Para İle İlgili Deyimler ve Anlamları

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Para ile ilgili deyimleri ve anlamları. İçinde ve anlamında para kelimesi geçen deyimler hangileridir? Para ilgili atasözler nelerdir? Para sözleri…

Deyim : Başında paralansın
Anlamı : Yapılan bir iyilik çok söylendiğinde o iyiliğin artık istenmediğini belirten bir söz.

Deyim : Beş para almamak
Anlamı : Hiç para almamak.

Deyim : Beş para etmez
Anlamı : ‘hiçbir değeri yok, işe yaramaz’ anlamında kullanılan bir söz: ‘doktorun oğlu imtihansız geçmek değil, ağzı ile kuş tutsa bile beş para etmez.’ -a. H. Çelebi.

Deyim : Beş paralık etmek
Anlamı : Zor durumda bırakmak, dile düşürmek, rezil etmek.

Deyim : Beş paralık olmak
Anlamı : Zor durumda kalmak, dile düşmek, rezil olmak: yaptığı bu hatadan dolayı onuru beş paralık oldu.

Deyim : Beş parasız kalmak
Anlamı : Harcayacak parası olmamak: ‘kış hâlâ çok zordu. Beş parasız kalındığı günler sürüp gidiyordu çünkü.’ -a. Kutlu.

Deyim : Bini bir paraya
Anlamı : 1) pek çok ve ucuz; 2) pek çok yapılan, pek çok olan: ‘ali çavuş’un hiddeti daha ziyadeleşti. Küfrün bini bir paraya.’ -n. Nâzım.

Deyim : Bir paralık etmek
Anlamı : Çok utanacak, işe yaramaz bir duruma düşürmek: ‘burnumuzun dibinde araba soydular, namusumuzu bir paralık ettiler.’ -r. N. Güntekin.

Deyim : (bir yere) para akmak
Anlamı : Yatırım yapılmak: ‘yeteneksiz, hırslı mahalle politikacıları, kendi şehirlerine para aksın diye üniversite açma ticaretine girdiler.’ -a. Boysan.

Deyim : (birini, bir şeyi) iki paralık etmek
Anlamı : Değerini düşürmek: ‘talebeliğin şerefini iki paralık etmişti gene.’ -r. Ilgaz.

Deyim : (birini) bozuk para gibi harcamak
Anlamı : Değerini düşürecek biçimde bir kimseden yararlanmaya kalkışmak.

Deyim : (birini) on paralık etmek
Anlamı : Birine hakarette bulunmak, birini kötü duruma düşürmek.

Deyim : (birini) paravan yapmak
Anlamı : Kendini belli etmeyerek başkasının adından, yetkisinden, gücünden yararlanmak.

Deyim : (birinin) parasını çekmek
Anlamı : Para sızdırmak, birinden birtakım gerekçelerle para almak: ‘şunu yaparız, bunu yaparız diye paşa’yı aldatmaktan ve parasını çekmekten başka bir şey yaptıkları yok.’ -y. K. Karaosmanoğlu.

Deyim : (birinin) parasını yemek
Anlamı : Çalışmadan bedavadan geçinmek, birinin sırtından geçinmek.

Deyim : (birinin) sırtından (para) kazanmak
Anlamı : Para kazanmak için birini kullanmak: ‘benim bu marifetimi bilmeyenlerle bahse girip sırtımdan para kazanan açıkgözler bile oldu.’ -h. Taner.

Deyim : Cebi para görmek
Anlamı : Parası yokken para kazanmaya başlamak.

Deyim : Ciğeri beş (on) para etmemek
Anlamı : Değersiz, aşağılık bir kimse olmak: ‘önüme hiç kimse duramaz bunun için, ciğeri on para etmez adam onlar.’ -k. Korcan.

Deyim : Çuvalla para kazanmak
Anlamı : Aşırı kazanç sağlamak.

Deyim : Denizde kum, onda para
Anlamı : ‘parası çok kimse, zengin’ anlamında kullanılan bir söz.

Deyim : Dini imanı para
Anlamı : Tek düşüncesi para olan kimseler için kullanılan bir söz.

Deyim : Eli para görmek
Anlamı : Eline para geçmek: ‘elli yaşlarına doğru pazarcılık yapmaya başladı; eli para gördü, yüzü güldü.’ -ü. Dökmen.

Deyim : Hükmü parasına geçmek
Anlamı : Para ile dilediğini yapabilme gücünü kazanmak: ‘ulan! Parama geçer hükmüm diye bağırdı. Getir diyorum iki okka ekmek.’ -ö. Seyfettin.

Deyim : İki paralık olmak
Anlamı : Değerini yitirmek: ‘herifi enseleyemezsem diye, aklı başından gidiyordu. Mahalledeki on beş yıllık bekçilik haysiyeti iki paralık olacaktı.’ -s. Kocagöz.

Deyim : Kaç para eder?
Anlamı : ‘değeri nedir?’ Anlamında kullanılan bir söz.

Deyim : Kaç paralık (adam veya şey)
Anlamı : Değersiz.

Deyim : Kara para aklamak
Anlamı : Yasa dışı yollarla elde edilen parayı yasallaştırmak için yatırım yapmak.

Deyim : Namusu iki paralık olmak
Anlamı : Onursuz bir duruma düşmek.

Deyim : On para etmemek
Anlamı : Hiçbir değeri olmamak: ‘güzelliğin on para etmez / bu bendeki aşk olmasa’ -âşık veysel.

Deyim : On paraya on takla (taklak) atmak
Anlamı : Az bir miktar kazanabilmek için bile onursuzca bir sürü şey yapmak.

Deyim : Papara (paparasını) yemek
Anlamı : Azar işitmek: ‘mebrure … Nesrin’in paparasını yedikten sonra başını yere eğerek kuyruğunu sallayan büyük köpeği gördü.’ -p. Safa.

Deyim : Para basmak
Anlamı : 1) darphanede, basımevinde metali veya kâğıdı para durumuna getirmek; 2) mec. kumarda ortaya para koymak; 3) mec. çok kazanmak; 4) mec. çok kazandırmak.

Deyim : Para bozmak
Anlamı : Büyük parayı ufak paralarla değiştirmek.

Deyim : Para çekmek
Anlamı : Bir yere yatırılmış paradan bir bölümünü geri almak: ‘murat bey artık açık kapatmak için bankadan para çekmiyordu.’ -t. Buğra.

Deyim : Para çıkarmak
Anlamı : 1) para basmak; 2) başka yerde bulunan kimseye posta veya banka ile para göndermek.

Deyim : Para çıkışmamak
Anlamı : Para yetişmemek: ’emine göğsünün altından çıkardığı rutubetli bir meşin çantanın orta gözünü açtı, hesapladı, kırk para çıkışmıyordu.’ -r. H. Karay.

Deyim : Para dökmek (akıtmak)
Anlamı : Çok para harcamak: ‘avuç avuç bu fettan kadına para dökerler de doktora on kuruş vermeyi çok görürler.’ -e. İ. Benice.

Deyim : Para dönmek
Anlamı : Rüşvetle iş yapılmak.

Deyim : Para etmek
Anlamı : Değeri olmak.

Deyim : Para etmemek
Anlamı : 1) değeri pahasına satılamamak; 2) etkisi olmamak, işe yaramamak: ‘tastamam geriye dönmedik ama dönsek de para etmez.’ -n. F. Kısakürek.

Deyim : Para getirmek
Anlamı : Kazanç sağlamak: ‘hiç ömrümde bir saatimin bu kadar para getirdiğini bilmiyordum.’ -m. Ş. Esendal.

Deyim : Para ile değil
Anlamı : Çok ucuz.

Deyim : Para kesmek
Anlamı : 1) para basmak; 2) mec. çok para kazanmak: ‘büyük para kesiyor, yeni yeni bilezikler alıyor.’ -h. R. Gürpınar.

Deyim : Para kırmak
Anlamı : Çok kazanmak: ‘ayda üç yüz liradan para kırıyorsun, halis muhlis burjuvasın.’ -p. Safa.

Deyim : Para pul tutmamak
Anlamı : Hesabını bilmemek, birikim yapmamak.

Deyim : Para saçmak
Anlamı : Gereğinden çok para harcamak: ‘yıllardır ilk defa hesap kitap yapmadan etrafına para saçıyordu.’ -e. Şafak.

Deyim : Para saymak
Anlamı : Ödemek.

Deyim : Para sızdırmak (koparmak)
Anlamı : Zorlayarak veya kandırarak birinden para almak: ‘ben kızımı bilirim, bu tartışmaları bahane ederek metin’den para sızdıracaktı.’ -a. Ümit.

Deyim : Para tutmak
Anlamı : Para biriktirmek.

Deyim : Para yapmak
Anlamı : Para kazanıp biriktirmek: ‘açıkhava’da, maksim’de verdiği temsillerle kısa zamanda ün ve para yaptı.’ -h. Taner.

Deyim : Para yatırmak
Anlamı : Gerektiğinde almak üzere bir yere para vermek.

Deyim : Para yedirmek
Anlamı : 1) gereksiz olarak başkasına çok para harcamak; 2) rüşvet vermek.

Deyim : Para yemek
Anlamı : 1) gereksiz olarak çok para harcamak; 2) çok para harcatmak; 3) görevli bulunduğu yerin imkânlarından yararlanarak para çalmak, rüşvet almak.

Deyim : Paradan çıkmak
Anlamı : Para harcamak zorunda kalmak: ‘canım ne lüzumu var, paradan çıkıyorsun diye âdeta beni azarlıyor.’ -r. N. Güntekin.

Deyim : Paranın üstü
Anlamı : Satın alınan şeyin tutarından artan para.

Deyim : Parasını çıkarmak
Anlamı : Anaparayı kurtarmak, masrafını çıkarmak.

Deyim : Parasını sokağa atmak
Anlamı : Değeri olmayan bir mala para vermek.

Deyim : Parasıyla rezil olmak
Anlamı : Para vererek yaptırdığı bir şey iyi çıkmamak, parasının karşılığını alamamak.

Deyim : Parasızlık çekmek
Anlamı : Para yönünden sürekli sıkıntı içinde olmak: ‘ömrünün büyük bölümünde parasızlık çekmiş olan bir çeşit kumarbazdı.’ -r. Erduran.

Deyim : Paraya çevirmek
Anlamı : Herhangi bir şeyi para ile değiştirmek.

Deyim : Paraya kıymak
Anlamı : Gereken yerde para harcamaktan kaçınmamak.

Deyim : Paraya para (pul) dememek
Anlamı : 1) çok para kazanır olmak; 2) elde edilen parayı az bulmak; 3) bol para harcamak.

Deyim : Paraya sıkışmak
Anlamı : Parasız kalmak, para sıkıntısı içinde olmak.

Deyim : (parayı) avucuna saymak
Anlamı : Peşin olarak ödemek.

Deyim : Parayı basmak (bastırmak)
Anlamı : Para vermek: ‘fiyatını söylesem şaşar kalırsın ama aldırmıyorum, basıyorum parayı alıyorum.’ -m. İzgü.

Deyim : Parayı denize atmak
Anlamı : Parayı boşuna harcamak, israf etmek.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir