Sahip Olunan Nimetlerin Farkına Varıyor muyuz

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yüce Allah, kullarının yararlanması için yeryüzünde sayısız nimetler yaratmıştır. Her nimet bir sınav sorusudur. Nimete eren kimse¸ bu bilinçle o nimetin hakkını vermelidir. Çünkü “Düşünen insan sahip olduğu nimetlerin farkına varır; düşünmeyen insan da kendini o nimetlerden mahrum sanır!” Çünkü nimet çoğu kimseyi şımartıp nankör yapmıştır. Nimetin asıl veriliş sebebi ise¸ onun asıl sahibini hatırlatıp O’na şükretmemizi sağlaması ve bizi O’na yaklaştırmasıdır.”

Rabbimizin bize ihsan ettiği nimetleri şöyle bir düşünüp hatırlamaya çalışıyoruz. Sonunda ellerimiz iki yana düşüyor, mahcup oluyoruz. Nerede Rabbimizin bize yaptığı iyilikler, nerede bizim ona karşı şükrümüz… Aciziz, fakiriz. Her nimetin sahibinin O olduğunu unutuyoruz, gafletliyiz. Rabbimizin nimetlerini saymakla bitiremeyiz.

Konumu ve durumu ne olursa olsun¸ her insan Yüce Yaratıcı’nın sayısız nimetleri içerisindedir. Bir kere var olmak en büyük nimet¸ insan olmak nimetlerin en güzeli¸ Müslüman olmak nimetlerin en. şereflisi; diğer maddî manevî nimetler ise hayatımızı kolaylaştırır ve anlamlı hale getirir. “Ve kendisinden istediğiniz her şeyden size bir parça verdi. Eğer Allah’ın nimetini saymak isteseniz sayamazsınız! Doğrusu insan çok haksızlık edendir¸ çok nankördür!”[[6] 14/İbrâhîm¸ 34¸ 16/Nahl¸ 18.]

Hz. İsa aleyhisselam bir ağacın altında dua eden birini gördü. Dikkatlice baktığında adamın ayaklan yürümeyen bir kötürüm olduğunu anladı. İki gözü de görmüyordu. Vücudunda ise baras hastalığı olduğu anlaşılıyordu. Ama adam bütün bunlara rağmen ellerini kaldırmış mutluluktan uçacakmış gibi dua ediyordu:

– Ey nice zenginlere vermediği nimeti bana ikram eden Rabbim! Sana ağaçların yapraklan sayısınca şükürler olsun!..

Hazret-i İsa kötürüm adama yaklaştı:

– Ayağm yürümüyor, gözün görmüyor. Bedenin de sıhhatli görünmüyor? Buna rağmen çoğu zenginlere verilmeyen nimetlerin sana verildiğini düşünmekte, bunun için de büyük bir mutlulukla şükretmektesin. Hangi nimettir nice zenginlere verilmediği halde sana verilen?

Kapalı gözleriyle sesin geldiği yana yönelen kötürüm adam dedi ki:

– Efendi! Allah bana öyle bir kalp vermiş ki, o kalple Onu tanıyorum. Öyle de bir dil vermiş ki, o dille de ona şükrediyorum. Halbuki, dünyanın serveti elinde olan nice zenginler var ki, kalbinde Onu tanıma sevinci, dilinde de Ona şükretme mutluluğu yoktur. Ama gel gör ki, ayaklan topal, gözleri kör, bedeninde hastalıklar bulunan bu kötürüm adama Rab-bim, bu sevgiyi ihsan eylemiş, bu nimetin farkına varma tefekkürünü nasip eylemiş. İşte bunu düşününce kendimi tutamıyor da:

– Nice zenginlere vermediği nimeti bana veren Rabbim! Sana ağaçların yapraklan sayısınca şükürler olsun! Diye teşekkürden kendimi alamıyorum.

Kafa gözü kapalı da olsa kalp gözü açık olan bu adama yaklaşan İsa aleyhisselam:

– Ver şu elini öyle ise! diyerek elinden tutar, eğilerek görmeyen gözlerinden öper.

Peygamberin dudaklarının değdiği gözler anında açılır. Karşısmdakinin İsa aleyhisselam olduğunu görünce heyecanlanan adam:

Sen şu ölüleri dirilten, hastalara şifalar bahşeden mucizelerin sahibi Peygamber değil misin? der. İsa Peygamber:

– Belli olmuyor mu? deyince:

– Gözlerimden belli oluyor da ayaklarımdan henüz belli değil, der.

Tebessüm eden Hz. İsa:

– Sen hele bir ayağa kalkmayı dene! Deyince, silkinen kötürüm adam dimdik ayağa kalkar.

Ayaklan üzerine dikilebildiğini anlayınca söylediği ilk sözü şu olur:

– Ey Allahın Nebisi, şendeki bu mucizeler de O’ndan değil mi? Öyle ise izin ver de geç kalmayayım, O’na şükredeyim, diyerek hemen yere iner, başını secdeye koyar ve der ki:

– Rabbim! Seni tanıyan bir kalple, şükreden bir dil nimetinin şükrünü yapmaktan acizken, şimdi gören bir çift gözle, yürüyen iki de ayak da lütfettin. Artık bilemiyorum nasıl şükretmem gerekiyor bu eşsiz nimetler karşısında?

Bu sırada çevreden toplanan halk, gösterdiği bu mucizelerden dolayı İsa aleyhisselamm elini öpmek isterler. Ama Allahın Nebisi işaret eder:

– Benim değil secdedeki şu kötürüm adamın elini öpün!..

Derler ki:

– Onu secdeye indiren nimetlere biz baştan beri sahibiz. Ama hiç birimiz onun duyduğu gibi bir mutluluk duymadık.

– Öyle ise, der, tefekkür edin, siz de düşünün.

Sözünü şöyle bağlar Allahın Nebi’si:

– Düşünen sahip olduğu nimetin farkına varır. Düşünmeyen ise kendisini mahrumiyette sanır!

– Ne dersiniz, bizim de benzeri nimetlere sahip olduğumuz bir gerçek mi? Aynı mutluluğu bizim de duyup aynı şükrü bizim de yapmamız gerekmez mi? Tutan elimiz, gören gözümüz, yürüyen ayağımız birer eşsiz nimet değil mi? Bunların farkına varıyor, sevincini duyuyor, şükür duygusuna giriyor muyuz? Yoksa Allahın Nebi’sinin ikazı bizde de mi tecelli etmektedir?

– Düşünen insan, sahip öldüğü nimetin farkına varır. Düşünmeyen ise, kendini mahrumiyette sanır!

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt - Aviator oyna