Miraç Kandil Gece Duası ve Anlamı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Miraç kandilin de dua ederken bir çoğumuzun bazı sıkıntılardan kurtulmak yada maddi yönden dua etmekten önce kesnlikle ahiretiniz için öncelik olsun. Miraç kandil duası Camilerde cemaatle kılınan akşam ve yatsı namazları ve okunan Kur’ân”larla kıvamını bulan ruhlar, daha sonra evlerine çekilmeli, evlerindeki miraç kandili gecesi duaları (miraç kandili yapılacak dualar) ile gönüllerini temizleyecekler.Miraç gecesi duaların kabulü için ayrıca kaza namazlarınız varsa kılınız. Mirac kandili duaları kısa kısa olarak’ta kur’anı Kerim’de bulunan Dualar ile Merhametli Rabbimize yakarabilirsiniz. Ayrıca wep sayfamızda sizler için özel miraç kandili bağışlama duasınada yer verdik. Dilerseniz duadan önce kısa bir bilgi ve ardından duamızı okuyalım inşaallah

Bu ulvi seyahat, mucizelerin en büyüğüdür. Miraç mucizesi Kur’ân-ı Kerimde âyetlerle anlatılmış ve varlığı inkâr edilemeyecek bir şekilde ortaya konmuştur. Bu îlâhî yolculuğun ilk merhalesi olan Mescid-i Aksâya kadarki safha Kur’ân’da şöyle anlatılır:
Allah”ın emriyle Peygamber Efendimiz (sas)”in rûhen ve bedenen, Burak isimli semavî bir binite binerek Cebrail ile birlikte Mekke”deki Mescid–i Haram”dan Kudüs”teki Mescid–i Aksa”ya (Beytü”l–Makdis) kadar yapmış olduğu gece yolculuğuna –ki buna İsra denilir–, oradan da bir mi”râcla (manevî asansör) yedi kat göklere yükselip tâ Sidretü”l–Müntehâ”ya ulaşması, burada Cebrail”i arkada bırakıp Refref denilen ledünnî binitle Allah”ın huzuruna varıp O”nun Zât–ı Akdes”ini yakînen müşahede etmesi ve zaman–mekân üstü konuşması olaylarına Mi”râc denilir.

Bütün kandil gecelerinde yapılabilecek ve yapılması gereken önemli bir takım afv ü mağfirete nail olma, ecr ü sevap kazanma, manevî terakki kaydetme, bela ve musibetlerden kurtulma ve rıza–i İlâhiye ulaşma vesileleri vardır ki, işte Miraç kandil gecesi için özel duası ve kısa kısa duları sizler için derledik

Bismillahirrahmanirrahim.”Allah’ım! Hamdın tamamı sana aittir.Sen’den başka ilah yoktur.Ya Rabbim ben sana hamd etmekten acizim sen kendini sena ettiğin gibi büyük ve yücesin.Ama nasıl ki Peygamberlerin ve meleklerin sana hamd ediyorsa bende sana öylece hamd ediyorum. Yarabbi Nasıl ki Hz Peygamberimize salat ve selam ediyorsan öylece salat ve selam olsun Hz Peygamberimize.

Ey Rabbimiz lutfunun ışığıyla hoşnutluğunu ve rızasını kazanabilmek için bize yardım eyle. Allah’ım tövbe edip tekrar işlediğim her bir günahtan dolayı affetmeni istiyorum.Allah’ım; hesap gününde (Ruz-i Mahşerde) beni ve hakkında iftira ettiğim veya kötü söz söyleyip çekiştirdiğim kimseyi, anne ve babamı ve bütün mü’minleri affeyle. Ey merhametlilerin en merhametlisi. Rabbim gönderdiğin Kur’anı Kerim ile dilimizi süsle ona tabi olmamız için bizi Kur’anı Kerime bağlı kıl.

Allah’ım, Sen bizleri doğru yola sevkedip imana muvaffak kıldıktan sonra kalplerimizi batıl ve kötü yola saptırmaktan koru ve bizlere ilahi katından rahmet ihsan eyle, zira Sen ihsanı bol ve bağışlayıcısın.

Ey Rabbim yaptığımız hizmetleri ve ibadetleri kabul buyur bize hayır ve güzellikler ihsan et.Allahım imanımızı baki ve tatlı kıl bütün hallerimizi iyi hallere dönüştür ve peygamberine bağlı kıl bizi.

