Sakal Bıyık ve Sarık Örf müdür Yoksa İslam Dinin Şiarı Mıdır

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sarık, sakal ve bıyık birer örf müdür, yoksa İslâmî şiar mıdırlar?

Malûm olduğu gibi sakalı uzatmak ve bıyığı kısaltmak ya da kesmek dört mezhebin emrettikleri şeylerdir. Sakalı kesmek ise Hanefî, Maliki ve Hanbelî mezheplerinde haram görülmektedir. Nevevî, Rafiî, Gazali ve Şafiî alimlerinin çoğuna göre sakalı kesmek tenzihen mekruhtur (36)

Üç mezhep ulemasını bu görüşe sevk eden deliller Hz. Peygamber (sav)’den gelen hadislerdir. Bu hadislerden bir kısmında sakalı uzatmak ve bıyığı kısaltmanın fıtrattan olduğu belirtilmişken, bir kısmında da açıkça sakalı uzatıp bıyığı kısaltmak emredilmiştir.

Ebû Davud, Şarihi Hattâbî, Hz. Âişe vasıtasıyla rivayet edilen ve içerisinde sakalı uzatıp, bıyığı kısaltmanın da bulunduğu on şey fırtattan olduğu bildirilen hadisin şerhinde, alimlerin çoğunun burada fıtratı sünnet manâsında anladıklarını kaydeder. Hattâbî devamla: “Bunun manâsı şudur. Şüphesiz bu hasletler bizim kendilerine uymakla emrolunduğumuz Peygamberlerin sünnetle-rindendir. Çünkü Cenab-ı Hâk “Sen onların yollarına tabi ol” buyurmuştur der (37).

Şu hadislerde Hz. Peygamber (sav) açıkça sakalı uzatmayı ve bıyığı kısaltmayı emretmiştir: “Bıyığı kısaltınız (veya kazıyınız), sakalı uzatınız” (38).

“Hz. Peygamber bize bıyıklan kısaltıp sakallan uzatmamızı emretti” (39).

“Bıyıkları kırpınız, sakallan uzatınız. Mecusîlere muhalefet ediniz” (Müslim).

“Bıyıkları kesiniz, sakallan uzatınız” (40).

“Müşriklere muhalefet ediniz. Sakalları çoğaltınız, bıyıklan kesiniz” (Buhârî).

“Bıyığından almayan bizden değildir” (Nesâî, Tirmizî).

Peygamber (sav)’in bu emirleri sakalın İslâm’ın bir şiari olduğunu ortaya koymaktadır. Zaten öyle olmasaydı müctehid imamlar Sakalın kesilmesine haram demezlerdi ve Peygamber onu emretmez, sadece kendi uzatmakla iktifa ederdi. Oysa görüyoruz ki Resûlüllah (sav) sakalı uzatıp bıyığı kısaltmayı birçok hadisle emretmiştir.

Bunun için sakal vacip veya sünnettir .«İslâm’ın şiârıdır. Resûlüllah (sav) sakalı günün modasına uymak için emretmiştir, diyemeyiz.

Sarık konusunda da hadis kitaplarında birçok haber gelmiştir. Bunların ekserisinde Hz. Peygamber (sav)’in başına sarık sardığı ve bunun değişik renklerde olduğu belirtilir (41). Bazılarında da Resûlüllah (sav)’ın sarık sarmayı teşvik ettiği görülmektedir. Ancak bu hadisler pek kuvvetli değildir.

Rükâne (ra) Peygamber (sav) ile görüşmüştür. Rükâne der ki:
“Resûlüllah (sav)’in şüphesiz bizimle müşrikler arasındaki fark, takkeler üzerindeki sarıklardı, buyurduğunu işittim” (42). Tirmizî bu hadisin hasen ve garip olduğunu, isnadının kuvvetli olmadığım söyler.

İbn Abbas (ra) Resûlüllah (sav)’in şöyle buyurduğunu ifade eder:

“Sarık sarınız, vakarınız artar”. Taberanî bu hadisin ravile-rinden olan Ubeydullah b. Ahmed’in metruk olduğunu söyler (43).

İbn Ömer’den Resûlüllah’m şöyle buyurduğu rivayet edilir:

“Sarık sarmaya devam ediniz. Çünkü o meleklerin simasıdır. Onları sırtınıza sarkıtınız” (Taberânî). Dârekutnî bu hadisin ravilerinden olan İsa b. Yûnus’un meçhul olduğunu söylemiştir (44).

Resûlüllah (sav): “Şüphesiz sarık İslâm’ın simasıdır. Müslü-manlar ile müşrikler arasındaki engeldir” buyurur. İbn Teymiye bu son hadis için şöyle der: “Şüphesiz müslümanlarla müşrikler arasında itikatte ve amelde, sarık olmadan farkın hasıl olmadığım gösterir.” Ebû Bekir b. Arabî de: “Şüphesiz sank peygamberlerin sünnetindendir” demiştir. Eski Mısır müftülerinden Mahlûf sank sarmanın sünnet olduğuna fetva vermiştir (45).

Ahmet el-Fârûkî, sarığın müslümanlara has bir kıyafet olduğu için şunları söyler: “Zimmî, sarık ve rida gibi ilim ve din ehline mahsus olan kıyafetleri giyemez” (46).

Dipnotlar
(36) Îânetü’t-Talibîn 11/340

(37) Hattâbî, Meâlimü’s-Sünne, 1/44

(38) Tirmizî, Edep, 6

(39) Ebu Davud Terccül, 6

(40) Buhârî, Libas, 65

(41) Bkz. İbn Mâce, Libas, 14; Tirmizî, Libas, 11

(42) Tirmizî, Libas, 42; Ebû Davud, Libas, 24

(43) Mecma’uz-Zevâîd, 5/19

(44) Mecma’uz-Zevâîd, c. 5, s. 20

(45) Muhmmed Mahlûf, el-Fetavâ eş-Şer’iyye, c. 1, s. 248

(46) Mektûbât, c. 2, s. 381

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mersin eskort -
deneme bonusu
- deneme bonusu veren siteler - Goley90 Giriş - youtube beğeni satın al - buy youtube likes - istanbul escorts - beşiktaş escort - beylikdüzü escort - postegro - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - istanbul escort - Baywin Giriş - deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - bonusu veren siteler - sahabet güncel adres - onwin kayıt