Boca etmek :
Dökmek, boşaltmak.Secdem.net
Boğaz (gırtlak) derdi :
1.Yemek pişirme, hazırlama sıkıntısı. 2. Geçinme kaygısı
Boğaz kavgası :
Geçimini sağlamak için verilen uğraş.
Boğazına (gırtlağına) basmak (sarılmak) :
Birine bir şey yaptırmak için kaba kuvvete başvurmak. Boğmak ister gibi üstüne yürümek.
Boğazına dizilmek :
Üzüntü, kuşku, iştahsızlık nedeniyle yemek yiyememek, boğazından geçmemek.
Boğazına düşkün :
Yemeyi içmeyi çok seven, devamlı bir şeyler yemek isteyen, güzel yemeklere düşkün kimse.
Boğazından kesmek :
Para biriktirebilmek için yeme içmesinden kısmak.
Boğazını (gırtlağını) yırtmak :
Olanca gücüyle bağırmak.
Bol keseden :
Ölçüsüz olarak, gereğinden fazla, hesapsızca, hemen yerine getirilmesi zor olan.
Bombası patlamak :
Gizli bir olay, haber, iş ortaya çıkmak.
Borazancıbaşı olmak :
Yapabileceğine aklı kesmek.
Borç (ödev) bilmek (saymak) :
Bir şeyi yapmayı kendine görev bilmek.
Borç gırtlağa çıkmak (gırtlakta olmak) :
Kolay kolay altından kalkamayacağı kadar borcu olmak.
Borç harç (etmek) :
Borç alarak veya benzeri yollara başvurarak (istediğini almak).
Borusunu çalmak :
Birisine hoş görünmek için onun fikir ve davranışlarına taraf görünmek.
Bostan korkuluğu :
1. Kuşları ve diğer yabani hayvanları ürkütmek için tarlalara dikilen kukla, insan benzeri nesne. 2. Yetkili olduğu halde sözü geçmeyen, göstermelik, güçsüz yetkili.
Boş atıp dolu tutmak (vurmak) :
Umutsuzca girişilen bir işte başarılı olmak, talihli olmak.
Boş düşmek :
Dini nikaha göre, karının kocasından boşanmış sayılmasını gerektiren bir durum doğmak, bir kadının eşinden boşanması.
Boş gezenin boş (baş) kalfası :
İşsiz güçsüz, aylak aylak dolaşan kimse.
Boş vermek :
Önem vermemek, aldırmamak, ilgisiz kalmak.
Boşa koydum dolmadı, doluya koydum almadı (Boşa koysak dolmaz, doluya koysak almaz) : Bu konu üzerinde çok düşündüm ama bir çözüm yolu bulamadım.
Boşa kürek çekmek (sallamak) :
Boş yere çaba harcamak.