Hangi İbadet Hatalarından Kefaret Olur

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Keffâret kelimesi, lügatte, silmek ve yoketmek mânalarına gelir. Kefaretlerin sebebi, ya dinen yapılması gereken bir şeyin yapılmaması, ya da yapılmaması gereken bir şeyin yapılması şeklinde işlenen kusurlu davranışlar, hata ve günahlardır.

Her İnsan hataya düşebilir. Hatasız kul olmaz. Çünkü hepimiz insanız ve hepimizin ufak yada büyük hataları olmuş ve daha sonra pişmanlıklar yaşamışızdır. Bu nedenle bilerek veya bilmiyerek bazı hatalarda bulunabiliriz.

“Allah, benim için, ümmetimin hata ile, unutarak veya baskı ve tehdid altında işlemiş olduğu günahları bağışlamıştır.” (İbn-i Mace, Talâk, 16)

“… Ey Rabbimiz! Unutursak veya hata edersek bizi sorumlu tutma…”(Bakara, 2/286)

Bazı hata ve kusurların mes’uliyetinden kurtulmak için İslâm’ın ortaya koyduğu keffaret (telafi) müessesesi vardır. Bu müesseseyi iyi bilenler işledikleri belli hatalarının keffaretini verir, sorumluluktan kurtulmaya çalışırlar.

Burada hangi günahların keffareti olacağım, nasıl bir usulle bu keffareti vermekle mes’uliyetten kurtulmanın mümkün olduğunu arzetmeye çalışacağım.

Bilindiği gibi işlenen her günahın keffaretini vermekle mes’uliyetinden kurtulunacağı söylenemez. Keffaret vermekle mes’uliyetinden kurtulunan hata beş çeşittir. Yani beş hatanın keffaretini vermekle mânevi mes’uliyetmden kurtulmak mümkündür.

Bunlan şöyle sıralayabiliriz:

1 – Bilindiği üzere Ramazan orucu sabaha karşı imsakla başlar, akşam iftar dakikasıyla biter. Bir kimse, niyet ettiği Ramazan orucunu bu imsak dakikası ile iftar dakikası arasında kasden bozarsa buna keffaret gerekir, bu günahın mes’uliyetmden ancak arka arkaya tutacağı altmış keffaret orucuyla kurtulabilir. Başladığı Ramazan orucunu özürsüz bozma günahına giren bu kimse bu günahının cezasını fasıla vermeden tutacağı bu altmış oruçla çekmiş, yediği orucun mes’uliyetmden böylece kurtulmuş olur… Ancak bu kimse hasta veya yaşlı ise arka arkaya altmış keffaret orucu tutacak sıhhî kudrete mâlik değilse ilerideki günlerde de böyle sıhhat ve takate sahip olacağı ümidi yoksa bu defa altmış fakiri doyurmak mânâsında altmış fakire birer fitre miktarı para verir, fakirlere verdiği bu altmış adet fitreyle altmış orucunu ödemiş, keffaretini yapmış sayılır.

Bunu daha da kolaylaştırmak isterse ya bir fakire altmış gün birer fitre miktan para vererek altmışı tamamlar, ya da hergün ayn ayn birkaç fakire birer fitre vererek bu altmışı kısa zamanda tamamlama yolunu tercih eder. Burada dikkat edilecek husus bir fakire aynı günde iki tane keffaret parası vermemektir. Çünkü bir fakir bir günde iki adet orucu birden tutmaya muktedir olmaz.

Keffaret, orucu tutmamanın değil, başlayıp da bozmanın cezası olduğundan, oruca hiç niyet etmeyenler yedikleri Ramazan orucundan dolayı keffaret yüklenmez, sadece gününe gün olarak kaza eder. Fakat özürsüz oruç yemek büyük günahtır. Bir de, keffaret Ramazan ayı içinde bozulan oruçlar için farz olur. Ramazan dışında bozulan oruçlar için keffaret değil kaza gerekir.

2 – Yemin keffareti:

İnsan diline ve sözüne mâlik olmalı, ciddî bir sebeb yokken yemin etmemelidir. Ancak doğan zaruretten dolayı yemin etmişse artık yemininde durmalı, bozmamalıdır.

Bununla beraber ettiği yemini bozmak günahına girecek olursa bunun mes’uliyetinden de keffaret vermekle kurtulabilir. Yeminin keffaretinde sadece on fakire birer fitre miktarı para vermek vardır. Bu da diğer keffaretler gibi bir adama bir günde verilmez, ya bir fakire on günde birer fitre vermekle on fitre verilir, ya da ayn ayn on fakire verilerek bir günde bir adama iki tane verilmeden kısa zamanda işi bitirme tarafı tercih edilebilir.

Keffaretler birer tevbe mânâsına geldiği için hata işlemeden keffaret verilmez, günah işlenmeden tevbesi yapılmayacağı gibi.

Aynı zamanda bu keffaret paraları tamamen fakirin hakkı olduğundan hayır kurumlarına vermekle de mes’uliyetinden kurt ulunmaz, mutlaka fakire verilmesi gerekir.

3 – Zıh ar keffareti:

Karısının tamamını veya mahrem bir uzvunu nikâhı ebedî olarak haram olan bir mahremine benzetmek günahından doğan keffarettir. Bunun izahı fıkıh kitaplanndadır. Bunda cinsî duygu ile hürmet ve saygı hissi kanştınlmaması hikmeti vardır.

4 – Hacda iken zamanından önce tıraş olmaktan doğan hatanın keffareti.

5 – Bir Müslümanı veya zımmîyi hata yoluyla öldürmek günahından doğan keffaret.

– Bu son üç hatanın afvma vesile olan keffareti verecek kadar parası olmayan adam ne yapar?

CEVAP- Keffaret verecek kadar parası olmayan fakir üç gün oruç tutar, bir daha bu hatayı işlemeyeceğine Allah’a söz verir, istiğfarda bulunur. Bu üç gün oruca da sıhhati müsaade etmiyorsa bir daha aynı hataya düşmemeye dikkat edip tevbe istiğfarla iktifa eder. Mutlaka keffaret verme mecburiyeti olmaz.

SUAL: Birkaç defa keffaret gerektirecek şekilde Ramazan orucunu bozmuş kimseye bozduğu oruçlar sayısınca keffaret mi düşer, yoksa yediği oruçları bir bir kazâ edip sonra hepsine birden tek keffaret tutmak yeter mi?

CEVAP:- Keffaret bir ceza demektir. Aynı günlerde yenen oruçların her biri için verilecek bu ceza hep aynı cezadır, ceza tek olunca tekrar etmesi gerekmez. Geçmişte yenen oruçların her biri ayn ayn kazâ edilir, sonra bunların hepsine birden tek keffaret tutularak, borçtan kurtulunur. Şayet bu keffaretten sonra yine oruç bozulursa yeniden keffaret gerekir. Eskisi kurtarmaz.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir