İş ile ilgili Başlayan Atasözleri ve Anlamları

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İşle ile ilgili Atasözü ve Anlamları nedir? İş kelimesi ile ilgili atasözleri hangileridir? İş cümlesi olan atasözleri nelerdir?

İŞLER İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ VE ANLAMLAR
İş insanın aynasıdır.
İnsanın yapıp ettikleri, onun dünyaya bakış açısını, yeteneklerini ortaya koyar. Bir kimsenin nasıl bir kişi olduğunu anlamak istersek yaptığı işlere bakmamız yeterlidir. Bu işin niteliği, o kişinin yeteneğini, tutumunu belli eder.

İş olacağına varır.
Bir iş, şartlar neyi gerektiriyorsa o yönde gelişir; ne olacaksa o olur. İnsanlar, olup biten üzerinde az çok etkili olmakla birlikte, bunların sonuçları üzerinde etkili olamazlar. Bundan dolayı işlerin şu yada bu şekilde yürümemekte olmasına boş yere üzülmemeli, elden gelen gayret sarfedildikten sonra Allah’a güvenmelidir.

İşine hor bakan (sanatını hor gören) boynuna torba takar.
İnsan mesleğini, yaptığı işi sevmelidir. Kişinin elindeki nimetleri küçümsemesi doğru değildir. Böyle bir değerlendirme insanın çalışma şevkini kırar, moralini bozar. İşini küçümsediği için çalışmayan kimse para kazanamaz. Para kazanamayan sonu ise dilenciliktir.

İşten artmaz, dişten artar.
İnsan ne kadar çalışıp para kazanırsa kazansın, tutumlu olmadığı ve harcamalarına bir sınır getirmediği sürece birşey arttıramaz. Para, kazanmakla değil, tutumla artar.

Pişmiş aşa su katan, işi bozan kişiyi tanımlar.
Olmuş ve bitmiş bir olayın üstüne hiçbir kendini bilen, kendine yeten insan bir daha düşmez. Zaten olaylar peşinsıra çözülmüştür. Ancak onu kurcalayan ve o olayı irdeleyen densiz insanlar ise işi bozarlar, ortalığı karıştırırlar. Bu olaydan zararlı çıkmış insanların yaralarına yeniden tuz basarlar.

Sabreyle işine hayır gelsin başına.
Bir işi yaparken acele edilmez, sabredilirse hayırlı bir sonuca varılır. “Acele şeytandan teenni (düşünceli, yavaş hareket etme) Rahman’dandır” denilmiştir.

Sen işlersen mal işler, insan öyle genişler.
İnsan bir işi bitirince başka bir işe girişmeli, sürekli çalışmalıdır. Çalışırsak malımız verimli, kazancımız bol olur. İnsan böyle böyle zengin olur. İnsan rahat bir yaşam sürmek ister. Bunun için çok çalışmak zorundadır. Çalıştığı sürece elindeki malların verimi artar. Böylece zenginleşir, rahat bir yaşam sürer.

Sen işten korkma, iş senden korksun.
İnsan iradesi karşısında hiçbir zorluğun dayanması mümkün değildir. Yeter ki canla başla bir işe gönül verilsin. Bunun için insan, yapacağı işi gözünde büyütmemeli, yenmeye azmederek çalışmaya koyulmalıdır.

Söz var bitirir, söz var baş yitirir.
Bazı sözlerde sihir etkisi olduğu dahi söylenmiştir. Sözün insanlar üzerindeki etkisi çok büyüktür. Akıllıca söylenmiş sözler karşısındakini ikna eder, yumuşatır; işlerin olumlu yola girmesini sağlar. Ölçüsüz sert sözler ise karşısındakini sinirlendirir, söyleyenin öldürülmesine bile yol açabilir. Sözün insanlar arasındaki ilişkilerde etkisi çok büyüktür. Akıllıca söylenmiş sözler, işlerimizin olumlu şekilde sonuçlanmasını sağlar. Sert ve ölçüsüz sözler ise karşımızdaki kişiyi sinirlendirir, söyleyenin ölümüne bile neden olabilir.

Şık şık (çık çık) eden nalçadır, bitiren akçadır.
Değerli bir nesneye benzeyen bir şey, onun yerini tutamaz. Örneğin ayakkabının altına çakılan demirde maden para gibi “şık şık!” diye ses çıkarır; ama onun gibi iş bitirmez.

Tembele buyur, sana akıl öğretsin.
Tembel, kendisine iş buyurulunca bu işi yapmamak için şöyle bir yol izler: Ya onun yapılması gerek bulunmadığını söyler yada buyurulan biçimde değil, kendisinin işine gelen biçimde yapmayı önerir. Tembel bir kişiye bir iş yapmasını söylediğiniz zaman, o işi yapmamak için çeşitli bahaneler bulur. İşin gereksiz olduğunu söyler. Hatta size o iş hakkında bazı çözüm yolları gösterir, akıl öğretir.

Temiz altı ayda çıkar.
Hiçbir iş aceleye getirilmemelidir. Bir işin istenildiği şekilde, doğru dürüst yapılabilmesi için belli bir süreye ihtiyaç vardır.

Toprağı işleyen, ekmeği dişler.
Çalışma ve faaliyet alanında bütün gereklerini yerine getiren kimse, çalışmanın semeresini görür ve ondan yararlanır. Bir iş için emek veren kişi, onun nimetlerinden yararlanmaya hak kazanır.

Acele işe şeytan karışır.
İnsanlar yaratılışlarına göre aceleci olarak dünyadaki yerlerini almaktadır. Kimi insanlar ise aceleci olmayan sabırlı bir niteliğe sahiptir. Acele etmeyen nitelikli insanlar işlerini oluruna ve zamanına bırakarak kararlı bir şekilde olmasını sağlarlar. Acele ile işini bitirme çabası gösteren kişiler ise bu işin acelesi yüzünden bir çok detayı gözden kaçırır, yanlış olmasına sebebiyet verir; işin sonuna gelmeden çok fazla zorluk ile karşılaşır. Bundan dolayı sinirlenir, öfkelenir ve hatta şeytana uyarak yapmakta oldukları işine son bile verebilirler.

Adam başında belli olur.
Kişilerin gerçek değeri, iş başında gösterdiği yeterlilik ve başarı ile, çevresindekilere karşı davranışıyla ölçülür. Aksi durumlarda karşıdaki kişi tanınamaz, nasıl huylu olduğu bilinemez.

Adamın iyisi başında belli olur.
Bir insanın gerçek değeri, iş başında gösterdiği yeterlik ve başarı ile, çevresindekilere karşı davranışlarıyla ölçülür.

Akıllı olsa her sakallı kişi, sakallılara danışırlardı her işi.
Danıştığımız yada danışacağımız her yaşlı, sakallı kişi akıllı sanılmamalıdır. Bu gibi insanlar tecrübeli dahi olsa akıllı değildir. Akıl yaşta değil her zaman baştadır.

Alet işler, el övünür.
İnsanın hünerini gösterebilmesi için gerekli donanım şarttır. İnsan ne kadar usta olursa olsun, gerekli araçlar olmadıkça kusursuz iş yapamaz.

Allah isterse bir kulun işini, mermere geçirir dişini; istemezse işini, muhallebi yerken kırar dişini.
Allah şans ve talih verdiği kullarının başarılı olmasını sağlar, bu gibi kişiler neye ellerini atsalar becerirler, en zorları bile kolaylıkla yaparlar. Talihsiz ve şansız insan ise en basit işleri bile yapamaz, her işten zarar ve ziyanla ayrılır.

Aşını, eşini, işini bil.
Sağlık ve mutluluk içinde yaşamak isteyen kimse yiyeceğine dikkat etmeli, arkadaşlarını iyi seçmeli ve iyi bir iş sahibi olmalıdır.

At binenin ( bilenin), kılıç kuşananın.
Herşey, onu gereği gibi kullanmasını, ondan yararlanmasını bilen kimseye yakışır. İş, ehli olan kimsenin hakkıdır. Onu ehli olmayana vermek zulümdür, haksızlıktır. Kendisinden yararlanılan şey kimin elindeyse onun sayılır; başkasının malı olsada.

Ayağa değmedik taş olmaz, başa gelmedik olmaz.
Bir işte bazen en küçük ayrıntıyı ihmal etmek insanın başına büyük sıkıntılar açar. Tedbir alırken önemsizmiş gibi görünen hususlardada dikkatli olunmalıdır. İnsanoğlunun başına her türlü iş gelebilir. Bir felaketten dolayı insanlara “oh olsun” demek kadar, onları kınamak da doğru değildir.

Bugünün işini yarına bırakma.
Yaşadığımız her günün kendine özgü problemleri, sıkıntıları vardır. İş ise herşeye rağmen yapmanız gereken bir yükümlülüktür. Bugün yapılması gereken bir işi ertesi güne bırakmanın türlü sakıncaları vardır: Yarın daha önemli bir iş çıkabilir ve bugünkü işten önce onun yapılması gerekir. Bundan dolayı bugünkü iş yine kalır. Yada yarın çıkacak başka işte bugünküne ekleneceğinden hepsini yapmaya vakit yetmez.

Çocuğa buyuran, ardına kendi düşer (çocuğa , ardına sen düş / çocuğa iş sal, ardınca sen var).
Henüz sorumluluk duygusu kazanmamış küçüklere önemli işler yaptırılmamalıdır. Zira çocuk kendisine ısmarlanan işi beceremez. Onun için arkasından işi buyuranın da gitmesi gerekir.

Harman dövmek keçinin işi değil.
Bir işi ehline yaptırmak aklın gereğidir. Bizim için önemli, ağır işler hafife alınmamalı, çoluk çocuğa, acemilere yaptırılmamalıdır.

Her işin başı sağlık.
İnsanın yapacağı her iş, önce vücut sağlığına bağlıdır. Sağlık olmazsa hiçbir iş yapılamaz. Sağlıklı bir insan mutlu olur; sağlıksız insanlar ise “neden bende böyle değilim?” diye kendisine sorular sorarak tamamen hayata küsmeye yüz tutarlar. Sağlıklı kişiler her iş ve dünya işleri için kendini hazır olarak bulurken sağlıksız kişiler seçici olmak zorundadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir