Bugün ki makalemizde g harfi ile ilgili deyimleri ve anlamlarını derledik. Kültürümüzün ayrılmaz bir parçası olan deyimler hem yazılarımıza hem de konuşmalarımıza derinlik katar. Bu nedenle alfabemiz’de bulunan A’dan Z’ye kadar harf harf deyimleri ve yanında anlamı ile hazırladık. İşte Alfabemizin ilk harfi olan “G” harfi ile başlayan deyimler..
Deyimler kalıplaşmış sözlerdir, kelimelerin yerleri değiştirilemez ve aynı anlama bile gelse yerine başka bir sözcük getirilemez. Deyim, belli bir kavramı, belli bir duygu ya da durumu dile getirmek için birden çok sözcüğün bir arada, seyrek olarak da tek bir sözcüğün yan anlamında kullanılmasıyla oluşan sözdür.
Deyimler çok büyük bir oranda mecaz anlamda kullanılır ancak gerçek anlamda kullanılanlara da rastlanmaktadır. Deyimi oluşturan sözcüklerin kimileri gerçek anlamını yitirerek mecaz anlam kazanırlar. Mecazlı anlatım, söze güzellik ve akıcılık katar. Türkçe, deyimler bakımından çok zengin bir dildir. Deyimler, göz önüne kuvvetli imgeler getiren sembollü sözlerdir. Halkın dikkatli ve zeki görüşlerinden doğmuştur.
Gaddarlık etmek : Acımasız davranmak.
Gaf yapmak : Bilmeden, beceriksiz ve yersiz bir davranışta bulunmak veya başkasını incitecek bir söz söylemek, davranışta bulunmak.
Gafil avlanmak : Bir kimseyi, habersiz ve hazırlıksız yakalamak, zor durumda bırakmak.
Gaflet basmak : Üzerine bir ağırlık çökmek, uykusu gelmek.
Gaflete düşmek : Dalgın olup çevresinde olup bitenlerden habersiz olmak.
Gaflet uykusuna dalmak : Gerçekleri göremeyecek durumda olmak.
Gaipten haber almak : Gelecekte neler olacağını sezip söylemek.
Galebe çalmak : Yenmek, üstünlüğünü göstermek, baskın çıkmak.
Galeyana gelmek : Coşmak, hiddetlenmek, azmak.
Gam çekmek : Tasalanmak, üzülmek, kederlenmek.
Gam yememek : Herhangi bir şey için tasa etmemek, üzülmemek, kaygı çekmemek.
Gani gani rahmet etmek : Ölmüş birinin ardından çokça hayır duası etmek.
Gani gönüllü (gönlü bol) : Cömert, varını yoğunu vermekten çekinmeyen kimse.
Gark etmek : Birine bir şeyi fazla, bolca vermek.
Gavura (papaza) kızıp oruç (perhiz) bozmak (yemek) : Başkasına kızıp, kendisine zarar verecek bir iş yapmak.
Gayret (iş) dayıya düştü (kaldı) : Bir işin sonuçlanmaması halinde işin daha güçlü biri tarafından ele alınması, bir türlü olmayan bir iş için kolları bir başkasının sıvaması.
Gayret kemeri (kuşağı) : Kız babasının kızına evlendirirken eline, beline, diline sahip olması, çok çalışıp evinin kadını olması gerektiğini anlatan , kızının beline bağladığı, genelde kırmızı renkli olan kemer.
Gayretine dokunmak : Bir işi yapamayacağını ileri sürenlere kızarak, gücenerek harekete geçmek, çalışmaya başlamak.
Gayya kuyusu : 1. Cehennemde bulunan bir kuyu. 2. İşlerin karmakarışık, içinden çıkılmaz olduğu durum, ortam.
Gazaba uğramak : Bir kimsenin öfkesine uğramak, cezalandırılmak.
Gazel okumak (söylemek) : Boş sözler okumak, masal okumak.
Gece kuşu : Gece uyumayıp oturmayı ya da çalışmayı huy edinen, gece gezmesini seven, geceleri uyumayan kişi.
Geceyi gündüze katmak : Gece gündüz demeden sürekli olarak çalışmaya devam etmek, çok çalışmak.
Gece silahlı, gündüz külahlı : Sezdirmeden kötü işler yapan, çevreye kendini iyi insan olarak tanıtan kimse.
Geçer akçe : Değerli, herkes tarafından beğenilen aranılan, rağbette olan.
Geçim dünyası : 1. İnsanın yaşamını sağlayacak yol. 2. Herkesle iyi geçinmeye dikkat etmek.
Geçim kapısı : Yaşamak için gereken gelirin sağlandığı iş yeri.
Geçim yolu : Yaşamak için kazanç bulma yolu.
Geçmişini (geçmişlerini) karıştırmak : Bir kimsenin ölmüşlerine sövmek ya da onları yermek.
Geçti Bor’un pazarı (sür eşeğini Niğde’ye) : Artık iş işten geçti, eldeki fırsatı kaçırdın, yeni bir fırsat kollamalısın, bu iş üzerinde yeniden durulmaz.
Gedik kapamak : Küçük de olsa küçük bir gelir kaynağı elde etmek, bir ihtiyacı karşılamak.
Gel zaman git zaman : Çok sonra, aradan epey uzun bir süre geçtikten sonra.
Gelen ağam, giden paşam : Yönetimdeki değişiklikler beni ilgilendirmez; ben gelene de gidene de saygılıyım, hepsiyle iyi geçinirim. Çıkarım için herkesle iyi geçinmeliyim.
Gelin güveyi olmak (kendi kendine gelin güveyi olmak) : Karşısındakinin nasıl karşılayacağını düşünmeden, bir işi olup bitmiş sayarak sevinmek.
Gemi aslanı : Bir işe yaramayan, sorumluluktan kaçan iri yapılı kimse.
Gemisi karaya (şapa) oturmak : Umutları boşa çıkmak, işleri tamamen bozulmak, düzelmeyecek duruma gelmek.
Gemisini yürütmek : İşini her ne pahasına olursa olsun gerçekleştirmek.
Geniş karşılamak : Hoşgörü ile değerlendirmek.
Çok güzel olmuş.Kısa ve öz.Çok teşekkürler.Iyi günler. Kolay gelsin. :)