Sanat ile ilgili Başlayan Atasözleri ve Anlamları

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sanat kelimesi ile ilgili atasözleri hangileridir? veya sanat cümlesi olan atasözleri nelerdir? Açıklaması ve anlamlarıyla beraber atasözünü derledik.

Atasözleri Türkçe’de “sav” ve “irsal-i mesel” olarak da adlanılır. Türk Dil Kurumu’nun Tanımı: Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve halka mal olmuş, öğüt verici nitelikte söz, darbımesel. İslamiyet öncesinde sav, divan edebiyatında irsal-i mesel ya da darb-ı mesel denirdi. Atalardan günümüze kadar ulaşan, belirli bir yargı içeren, söyleyeni belli olmayan (anonim) düz konuşma içinde kullanılan sözlerdir. Atasözleri, halkın yalnızca ortak duygu ve düşüncelerini değil ortak dil zevkini de yansıtır. Öykü, roman, şiir, deneme gibi yazı türleri pek çok cümlenin bir araya gelmesi ve anlam yönünden bütünleşmesiyle oluşur. Buna karşın atasözleri genellikle bir, en fazla iki cümleden oluşur. Bütün duygu ve düşünceler bu tek cümleye sığdırılır. Bu cümleler kişiden kişiye değişmez. Halkın ortak malıdır ve halk tarafından aynı biçimde söylenir.

SANAT İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ VE ANLAMLAR

Sanat (meslek) altın bileziktir.
İnsanın elindeki sanat, değeri hiç eksilmeyen altın gibidir. İnsanlar dara düşünce nasıl elindeki altını bozdurur paraya çevirirse, sanatınıda her zaman değerlendirme olanağına sahiptir. Sanat sahibi kişi her yerde iş bulur, işsiz kalmaz. Her şey gün gelir değerini yitirebilir, ancak sanat, değeri hiç eksilmeyen bir servet gibidir. Çünkü sanat, bir kimsenin bir işi her yerde, her şartta yapmasıdır.

Sanatı ustadan görmeyen (öğrenmeyen) öğrenemez.
Her sanatın bir takım incelikleri vardır. İnsan ne kadar çalışırsa çalışsın, bu incelikleri kendi kendine bulamaz. Mutlaka bir ustadan görüp öğrenmelidir.

Sanatına güvenenin para ayağına gelir.
Erdemli ve mesleğinin erbabı insanlar işsiz kalmazlar. Dürüstlük ilkesinden çıkmayan, işini hakkı ve hukuku ile yerine getiren insanlara iş yaptıracak kişiler sonuna kadar güvenirler. Böylelikle kolunda altın bileziği olan ve insanlık değerlerini kaybetmemiş kişiler ömürlerinin sonuna kadar mesleği ile anılır, o işin ekmeğini yerler.

İşine hor bakan (sanatını hor gören) boynuna torba takar.
İnsan mesleğini, yaptığı işi sevmelidir. Kişinin elindeki nimetleri küçümsemesi doğru değildir. Böyle bir değerlendirme insanın çalışma şevkini kırar, moralini bozar. İşini küçümsediği için çalışmayan kimse para kazanamaz. Para kazanamayan sonu ise dilenciliktir.

Babanın sanatı oğla mirastır
bir evlat babasının sanatını onun ölümünden sonra sürdürür.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir