ilham İlim İçin Bir Kaynak Sayılabilir mi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Salih ve takva sahibi kimselerin ilhamı İlim sayılabilir mi, bir başka ifadeyle ilham ilim için bir kaynak sayılabilir mi?

Kelime olarak ilham, “bir şeyi birden yutturmak” anlamında olup, ıstılah olarak “kalbe bir takım mana ve fikirlerin ilkâ edilmesi” anlamında kullanılır. Kur’an-ı Kerim’de “ilham” kelimesi sadece Şems suresi 8. âyette geçer. Bu surenin başında yüce Allah, güneşe ve aya, gündüz ve geceye, sema ve arza kasemden sonra, “Nefse ve onu en güzel bir biçimde şekillendirip fücur ve takvasını ilham edene yemin ederim ki, nefsini arındıran muhakkak kurtulmuştur. Onu kirleten de, hüsrana uğramıştır” buyurur. (Şems, 8-10)
Bu âyetler, insan nefsinin fücur ve takvaya kabiliyetli olduğunu beyan etmektedir. İnsan, nefsini hayra da, şerre de yönlendirebilir.

Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’in inancına göre ilmin vasıta ve kaynakları üçtür. Bunların dışında ilme vasıta olacak başka bir şey yoktur. Bu üç yolun dışında elde edilen herhangi bir şey zan ifade eder. Yukarda sözünü ettiğimiz üç vasıtayı sıralayabiliriz:

1— Sağlam olan beş duyu. Yani görme, işitme, koklama, tatma ve dokunma duyulan.
Allah Teâlâ bu beş duyudan herblrinl kendine has şeyleri idrak etmesi için yaratmıştır. Kısacası görülebilen şeyler görme duyusu ile, işitilebilen şeyler işitme duyusu ile, koklanabilir şeyler koklama duyusu ve tadılabilen şeyler tatma duyusu ve nihayet dokunulabi-len şeyler de dokunma duyusu ile idrak edilebilir. Biz şartlarına riayet etmemiz halinde ve bu duyulan yerinde kullandığımız taktirde bunlar aracılığıyla ilim sahibi oluruz.

Allah Teâlâ bu beş duyudan herblrinl kendine has şeyleri idrak etmesi için yaratmıştır. Kısacası görülebilen şeyler görme duyusu ile, işitilebilen şeyler işitme duyusu ile, koklanabilir şeyler koklama duyusu ve tadılabilen şeyler tatma duyusu ve nihayet dokunulabi-len şeyler de dokunma duyusu ile idrak edilebilir. Biz şartlarına riayet etmemiz halinde ve bu duyulan yerinde kullandığımız taktirde bunlar aracılığıyla ilim sahibi oluruz.

2—
Doğru haber. Doğru haber de ikiye aynlır: Birincisi, müte-vatir haberdir. Yani yalan söylemek için anlaşma yapıp ittifak etmeleri mümkün olmayan bir cemaat yolu ile gelen haberdir. Şayet bu haber el değiştirirse mütevatir olabilmesi için her tabakada böyle bir cemaatin bulunması gerekir.

Tevatür için habercilerin iman veya salahı şart değildir.
İkincisi, Peygamber (sav)’in sözüdür. Çünkü Peygamber (sav) yalandan masum olduğuna göre sözü kesinlik arzeder. Bunun için Saadet asrında yaşayıp peygamberin sözünü duyan kimsenin işittiği şeyin doğruluğuna iman etmesi gerekir. Kısacası Resûlüllah’ın sözü işiten kimse için kesin bir bilgi kaynağıdır. Aynı doğrultuda Resûlüllah’dan (sav) tevatüren rivayet edilen bir şey de bilgi ifade eder. Ancak tevatür derecesinde olmayan ve peygambere isnad edilen bir hadis bilgi değil zannı ifade eder. Yalnız bazarı peygamberin sözünde değil rivayet sabit olmadığından ravinin rivayeti açısından zannı ifade etmektedir.

3— Akıl’dır. Akıl insana has bir kuvvettir. İnsan bu kuvvet sayesinde idrak etme imkânına kavuşabilmektedir. Ancak akılla idrak edilen şeyler de iki kısma ayrılmaktadır.

1—
Bedihî.

2—
Kesbî.
Bedihî, yani açıkça sabit olan şeyler. “Ateş sıcaktır”, ‘Yer alü-mızdadır”, gibi. Kesbî ise “Ateş olan yerde duman görülür” gibi.

Yukarda yapılan açıklamadan da anlaşıldığına göre ilham ve keşif gibi şeyler ilim sayılamazlar ve hüccet teşkil etmezler. Dolayısıyla salih ve takva sahibi kimselerin ilham ve keşfe dayanarak bir şey söylemeleri bilgi ifade etmez, ancak işaret ve zan olabilir.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt - Aviator oyna - izle porno