Bir Kadın Kocasından Boşanmayı İstiyebilir mi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Günümüz’de Kadın kocasına karşı boşanma davası açabilir. Peki dinimize göre kadın kocasından boşanmayı isteyebilir mi? Dinimizde boşanma hakkı erkeğe verilmekle beraber kadınlar boşanma hakkından tamamen mahrum değildir. İslam’da aile gerçekten kutsal bir kurumdur; geçici değil, sürekli olması gerekir. Bu sebeple, bu yuvayı bozanlara karşı sert ifadeler ve uyarılar yapılmıştır. Hem erkeğin kadın üzerin’de hemde kadının erkek üzerine hakları vardır. “İslam hukuku sadece erkeğe değil kadına da yer vermektedir. O yüzden Evliliği erkek sona erdirirse buna “talak” denir. Kadın sona erdirirse buna da “iftida” denir.

kafasında yer etmiş peşin bir hüküm vardır:

– İslam’da kadının sözünü kimse dinlemez. Hep erkeğin dediği olur. Kadınınla asla!

Evet, yaygm olan kanaat böyle. Yaşanmış gerçekler nasıl acaba? Buyurun yaşanmış tarihî bir gerçeğe bakalım. Bakalım da İslam’da kadm, sözünü dinletebiliyor mu, hatta isterse kendini nikahlı kocasından dahi boşatabiliyor mu, bir görelim.

Medineli Sabit bin Kays, sahabenin ileri gelenlerindendi. Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)’e hizmetten asla geri kalmaz, sözünden ise bir an olsun dışan çıkmazdı. Efendimiz de onu çok severdi. Hatta bir küçük hatası yüzünden aşın üzüntüye kapılan Sabit’i teselli ederek “Sabit cennetliklerdendir.” buyurmuştu.

İşte bu Sabit’in aile içi bir sıkıntisı vardı. Hanımı Cemile, Sabit’e bir türlü ısmamamış, onu sevememiş, içindeki ilgisizliği yenip de bir gün olsun sevgiyle muhatap olamamıştı.

Cemile bir kadm olarak iç dünyasındaki bu fırtınayı kime anlatabilirdi? Kendisini kim dinlerdi? İslam’da kadın dinlenir miydi? Önceki devirde kadının söz hakkı yoktu çünkü;

Cemile tereddütler içerisinde doğruca Efendimiz (sallal-laha aleyhi ve sellem) Hazretleri’nin huzuruna girdi, olanca cesaretini toplayarak kimselere açamadığı iç dünyasını Efendimiz’e açtı.

– Ya Resıılallah, dedi, beyimin İslâmî yaşayışına diyeceğim yoktur. Ahlakından da şikayetçi değilim. Lâkin ben onu bir türlü sevemedim. Bu halimle ona isyan etinekten, isteklerine ters bir karşılık verip kötü bir sonuca düşmekten korkuyorum. Söyleseniz de beni boşasa. O, kendisini sevmeyen bir hanımı zorla nikanı altında tutan adam durumuna girmese, ben de dinime zarar verecek bir itaatsizliğe doğru kaymasam!.

Efendimiz, iç dünyasını bu nitelikte anlatan Cemile’yi tepkiyle değil ilgiyle dinledi. Bir hanımı, sevemediği erkekle bir arada kalmaya mecbur etmeyi zaten münasip de bulmuyordu. Ancak, beyi ne diyecekti? Boşamak istemezse zorla boşayacaksın da denemezdi. Bir de onu dinlemek gerekirdi. Nitekim öyle de yapü. Cemile’nin duygularını, düşüncelerini aynen Sabit’e aktararak onu da dinledi.

Anlaşılan Sabit, Cemile’yi seviyordu. Ama Cemile’nin kendisini aynı sıcaklıkta sevmediğini, tek taraflı sevginin mutluluk getirmeyeceğini de biliyordu. Nasıl bir çare bulunabilirdi?

Düşünmeye başladı. Gözlerini diktiği sabit noktadan başını kaldırıp dedi ki:

– Ya Resulallah, Cemile’ye nikahta en değerli bahçemi mehir olarak verdim. Bunca değerli serveti verdiğim kadını bir anda nasıl boşayabilirim? Üstelik benim öyle başka bir bahçem de yoktur!

Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), Sabit’in yaklaşımım öğrenmiş oldu. Cemile’ye bu defa sorusunu şöyle sordu:

– Sabit seni boşayacak olsa, nikah sırasmda aldığın değerli mehri iade eder misin? Böylece sen mehrini verip nikah bağından kurtulmuş olursun, Sabit de nikah hakkından vaz geçip bahçesini geri almış olur. İki taraf da bir şey verirken bir şeyleri almış sayılarak karşılıklı mağduriyetlerinizi gidermiş sayılırsınız. Teselli tarafınız bu olur.

Cemile buna hemen razı oldu. Kocasının nikah sırasında kendisine mehir olarak verdiği bahçeyi “Memnuniyetle iade ediyorum.” dedi. Sabit de “Öyle ise ben de nikahını aynı memnuniyetle ona iade ediyor, bu andan itibaren boşamış bulunuyorum, özgürdür.” dedi. Taraflar böylece bir şey verirken bir şey de aldıklarından helalleşerek aynlmış oldular. Bu olay üzerine Bakara Suresi’nin 229. ayeti nazil oldu.
Ayet-i kerime anlaşmayı iptal etmiyor, hatta ortak aile hayatını sürdürme sevgisi yok olunca, hanımın aldığı mehri verip de nikahını ortndan kaldırmasını meşru görüyor; ancak erkeğin fırsatçılık edip de kadından veremeyeceği miktarda mal istememesini de tavsiye ediyordu.

Bu hadise üzerine fıkıhta hüküm şöyle tespit edildi:

– Kadın ayrılmak istediği beyine bir şeyler vererek kendini boşatabilir! Yeter ki beyi fırsatçılık edip de kadından veremeyeceği miktarda haksız mal isteğinde bulunmasın.

Şimdi siz söyleyin. İslam’da kadın dinleniyor mu, dinlenmiyor mu? Bu olaya bakılırsa o kadar dinleniyor ki, kendisini seven kocamı dahi kendisi sevmediği için boşatabiliyor, istediği ayrılığı sağlayıp özgürlüğüne kavuşabiliyor.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt - Aviator oyna