Bulut Hava ve Yağmur İle İlgili Atasözleri ve Anlamları

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bulut Hava ve Yağmur ile ilgili Deyimler hangileridir? İçinde ve anlamında bulut hava ve yağmur kelimesi olan Deyimler nelerdir? Açıklaması ve anlamlarıyla beraber deyimleri derledik. Secdem.net

  • Havale gelmek
    1) postane veya banka yoluyla para gelmek; 2) gebe ve çocuklara çoğu zaman bayılma, yüksek ateşle beraber çırpınma krizleri gelmek.
  • Havalara uçmak
    çok sevinmek: “buna pek sevinmişti, oğlum memur oldu diye havalara uçuyordu.” -e. Bener.
  • Havadan nem kapmak
    en küçük bir şeyden alınmak, çok alıngan olmak: “burası, bir loca meydanı gibi, havadan nem kapmaya alışık bir çevreydi.” -a. N. Karacan.
  • Havada kalmak
    1) yerden yüksekte bulunmak: masanın bir ayağı kısa olduğundan havada kalıyor. 2) mec. sonuca ulaşmamak: “yine de bir öğretmenin iyi niyetinin, ilgisinin böyle havada kalışından acı duydu.” -a. Ağaoğlu. 3) mec. bir iddia dayanaksız olduğundan kanıtlanmamak.
  • Hava patlamak
    fırtına çıkmak: “hava patlamışken, dalgalarla yumruk yumruğa boğuşan bir adamın yazgısını paylaştın mı?” -z. Selimoğlu.
  • Hava kararmak
    1) güneşin batmasıyla ortalık kararmak: “hava iyice kararmış, caddenin bütün elektrikleri yanmıştı.” -p. Safa. 2) gökyüzü iyice bulutlanmak.
  • Hava kapanmak
    gökyüzü bulutlarla örtülmek.
  • Hava kaçırmak
    1) nesneler için içindeki havayı tutamayıp dışarıya vermek; 2) yellenmek.
  • Hava iyi esmek
    ortamla ilgili her türlü şart uygun durumda olmak.
  • Hava fena esmek
    ortamla ilgili her türlü şart kötü durumda olmak.
  • Hava değiştirmek
    iklimi değişik bir yere gidip bir süre oturmak: “hekimleri seniha’ya biraz yer ve hava değiştirmeyi, biraz kırlarda ve denizlerde gezip eğlenmeyi tavsiye ettiler.” -y. K. Karaosmanoğlu.
  • Hava çarpmak
    iklim ve rüzgâr olumsuz etkilemek.
  • Hava bulanmak
    yağmur yağacak duruma gelmek.
  • Dünyayı ben yarattım havasında olmak
    çevresinde güçlü olduğu düşüncesini oluşturmak: “o da oğlanın, dünyayı ben yarattım havalarındaki tavrından rahatsız olmuştu.” -a. Ümit.
  • (birinin) havası olmak
    bir kimsenin albenisi veya cana yakınlığı olmak.
  • (birine göre) hava hoş
    “bir şeyin olmasıyla olmaması arasında fark yok” anlamında kullanılan bir söz.
  • (birinde birinin) havası olmak
    o kimseye benzemek, o kimseyi hatırlatmak: onda babasının havası var.
  • (biri) hava almak
    1) açık havada gezmek: “biraz hava almak için niye hürriyet tepesine kadar bir gezinti yapmasınlar?” -a. Gündüz. 2) argo umduğunu bulamamak, hiçbir şey kazanmamak; 3) ferahlamak, açılmak, hoş vakit geçirmek: “hava alalım diye beni bir akşam bir yazlık bahçeye götürdüler.” -b. Felek.
  • (bir yerin, bir şeyin) havasını teneffüs etmek
    1) içinde hissetmek; 2) ortamı yaşamak: “orada insanlığın, faziletin, sevginin havasını teneffüs edeceğiz.” -o. S. Orhon.
  • (bir şey) hava almak
    içine hava girmek.
  • (bir işi birinin) sütüne havale etmek
    işi, beklenen biçimde yapmasını o kişinin vicdanına bırakmak.
  • Bayram havası esmek
    ortam neşeli, sevinçli bir duruma gelmek: “ziyaret günleri hapishanelerde bir bayram havası eser.” -p. Safa.
  • Aklı bir (beş) karış yukarıda (havada) olmak
    değişik sebeplerden dolayı dengeli düşünemez durumda olmak.
  • Ağzını havaya (poyraza) açmak
    alay umduğunu elde edememek.
  • Gözleri buğulanmak (bulutlanmak)
    gözleri yaşararak çevreyi bulanık görmek.
  • Buluttan nem kapmak
    en küçük bir şeyden alınmak, çok alıngan olmak: “biraz gariptir ki buluttan nem kapan o zamanki sansür bu cinayetler ve tesadüflerden ahkâm çıkararak hafiyelik etmezdi.” -a. Ş. Hisar. “ihtiyatlı ol, bunlar tilkidir, rüzgârdan nem kapar; elden kaçırmayalım.” -a. İlhan.
  • Bulut olmak
    çok sarhoş olmak: “meyhaneli köylerin her birinde üçer beşer çekmiş, bulut olmuştur.” -o. C. Kaygılı.
  • Bulut gibi
    çok sarhoş.
  • Yüzüne tükürseler yağmur yağıyor sanır
    çok arsız ve onursuz kimseler için kullanılan bir söz.
    Bulut ile ilgili deyimler
  • Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak
    güç bir durumdan kurtulayım derken daha kötüsüyle karşılaşmak.
  • Yağmur yemek
    yağmurda iyice ıslanmak, sırılsıklam olmak: “ben önde, nezir arkada, çamurlu yoldan, yağmur yiye yiye elimdeki pilli fenerin ışığında yürüyoruz.” -r. H. Karay.
  • Yağmur yağarken küpünü doldurmak
    fırsat varken ondan yararlanıp para veya mal edinmek.
  • Yağmur olsa kimsenin tarlasına düşmez (yağmaz)
    elinden geldiği hâlde kimseye iyilik etmeyenler için kullanılan bir söz.
  • Yağmur boşanmak
    birdenbire çok yağmur yağmak.
  • (birini veya bir şeyi) kurşun yağmuruna tutmak
    çok sayıda ve sürekli kurşun atmak.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt - Aviator oyna - izle porno