Ey hilm sahibi Allah’ım ey kullarına muamelesi yumuşak olan Rabbim, bizi emrine tabi olanlardan kıl tavsiyelerine uyanlardan eyle.
Rabbimiz kabir ve kıyamet gününde mahşer ve sıratta bizi perişan olanlardan eyleme.

Ey kalpleri halden hale çeviren mukallibel kulub bizleri sana şükreden seni zikreden senden korkan sana itaat eden senin sevdiğin müslümanlardan sadıklardan eyle.
Allahım namazımızı oruçlarımızı kabul buyur noksanlarımızı tamamla yaptığımız ibadetlerimizi yüzümüze çarpma. Şüphesizki namazım ibadetlerim ölümüm ve dirilişim alemlerin Rabbi olan Allaha muhsustur.Rabbim bizi yakınlığına kabul buyur kusurumuzu affet bizi kendine kul kabul et Ya ilahi Hz Peygamberimiz hayır olarak senden ne dilediyse bizde talibiz bizede nasip et.

Tövbe Duası
Allah’ım tövbe edip tekrar işlediğim her bir günahtan dolayı affetmeni istiyorum. Söz verip yerine getirmediğim şeylerden dolayı beni affetmeni istiyorum. Senin hoşnutluğunu niyet ederek başlayıp sonradan içine başka duygular karışan işlerimden dolayı da bağışlamanı istiyorum. Bana ihsan ettiğin, ama benim onları sana karşı günah işleyerek kötüye kullandığım bütün nimetlerin için de senden beni bağışlamanı niyaz ediyorum. Ey gizli ve açıkta, gündüzün aydınlığında ve gecenin karanlığında, topluluk içinde ve gizlice işlediğim her günahı bilen Rabbim! Beni affetmeni istiyorum. Ey hilm sahibi Allah’ım ey kullarına muamelesi yumuşak olan Rabbim, duâlarımı kabul eyle.Rabbim! Günahlarım dilimi lal etti, konuşamıyorum; zira elimde hiçbir gerekçe yoktur. Ben (günahım) musibetimin esiri, amellerimin rehinesi, günahlarımın müdavimi, hedefimin şaşkınıyım. Kendimi sana karşı cüretkarca davranan, tehditlerini küçümseyen bedbahtlar yerine koydum. Aman Allah’ım! Hangi cesaretle sana karşı cüretkarlık yaptım, kendimi hangi kuruntularla aldattım? Efendim, ayak tökezlemelerime ve yüz üstü düşmelerime acı. Cehaletime hilminle, kötülüğüme iyiliğinle mukabele et. Ben günahımı ikrar, hatalarımı itiraf ediyorum. İşte bu elim, bu da alnım. Kısas uygulamam için kendimi sana teslim ediyorum.

Allah’ım! Belâ ve musibetlerden, düşmanların sevinmesinden, hapsedilmekten, bağlanmaktan, sopa ve kamçılarla dövülmekten sana sığınırım. Allah’ım! Benim günahlarım sana zarar vermez, senin bana merhamet eylemen de senden bir şey eksiltmez. Allah’ım! Senden bu ayda; iyilik, fetih, yardım, bereket, bol rızk, aydınlık, temizlik ve hidayet dilerim. Bu ayın şerrinden, bu ayda cereyan edecek olayların şerrinden ve bu aydan sonra cereyan edecek olayların şerrinden sana sığınırım.

Allah’ım, Sen’den gerçek imanlı zatların başarısını, ermiş takıylerin amellerini, tevbe ehlinin öğütleşmesini, sabır ehlinin azmini, korku ehlinin ciddiyetini, seni isteyenlerin arzusunu, takva ehlinin ibadetini, ilim erbabının irfanını isterim ki, Sen’den gereği gibi korkayım. Allah’ım, Sana isyandan çekindirecek bir korku ver ki Sana itaat ile öyle amel edeyim, onunla rızana layık olayım, Sen’den korkarak içtenlikle Sana döneyim, sırf Senin sevgini kazanmak için içten öğüt vereyim. Her işte Sana güvenip, Sana sığmayım, Sana hüsn’ü zan besliyeyim. Nurun yaratıcısı Cenab-ı Hakk’a teşbih ederim.

Rahman ve Rahim Allah’ın adı ile. Elif lam mim. Rahman ve Rahim Allah’ın adı ile. Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir. Onlar gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar. Onlar sana indirilene de, senden önce indirilenlere de inanırlar. Ahirete de kesin olarak inanırlar.

Ey Allah’ım! Benim Rabbim ancak sensin. Senden başka ilah yoktur. Ancak sana tevekkül ediyorum. Büyük arşın sahibi sensin. Günahtan dönüş ve ibadete yöneliş ancak azim ve yüce olan Allah’ın kuvvetiyledir. Allah neyi dilerse o olmuştur. Neyi dilememişse o olmamıştır. Muhakkak Allah herşeye kadirdir. Muhakkak Allah, ilmiyle herşeyi ihata etmiştir ve herşeyi adet olarak tespit buyurmuştur. Ey Allah’ım! Nefsimin şerrinden ve hareket veya zarar verebilme kabiliyeti kudretinde bulunan her mahlukun şerrinden sana sığınırım. Muhakkak Rabbim’in yolu dosdoğrudur!

YA RAB!
Önümüzdeki şu upuzun hayat yolculuğunda, bizi kendi idrak ve ihsaslarımızın darlığıyla başbaşa bırakma; akıllarımızı inhiraf ve sürçmelerden, nefislerimizi cismânîliğin baskılarından, gönüllerimizi de hevâ ve heveslerin öldürücü oklarından sıyanet eyle. Kapının kullarını; ilimde kibir u gururdan, ibadette riya ve gafletten ve duygularına renk attıran ülfetten koru. Senin yolunda yürüyor gibi görünüp Senden uzaklaşmak, kurbet atmosferinde içiçe firkat yaşamak, hep rızadan söz edip gazap arkasından koşmak ne acıdır! Sen bizi kazanç yolu sanılan bu tür haybet vadilerinde ömür tüketmekten muhafaza buyur ya Rabbi.

EY GÜNAHLARI BAĞIŞLAYAN!
Şu mübarek gece hürmetine Bizleri bağışla, öyle bir dünyada hayata gözlerimizi açtık ve öyle bir alemde yaşıyoruz ki, önümüzde tuzak, arkamızda tuzak; uğrayıp geçtiğimiz her yerde nefis, şeytan ve aynı takımdan binlerce ifrit ağını germiş av bekliyor; yol boyu yüzlerce fitne ocağı ve isi-dumanı gelip sinelerimize oturuyor. İnayetine ihtiyacımız açık, çaresizliğimiz her halimizden belli; bizleri yara-bere almadan hedefe ancak Sen ulaştırabilir ve bu güne kadar elli defa çatlamış, kırılmış ruh dünyamızı da ancak Sen tamir edebilirsin. İçimizi Sana döküyor, kusurlarımızı Sana açıyor ve bize yeniden insan olma yollarını göstermeni diliyoruz ya Rabbi!

EY KENDİSİNE YÜKSELEN ELLERİ BOŞ ÇEVİRMEYEN!
Bir süre ayrı düştükten sonra dönüp Sana gelenleri kovmayacağını vadediyorsun. Sana yönelenlere hep “Gelin, gelin” diyorsun. Ey Rab! Böyle emekleye emekleye sürünmeyi de gelme kabul edeceksen, müsaade buyur “Biz de geldik” diyelim. Geldik ve Sana, yolların amansızlığını, nefis, şeytan ve hevânın imansızlığını, bizim de dermansızlığımızı şikayet ediyoruz. Bilhassa, her zaman hatalara açık duran, mâsiyetlere meyyal bulunan ve ululuğuna karşı hep saygısız davranan, serkeş nefsimizi Sana şikayet ediyoruz. Sen bizleri nefsin ve şeytanın şerrinden muhafaza buyur ya rabbi!
Bizleri büyük-küçük hatalardan, günahlardan ve emirlerine karşı isyan kokan tavır ve davranışlardan arındır.. ya Rabbi lisanlarımızı yalandan, gıybetten, Senin sevmediğin,
hoşnut olmadığın bütün kirli sözlerden temizle.. kalblerimizi gösterişten ve iki yüzlülükten muhafaza buyur ya Rabbi! Her hal ve tavrımızı rızan istikametinde eyle..
niyetlerimizi ihlaslı kıl ve bize lütfettiğin bütün şeylerde de bereket ihsan eyle ya Rabbi!

EY TALİHSİZLERİN SIĞINAĞI, EY ÂCİZLERİN GÜÇ KAYNAĞI, EY DERTLİLERİN TABİBİ VE EY YOLDA KALMIŞLARIN YOL GÖSTERENİ!
Şu anda duygularımız derbeder, davranışlarımız ahenksiz, ruhlarımız kirli, ayaklarımız titrek, ellerimiz mefluç, çoğumuz itibarıyla ümitlerimiz sarsık, havalar boz-bulanık, mağripler hicranla tül tül, maşrıklar lütfuna kalmış… İşte böyle bir dağınıklık içinde Sana geldik. Böyle gelenlerin ilki değiliz, sonuncusu da olmayacağız. Rahmetin, bu garip pişmanların ümit kapısı, bizler de bu kapının önündeki liyakatsiz dilenciler. Şimdiye kadar gelip Senin kapında ihtiyaç izhar edenlerden boş dönen hiç olmamış; hiçbir kaçkın ve pişman da o kapıdan kovulmamıştır. O kapı Senin kapın, onun başkalarından farkı da her gelene affındır. Bizi hilm ü silminle güçlendir. Zalimlere de varlığını duyur.

EY HER DUADA BULUNANA İCABET EDEN ULULUK TAHTININ SULTANI!
Şu mübarek gecede binler, yüz binler Senin karşında divan durarak ellerimizi Sana açıyor ve külliyet kesbetmiş niyaz edalı soluklarımızla, kullarına her zaman açık bulunan, hiç olmazsa aralık duran rahmet desenli kapının tokmağına inleyerek dokunuyor ve “Biz geldik” diyoruz. Herkesi ve her şeyi görüp gözettiğine, her sese ve herkese merhamet ettiğine gönülden inanarak kaçkınlığımızı muvakkat dahi olsa görmüyor, günahlarımızı af çağlayanların içinde tasavvur ediyor, karıştırdığımız haltlara değil, Senin afv u safhına bakıyor ve ümitlerimizi ona bağlıyoruz; Enîsimiz Sen isen, çevrenin vahşetinden bize ne! Her yanda şeytan ve avenesi içten içe homurdanıp duruyorlarmış, Sen bizimle olduktan sonra ne ifade eder ki! Sen her şeyin biricik hâkimisin ve hükmünü engelleyecek bir güç de yoktur. Sen saltanat dairen içinde en küçük şeyleri görür, en cılız sesleri işitir, hiçbir şeyi ve hiçbir kimseyi cevapsız bırakmazsın.

EY YÜCELER YÜCESİ!
Sen biliyorsun, biz de bunun farkındayız; ömrümüzün hasenât kefesi bomboş, pek çoğumuz itibarıyla bir ihlâs bezginliği içindeyiz. Çoğumuz gafil, bedbin, dünsüz-yarınsız sefil birer hâlzede gibi aktüalite ile iç içeyiz. Her hâlimizde âlâyiş, gösteriş, köpük köpük hevâ ve heves; sürekli zevk u sefâya, makama, mansıba, şöhrete, şana ve dünyevî hülyalara oynuyoruz. Yığınların rüya ve hülyaları ekonomi ve refah; taptıkları da dolar, dinar ve euro. Ruhlar meflûç, kalbler kötürüm, basîret âmâ, düşünceler kirli, davranışlar da tam buna göre… Gece ve gündüz gibi iki yüzlü yaşıyoruz, ak görünüyor kapkara davranıyoruz; idare ve siyaset deyip hem ışık türküleri söylüyor hem de karanlık ağıtları mırıldanıyoruz. Devirlere, dönemlere göre renkten renge giriyor, bukalemunları şaşırtacak mârifetler (!) sergiliyor ve aldatmayı beceri kabul ediyoruz.

EY RAB!
Ellerimiz-ağızlarımız, gözlerimiz-kulaklarımız, dillerimiz-dudaklarımız yaratılış gayelerinden fersah fersah uzak ve âdeta nankörlüğe kilitli; eller memnû meyvelerde, ağızlar harama açık duruyor; gözler başkalarının kusur müfettişi.. yalan revaçta, hıyanet âdiyattan bir şey, hakkın ismi var sadece; adalet “sayyâd-ı bîinsaf”ların hazırladığı kapanların önüne saçılmış birkaç dane gibi bir şey; vefa Kafdağı’nın arkasında, ahde hürmet unutulup da bir köşede kalmış; buna karşılık haksızlık firavunları utandıracak dorukta. Makam sevgisi, şöhret hissi, rahat etme düşüncesi, tenperverlik duygusu boyunlarımızda âdeta çelikten bir kement; her biri birer gayya olan bu duygulardan bir türlü kurtulamıyor ve mahiyet-i nefsü’l-emriyemize göre kendimiz olamıyoruz. Dünya ve ukbâ kazancı adına ne ciddî bir hesap ne de tutarlı bir plâna sahibiz. Kazançlar kuşağında sürekli kaybediyoruz; kaybederken de muhtemel daha kötü durumlarla teselli olmaya çalışıyoruz. Zamanı suçlama, şartlara lânetler yağdırma da ayrı bir avunma yolu.

Bütün bunlara rağmen ya Rab! , bizi bize bırakmaman en büyük dileğimiz. Kendimiz edip kendimiz bulsak da, rahmetin, istihkaklarımıza lütuf televvünlü haklar bahşedecek vüs’atte. Sen bizlere lütfunla muamelede bulun ya Rabbi!

Dua edenlere cevap veren Sen, ızdırapları dindirip ihtiyaçları gideren Sen, devrilenleri kaldırıp doğrultan Sen, çatlayıp kırılanları sarıp-sarmalayıp tedavi eden de Sensin! Senden ayrı kalışımız ruhumuza renk attırdı; nefsânîlik ve gaflet, ibadetlerimizin mânâ ve özünü alıp götürdü; samimiyetsizlik dualarımızın kolunu-kanadını kırdı. Sinelerimiz bomboş, düşüncelerimiz tutarsız, kalbî ve ruhî hastalıklarımız bizi yere sermek üzere.. Var eden Sensin, yok eden de Sen; uzak tutan Sensin, yaklaştıran da Sen; Sen bizi biz etmeseydin biz bu duyduklarımızı duyamaz ve bize imanın neş’esini tattırmasaydın şu söylediklerimizi mırıldanamazdık. Verdiklerin vereceklerinin referansı; diliyor ve dileniyoruz, bize yakınlığını duyur ve benliğimizde Sana karşı yaklaşma heyecanları uyar.

EY RAB!
Elimizden tut, dostlarının yüzüne baktığın gibi bize de rahmetinle teveccühte bulun.. iç dünyamızı varlığının ziyasıyla nurlandır ve bizi Sensizliğin zulmetlerinden, zindanlarından halâs eyle; halâs eyle ve eşiğine baş koymuş kapının şu sadık kullarını yalnız bırakma. Senden kalblerimize ışık, iradelerimize güç, düşüncelerimize istikamet, niyetlerimize de hulûs istiyoruz. Bizleri iç dünyamızla yeniden inşa ederek ruhlarımıza ahsen-i takvîm sırrını duyur.

EY AFFI TECZİYESİNİN ÖNÜNDE RAHMET TAHTININ SULTANI!
Bu mukaddes miraç gecesinde bizleri de bağışla, öyle bir dünyada hayata gözlerimizi açtık ve öyle bir âlemde yaşıyoruz ki, önümüzde tuzak, arkamızda tuzak; uğrayıp geçtiğimiz her yerde nefis, şeytan ve aynı takımdan binlerce ifrit ağını germiş av bekliyor; yol boyu yüzlerce fitne ocağı ve isi-dumanı gelip sinelerimize oturuyor. İnayetine ihtiyacımız açık, çaresizliğimiz her hâlimizden belli; bizleri yara-bere almadan hedefe ancak Sen ulaştırabilir ve bugüne kadar elli defa çatlamış, kırılmış ruh dünyamızı da ancak Sen tamir edebilirsin. İçimizi Sana döküyor, kusurlarımızı Sana açıyor ve bize yeniden insan olma yollarını göstermeni diliyoruz.

Ey yüceler yücesi!
Efendimiz Hazreti Muhammed”e,Muallâ aile efradına ve bütün ashab-ı güzînine salât u selam ederek bunları Senden dileniyoruz; dualarımızı kabul buyur ya rabbi!..

amin amin amin
velhamdü lillahi Rabbil alemine’l-fatiha

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir