Cezaevinde Yatan Kişiler Cuma Namazı Nasıl Kılabilirler

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Cuma namazı farz-ı ayındır. Farz oluşu Kur’an-ı Kerim, Sünnet ve icma ile sabittir. Cuma namazı, biliyorsunuz ki camiilerde, mescidlerde ve umuma açık namazgahlarda kılınır. Peki cezaevinde yani hapsihanede yatan mahkum kişiler cuma namazına gidemedikleri için nasıl bir yöntem uygulanabilir. Şimdi bu hususta farklı kanaatler çıkabilir. Hapiste iken Cuma namazı kılınır veya kılınmaz gibi çok ayrı fikir ve hükümler de var.

Cuma namazının vücup şartlarından birisi hürriyettir. Bu itibarla cezaevindeki mahkumlar cuma namazı kılmakla mükellef değildir [ibn Âbıdin, Reddu’i-Muhtar, m, 28-29]. Cezaevi şartlarmda cuma namazı kılma imkânı bulamayan kimseler, cuma namazı kılmadıkları için günahkâr olmazlar; ancak öğle namazım kılmakla yükümlüdürler. Cuma namazı kılma imkânı bulmaları halinde mahkûm olan bir şahsın imam olması ve cuma namazı kıldırması caizdir.

Şâfıîlerde izn-i âm şartı bulunmadığından cezaevindekilerden kırk kişi bulunması halinde cuma namazım kılmakla mükelleftirler. Bu durumda da içlerinden birinin imamlık yapması

Caizdir [C-azzali, el-V-asıı Ğ’l-Medıep, DaıuVSelam. e.. II, 65].

Hanefîlere göre cezaevinde yatan kimselerin cezaevinde cuma namazı kılmaları sahîh değildir. Çünkü cuma namazının sıhhat şartlarından biri; izn-i ‘âmm’dır. Yâni isteyen herkesin cuma namazı kılınan yere girebilmesidir (115).

Şâfiî mezhebinde böyle bir şart olmadığına göre, oranın yerlisinden kırk kişi cezaevinde bulunsalar cuma namazını kılmakla mükellefdirler (116). Hastane de cezaevi gibidir.

Fakat hapishanenin mescidi varsa ve orada Cuma namazı kılınıyorsa, mescide gelip orada namaz kılma imkânına sahip olan kimsenin, namazını cemaatle kılması gerekir. Aksi takdirde Cuma namazı o kimseden düşer ve Cuma namazını öğle namazı olarak kılar. Beş vakit namazlarını mescitte veya hapishanenin herhangi bir yerinde kılmak için toplanma imkânına sahip olamayan mahkumlar, koğuşlarında gruplar halinde namazlarını kılarlar.

(115) el-Durr el-Muhtâr, c. 1, s. 546

(116) Nlhâyetül Muhtâc, c. 2, s. 275

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir