmayacak düşünceler peşinde koşmak.
Başından aşağı kaynar su (sular) dökülmek :
Utandırıcı, sıkıcı bir durum karşısında vücudunu ter basmak, üzülmek.
Başından atmak (savmak) :
1. Zor bir işi yapmanın ya da başkasına yüklemenin yolunu bulmak. 2. Bir istekle gelen birini, bir bahaneyle uzaklaştırmak.
Başından büyük halt etmek (yemek) :
Gücünün üstünde, beceremeyeceği bir işe başlayıp sonunda kötü duruma düşmek.
Başından geçmek :
Daha önce aynı veya benzeri olayları yaşamış olmak.
Başından nikah geçmek :
Daha önce evlenmiş olmak.
Başını alıp gitmek (kaçmak) :
Çevresindeki kişilerle iletişimini kesip, kimseye danışmadan, söylemeden bulunduğu yerden gitmek.
Başını bağlamak :
Kişiyi söz, nişan veya nikah yoluyla birisiyle birleştirmek.
Başını dinlemek :
Sessiz sakin gürültüden uzak bir yerde huzur içinde vakit geçirmek.
Başını ezmek :
Bir daha kötülük yapamayacağı duruma getirmek.
Başını sokacak bir yer aramak :
Geçici olarak barınabileceği bir yer aramak.
Başını taştan taşa vurmak (taşlara çarpmak) :
Bir fırsatı kaçırdığı için çok üzülerek dövünmek, pişman olmak.
Başını yemek :
Birisinin büyük zarar görmesine ya da ölmesine neden olmak.
Başının etini yemek :
Birinden, rahatsız edercesine, sürekli bir şey isteyip durmak.
Baştan çıkarmak :
Doğru yoldan saptırmak, ahlakını bozmak, azdırmak.Secdem.net
Baştan savma :
Özen göstermeden, gelişigüzel, üstünkörü.
Bayrak açmak :
1.Bir amaç,dava yolunda toplanmaya çağırmak. 2. Gönüllü asker toplamaya girişmek. 3. Edepsizce bağırıp, hırçınlık etmek.
Bel bağlamak :
Bir kişiden veya bir olaydan fayda umarak, ona inanmak.